Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Ne güzel olur bilir misin? Orda seninle yaşamak. Yeter artık Ben burada rahat değilim.
Reklam
"Abi benim annemi babam, akşam karanlığında sokak or­tasında vurdu. Ben hava kararınca korkuyorum. Beni eve gön­derir misin?" dedi. Babası geldi, orda beni de vurdu sanki. Yerin dibine girdim orda, ölmeden, kefensiz. Ne diyeceğimi ne yapacağımı bile­medim.
Sen yine orda mısın demeden Sen hala Sen hala gel demeden Geliyorum ben sana.
Yer burda, semâ orda., yolun, hangisine? Dalmak dilemez misin ebed ninnisine? Varlık dağılıp hicret ederken evlân Kat mâvini, sen de, göklerin mâvisine!
Kim bilir, bir gün bütün harfler çeker gider; kelimeleri de, anlamları da götürürler. Kravatla tavandan sarkan ilmik arasındaki fark kadardır o zaman başka birinin bahçesindeki kuyuya sarkıp suya 'orda mısın' diye seslenmek; kendi bahçende kaybettiğin suyu başkalarının topraklarında aramak, hep aramak.. Diğeri: Harfler giderken bari bu kelimeyi bıraksınlar Tanrı'nın yerine insanoğluna.
Sayfa 167Kitabı okudu
Reklam
Oturup tavşan kanı üç çayla iki asprin içiyorum, bana mısın demiyor . Kafamın ağrısı orda.
Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Ruth
dur ruth, aşkın karanlık yüzünde dur, öylece. hep. böyle dursun aşk her zaman hayatında. karanlık yüzünde dur aşkın, sus. tamamı buydu, de. bütün yavanlığıyla süren insanların kuytularında kal. orda kal.
""Fotoğraf çekmeyecek misin?" Niko hayır manasında başını salladı. önce şakaklarına ardından da göğsüne dokundu ve gülümsedi. "En özel fotoğraflar buralarda depolanır. Burda bir bellek kartında olduğundan daha güvendedirler ve ne zaman istersen o zaman bakabilirsin" Haklı diye düşündü carlotta. En özel fotoğraflar kalp ve beyine saklanır. orda daha güvende olurlar. Kimse onları alamaz, renkleri solmaz veya kaybolmazlar."
Sayfa 268Kitabı okudu
Bozkurt; Türk uruklarının en büyük töz (totem)lerinden biridir. Hun Türklerinin bir kolu olan Tu-cje'ler, kurt'tan türediklerine inanırdı. "Büyük dedelerini kurt, kendi yavrularıyle birlikte güdüyor, inine götürerek besleyip büyütüyor". Bu yüzden bayrakların üzerine kurt kafası bulundururlardı Türk kabilelerinde, kurttan geliş
Sayfa 135 - Türk Dünyası Araştırmaları VakfıKitabı okudu
Reklam
Dikkat sıcak ve şefkatlidir, en iyi imkânların çiçeklenmesine müsade eder. Zarafet ve nezaket dikkatle serpilip büyür. Hayatımızın en güzel anları, bütün ruhumuzla orda olduğumuz anlardır. Bir insana dikkat vermekle onu ruhen besler, ona önem ve anlam verdiğimizi ve yakınlık duyduğumuzu gösteririz. Ihtimam, sevgi ve neşe için bugünde olmak lazımdır. Uyanık ve farkında olmak. Bütün ilişkilerde zaman sadece şimdidir.
Kitapları kaldırsın cenazesini! Böyle diyesiymiş karısı İbn Hazm'ın, şair ve yazarı su tadındaki Güvercin Gerdanlığı'nın, madem öyle üstüne üstüne biz de virgülleri, noktaları, ünlemleri, harfleri, tireleri, seslileri, sessizleri, sözcükleri, dizeleri, cümleleri toprak niyetine atalım, toprak değil kitaplar doyuracak gözünü madem o yaşarken kitap cennetinde cehennemi yaşatmış duluna sonsuza dek kitapların arasından çıkamasın da görsün nasıl oluyormuş cehennem diye! "Orda mısın" diyelim İlhan Berk'e de, gerçi senden önce gelmiş İbn Hazm ama sen yine de eyit ona ve "şair cehennemdir" de "en çok da evine, ailesine, eşine!" Bu işler böyledir çelebi, cenazesini kaldıran kitaplarını da dulu kaldırır ortadan yanında ve gönlünde yer açmak için bir kitapsıza!
Sayfa 70 - Kırmızı Kedi
Anadolu irfanı
köy halkı neyle geçinir, bilir misin? Kapıcılıkla çalışıyoruz. dan, sıkılma Bunların gençleri kadın-erkek Istanbul'a, Ankara'ya gurbete çıkar oralardaki hanlarda, apartmanlarda kapıcılık ederler. Orda kaza nır, kövde kalan yaşlı anababalarına para gönderirler. Beson yılda bir döner, köye, sılaya gelirler. Baba ocağından tam s Onlar da yaşlanınca gelir, bu kısır topraklı köye yerleşir, oğullarını kızlarını büyük şehirlere odacı, kapıcı gönderirler. sökülemeder Saydım, bütün köyde dört ahlat ağacından başka ağaç yoktu Yağmurdan aka aka toprak kalmamış. Tarlalar ancak bire birby. çuk, bire iki veriyor. Bir kile tohum ekip, toprağı alınterlenye sulayarak iki kile tahıl alacaklar. Yine de bu kısır toprakan vazgeçemiyorlar. Bu köylünün hepsi de Istanbul hanlarında, apartmanlanında kapıcı durmuşlar, o hanların, apartmanların kaloriferli, mavi, pembe, beyaz fayans döşeli helalarını yıkayıp temizlemişler. Kullanmışlar da... Ama köylerine dönüşlerinde kendilerine hela yapmamışlar. Neden? Neden böyle diye hiç düşünüyor muyuz? Görgüsüzlük desen, değil; işte helanın en güzelini yıllarca görmüşler, temizlemişler, kullanmışlar da... Ama yine de ken dilerine hela yapmıyorlar. Görmek, tekbaşına bir işe yaramıyor Kişinin o gördüğünü alacak, benimseyecek bir düzeye yükselmes gerekiyor. O yere yükselmedikçe, ne görse boş... Bunlar yıllarca memizledikleri helaların kendileri gibi insanlar için değil, yalnı kapıcı, odacı durdukları han ve apartmanlarda yaşayan insanlar çin olduğunu sanıyorlar.
Sayfa 226Kitabı okudu
Kadın, önündeki bir bardak suya eğilmiş, "sevgilim, orda mısın?" diye bağırıyordu: Sonbahar Sendromu
Aşktan yana iyilikten konuşalım. Üstümüzde sarhoş bir gökyüzü, Altımızda mes'ut bir toprak. Ne güzel olur bilir misin? Orda seninle yaşamak.
664 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.