Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
" Eskiden olsaydı, böyle günahkâr kızın yüzü bana nasıl da kara görünürdü! Halbuki, şimdi onu müdafaa ediyorum. Neden ? Çünkü ben de aynı günahı işlemiş bulunuyorum! Fakat, benimki farklı... Günah aynı ; ama günaha götüren yollar farklı !.. "
''Sevgi resimden anlamazdı, ben de azarlanınca Sevgi'nin böyle kötü yanlarını ve çok güzel olmadığını falan hatırlardım, neden hatırlardım, neden öfkelenirdim? Neden neden...''
Sayfa 82 - HikmetKitabı okuyor
Reklam
Kimim ben? Bir istisna yapıp bir atasözüne atıfta bulunursam: Gerçekten de, neden bütün olay kiminle "düşüp kalktığımı" bilmek sorununa indirgenemesin? Bu deyimin kafamı karıştırdığını itiraf ederim, zira bazı varlıklarla benim aramda düşündüğümden daha garip, daha az kaçınılabilir ve daha kaygılandırıcı ilişkiler kurma eğilimi taşıyor.
Bir gün Resulullah(a.s.m.) mescitten hızla çıkan birini görür.O kişi'"mescit kuşu"diye bahsedilen, herkesin sevdiği sahabe Salebe'dir. Resulullah(a.s.m.) yanına çağırır ve sorar:"Salebe,nedir bu telaşın?Neden namaz biter bitmez mescidi terk edersin? Salebe cevap verir:"Ya Resulullah!Bizim evimizdeki kıyafet sadece bu üzerimde bulunan çaputtur ve ben mescide geldiğimde eşime giyecek çaput kalmaz." "Mescit kuşu"diye bahsedilen sahabenin yaşadığı hayat İslamiyet'te zirve bir hayattır.O konuşma esnasında da Resulullah'tan(a.s.m.) ısrarla dua ister:"Ya Resulullah!Ne var Allah'a dua et sende bana mal-mülk verse?" Resulullah(a.s.m.):"Etme salebe!İsteme bu duayı.Bak benim de bir günüm aç,bir günüm tok geçiyor.Ama Allah'ın verdiği mala şükredebiliyorsa ve daha fazlası verilince de o malın şükrü unutabiliyorsa bu nimet değil,nikmet olur.Boşver Salebe...İsteme..."
"Bizim gibiler, çiftlikte çalışan erkekler yeryüzündeki en yalnız erkeklerdir. Onların ailesi yoktur. Kendilerini hiçbir yere ait hissetmezler. Bir çiftliğe gelir, çalışır, biraz para kazanırlar, sonra kasabaya gidip kazandıklarını birkaç saat içinde harcarlar, bir de bakarsın ki yeniden yola düşmüşler, başka bir çiftliğin kapısını çalmak için. Hayattan hiçbir beklentileri yoktur onların." Lennie'nin yüzünü mutlu bir ifade kaplamıştı. "Evet, evet bu işte. Şimdi de bizimle ilgili yeri anlat." George anlatmaya devam etti. "Ama biz onlar gibi değiliz. Bizim bir gelecek planımız var. Söylediğimizi dinleyen, bize önem veren biri var yanımızda. Gidecek başka bir yerimiz olmadığı için bir barda oturup burnumuzu viski bardağına sokmak zorunda değiliz. Onlar hapse girseler tek başlarına çürürler orada, bir arayanları olmaz. Biz onlar gibi değiliz." Lennie araya girdi. "Biz onlara benzemeyiz! Peki neden? Çünkü... Çünkü sen varsın benim yanımda ve ben varım senin yanında, bu yüzden işte..."
Reklam
Çok sevdiğim dostu­mu neden sevdiğimi bana sorarlarsa, yanıtım şöyle olur: O, o idi... Ben de bendim.
On sekiz yaşında kurduğum hayaller on sekiz yaşında kaldı. Ben o hayallerden bir elektrik çarpmasıyla vazgeçmedim mi? Kırk altı yaşımda, yıllar öncesinin İstiklal'ine döneceğime dair bomboş bir inancı nasıl da büyütmüşüm içimde? Ben böyle değiştiysem, İstiklal neden tam da benim değiştiğim gibi değişmesin?
"Dün gece beni sevdiğini söyledin." "Söyledim." "Bu doğru mu?" "Peki, neden beni seviyorsun? Sevebileceğin onca kişi varken..." "Ben bir mücevher tasarımcısıyım. En kullanışsız sanılan taşlar bile yontulduğunda nasıl birer hazineye dönüşeceğini bilirim."
Ve ben bu gece yaşamın belirli bir saydamlığı karşısında artık hiçbir şeyin önemi kalmadığı için ölmek istenebilmesini anyorum. Bir insan acı çeker, mutsuzluk üstüne mutsuzluğa uğrar. Katlanır bunlara, yazgısını benimser, iyice yerleşir içine. Saygı görür.Sonra, bir akşam, hiç: bir zamanlar çok sevdiği bir dostuna rastlar. Dostu biraz dalgın konuşur onunla. Evine dönünce, adam kendini öldürür. Sonra gizli dertlerden, bilinmeyen dramdan söz edilir. Hayır. İlle de bir neden gerekirse, dostu kendisiyle dalgın konuştuğu için öldürmüştür adam kendini. Böyle işte, dünyanin derin anlamını duyar gibi olduğum her seferde, onun basitliği saşırttı hep beni.
Reklam
- Yaşadığına göre, ondan söz ederken neden geçmişte kalmış gibi konuşuyorsun? -O yaşıyorsa da, ben ölü sayılırım.
madem sonunda hiçbir şey kazanamayacaktım ben bu oyunu neden oynadım?
Yaşayayım desem yaşatmıyorlar, öleyim diyorum beceremiyorum. Bu sıçtığımın dünyasında neden hiçbir istediğimi yapamıyorum ben?!
“Basında yer alan, hükûmet yetkililerinin demeçleri de insanı çileden çıkaracak cinsten olan demeçlerdir ve her zamanki gibi aldatmacadan başka bir şey değildir. Her zamanki gibi koltuğundan olma kaygısıyla halkın gözünün içine baka baka yalanlar sıralandı. Terörist Apo’yu ateşkes kararından sonra ‘Bay Öcalan’ diye telaffuz etmeye başlamadılar mı? Mademki PKK’nın ateşkesinin toparlanmak için bir taktik olarak ele alındığını biliyordular, neden bahar operasyonlarını durdurdular? Toparlanıp bir yol kesmeyle kırk insanı katletmelerine neden fırsat verildi? Mademki her şeyi biliyorlardı, yüz kişi sıkıştırıp on kişi öldürebilmek için kırk insanı yem olarak mı kullandılar? Yoksa oynamaya mecbur oldukları oyunda Apo ‘mızıkçılık’ mı yaptı? Bakın, Apo onlarla dalga geçercesine ‘İsterlerse ateşkes devam eder, hâlâ vakitleri var’ diyor. Türkiye Cumhuriyeti’ni ne hale soktuklarının farkında mıdırlar? Ben pek sanmıyorum.”
Doğan KitapKitabı okuyor
Kedice isyanlar
Peki neden ben? Ha? Niye hep ben yapıyorum alışverişi? Niye ben daldırıyorum kuyruğumu benzine? Niye sardalyeyi ben getiriyorum? Niye hep ben?
Sayfa 68 - Can Çocuk, 30. BasımKitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.