Çok enteresandır, geçen gün oyun oynarken çocuğun biri chat'ten intihar etmek istediğini yazdı. Başta dalga geçiyor sandım çünkü laf olsun diye konuşan çok oluyor oyun esnasında. Yarı şaka yarı ciddi bir üslupla sebebini sorunca hayatın anlamı yok dedi. Bodoslama bir şekilde,
Waldo Sen Neden Burada Değilsin? kitabında İsmet Özel'in meşhur kırk yaş ve intihar hakkındaki sözünü yazdım. Tam o esnada oyun başlayınca cümlenin ikinci kısmı havada kaldı. Oyun ekranı geldiğinde çocuk cümlenin tamamını okuyamadığını söyledi. Demek cidden zor durumdaydı. Yardım isteği samimiydi ki devam etmemi istedi.
İşte böyleyken bir yandan oyun oynayıp diğer yandan açık chat'ten yazışıyoruz. Güler misin ağlar mısın durumu biraz. Neden sonra sevgilisinden ayrıldığını söyledi. Severek ayrılmış. Artık kız mı terk etmiş yoksa aileler mi mani olmuş bilmiyorum. Normalde insana basit gelen ama o gibi ciddi durumlarda kişinin çokça ihtiyaç duyduğu sözler vardır. Onları söyledim; hayat devam ediyor, mühim olan sensin. Şeyh Galip'in zübdei alemsin güzelliğini de ekleyince içimi bir hoş eden şu sözü yazdı;
"Sağ ol. Biliyor musun iyi geldi."
Bir söz yahu. Basit deyip geçmemeli, bir sözü karşımızdakinden eksik etmemeli. Allah o çocuğa selamet versin.
Not: Kitabı muhakkak edinmesi gerektiğini de söyledim. :)
2019 yılı biterken en güzel kitaplar/filmler/müzikler listeleri birbiri ardına paylaşılıyor. Bir listeleme bağımlısı olarak ben bunları şevkle takip ediyorum.
Bundan mülhem alta bu yıl içinde okuduğum ve en çok beğendiğim 15 kitabı okuma tarihine göre yazacağım.
-
Dünyaya gelmek, bir saldırıya uğramaktır. Doğan bebek, havanın ciğerlerine olan saldırısının verdiği acıyla haykırır. Soğuk saldırır bize, sıcak saldırır. Açlığın, hastalığın, korkunun saldırılarını savuşturma yoluyla yaşarız, hayatta kalırız. Yaşıyor olmak, savaşıyor olmaktan başka bir şey değildir. Bir gün son nefesimizi verdiğimizde bize yapılan ilk saldırıyı tamamen püskürtmüş oluruz. Savaş bitmiştir.
Hayat sanki kendimi mecbur ettiğim ve kendi mi ruhsal olarak bağlamamak için özel çaba harcadığım işlerden ibaret. Bir çoklarına göre hayat olağan akışı içinde geçip gidiyor. Ben neyin olağan, neyin olağan dışı veya olağanüstü olduğunu doğru dürüst tartamamanın acısını çekiyorum.
Mümin kişi Rasulullah Muhammet'in risaletinden önce ve onun irtihalinden sonra iman ve küfür arasinda aynı uyuşmazlığın yürürlükte olduğunu fark etmede zorlanmaz..
İmanımız, zahirle bâtin arasındaki, iç dünyamızla dışımızdaki arasındaki sahih irtibatin kuruluşundan kuvvet alir..
Irtibat güçlendikçe iman artar, irtibat azaldikça iman zayıflar..
Káfirler bilgi ve iman ilişkisini reddeder. Küfrün iddiası her bilinen şeyin algı boyutlarında yer aldığıdır.
Eğer karşılarına algıları aşan bir bilme çıkarlırsa, kâfirler bunu "anormallik" diye nitelendireceklerdir. Bu ise, gevezelikten başka bir șey değildir..