köy halkı neyle geçinir, bilir misin? Kapıcılıkla çalışıyoruz. dan, sıkılma
Bunların gençleri kadın-erkek Istanbul'a, Ankara'ya gurbete çıkar oralardaki hanlarda, apartmanlarda kapıcılık ederler. Orda kaza nır, kövde kalan yaşlı anababalarına para gönderirler. Beson yılda bir döner, köye, sılaya gelirler. Baba ocağından tam s Onlar da yaşlanınca gelir, bu kısır topraklı köye yerleşir, oğullarını kızlarını büyük şehirlere odacı, kapıcı gönderirler. sökülemeder
Saydım, bütün köyde dört ahlat ağacından başka ağaç yoktu Yağmurdan aka aka toprak kalmamış. Tarlalar ancak bire birby. çuk, bire iki veriyor. Bir kile tohum ekip, toprağı alınterlenye sulayarak iki kile tahıl alacaklar. Yine de bu kısır toprakan vazgeçemiyorlar.
Bu köylünün hepsi de Istanbul hanlarında, apartmanlanında kapıcı durmuşlar, o hanların, apartmanların kaloriferli, mavi, pembe, beyaz fayans döşeli helalarını yıkayıp temizlemişler. Kullanmışlar da... Ama köylerine dönüşlerinde kendilerine hela yapmamışlar. Neden? Neden böyle diye hiç düşünüyor muyuz?
Görgüsüzlük desen, değil; işte helanın en güzelini yıllarca görmüşler, temizlemişler, kullanmışlar da... Ama yine de ken dilerine hela yapmıyorlar. Görmek, tekbaşına bir işe yaramıyor Kişinin o gördüğünü alacak, benimseyecek bir düzeye yükselmes gerekiyor. O yere yükselmedikçe, ne görse boş... Bunlar yıllarca memizledikleri helaların kendileri gibi insanlar için değil, yalnı kapıcı, odacı durdukları han ve apartmanlarda yaşayan insanlar çin olduğunu sanıyorlar.