"Aşk, bir bedende iki kişi."
“Ey aşk...! bir mucize gerçekleştir şimdi
Şapkandan bir kumru havalansın
Bana öyle büyük ki bu kalp,
Gelsin yüreğime yuvalansın”
Kitabı okurken sımsıcak bir yürek buldum. Yaşam kavgasının molalarında, sıcacık bir poğaça, buğusu üstünde demli bir çay, sevgi ve vefayla beslenmiş hoş bir muhabbet, zifiri
ŞUBAT AYI KİTAP ÇEKİLİŞİMİZ
11.02.2019
23.59'dan sonra yazılanlar geçersiz sayılacaktır.
Kitap bağışçılarımız ve sizlerin sayesinde dopdolu bir kumbaramız oldu. Biz de çekilişle bu kitapları sizlere dağıtıyoruz. Kumbaramızdan seçtiğiniz kitap ya da kitapların isimlerini yoruma yazıp çekilişe katılabilirsiniz. Paylaşmak her zaman güzeldir ve
‘’Hiçbir ütopya, toplumun bütün bireylerine sonsuza dek tatmin sağlayamaz. Maddi şartları iyileşen insanlık, gözünü daha yükseklere diker, bir zamanlar rüyasında bile göremeyeceği güç ve mülke burun kıvırmaya başlar. Dış dünya onlara her şeyi sunmuş olsa bile, insanların akıllarındaki sorular ve kalplerindeki özlem susmak bilmez.’’ (s.
İstatistikleri severim ben siteye ilk girdiğimde de gözüme ilk çarpan https://1000kitap.com/yazarlar?s=en-cok-okunanlar listesi oldu. O zaman en çok okunan yazar Elif Şafak'tı, 2 yıldır da listenin başında Sabahattin Ali vardı ve sonunda beklenen oldu ve geçen hafta Stefan Zweig en çok okunan yazarlar listesinde ilk sıraya oturdu, uzun süre
Kitabın adı " Güneşi Uyandıralım " ama
" Büyükler güneşi uyandırmayı bilmez." demişti Zeze kitabın sonunda. Haklı da aslında; biz büyükler çocukların güneşini çaldık, karanlıklara çağ açıp onları fenersiz bıraktık. Şimdi güneş nasıl uyandırılır nerden bilelim?...
Şeker Portakalı kitabının devamı olan kitabımız Zeze ' nin
YouTube kitap kanalımda Ay Işığı Sokağı kitabını okumadan ölebilirsiniz dedim: ytbe.one/cw421oNbC14
Zweig'ı merak eden ve kitaplarıyla tanışmak isteyen okurlar için Zweig'a başlamak açısından doğru bir tercih olmayacak kitaptır.
Bugüne kadar neler okuduk?
Olağanüstü Bir Gece'de, yapay heyecanların doğal olanına doğru
BİR DERİN OKUMA DENEMESİ
Georges Perec’in Kayboluş’undan söz edilmişti. Hiç E harfi kullanmamış diye. Niyeyse aklıma geldi. Ardında Bilge Karasu varmış meğer. Perec bulanıklaşınca anladım. Kılavuz. Asıl oymuş aklımda. Zaten ne olacaktı ki ya Gece ya Kılavuz.
Bilge Karasu da hiçbir eserinde VE bağlacını kullanmamış ya, Perec işte onu
ŞUBAT AYI KİTAP ÇEKLİŞİNİN KAZANANLARI !!!
Öncelikle bu çekilişe bağışladığı kitaplarla, emekleriyle, paylaşımlarıyla katkıda bulunan herkese çok teşekkür ederim. Sizin sayenizde çok daha güzellerini birlikte yapacağınıza şüphem yok. Şimdi kazananları seçme vakti..
Aldous Huxley - Cesur Yeni Dünya
Stefan'ın hikayelerinde ortak bir konu var bence: Korku. Bu duyguyu her hikayesinde az da olsa veriyor. Okuyucuya hissettiriyor. Kendisinin de sık yaşadığı bir duygu olmalı ki intihar etmesine neden olan şeylerden biridir belki. Böyle büyük bir yazarı intihardan kaybetmek gerçekten üzücü. Kitabın yorumuna gelirsek ;
Canım Edgar... Küçücük kalbine o kadar büyük hesaplaşmaları, düşünceleri nasıl sığdırmak zorunda kaldın. Edgar için bu cebelleşme hasta olduğu için biraz moral olması, kendisini toparlaması için annesinin Edgar'ı tatile götürmesiyle başlıyor. Orada tamamen olayın eğlencesinde olan Baron ile tanışıyor. Baronun niyeti Edgar'ın annesiyle bir kaçamak yapmak. Bunun için sahte sevgi ve ilgi gösterisiyle Edgar ile yakınlık kuruyor, sevgiye aç olan Edgar yeni tanıştığı bu arkadaşını çok seviyor ve hep onunla yakın olmak istiyor ama amacına ulaşmış olan Baron, Edgar'ı görmezden geliyor. Bunun üzerine Edgar varlığıyla ve yaptığı küçük düşmanca hareketlerle annesi ile Baron'un kaçamaklarına engel oluyor. En son annesi ile yaşadığı kavgadan sonra otelden kaçıyor, trenle tek başına yolculuk yapıp büyükannesinin yanına gidiyor, önce eve girmeye çekiniyor ama sonradan gittiğinde herkesin kendini aradığını, büyük bir sevgi seliyle karşılaştığında anlıyor. Babasının otelden neden kaçtığını sorması üzerine de gerçekleri babasına söylemeyerek, annesiyle büyük bir sır ortaklığı yapmış olmanın böylelikle ilk defa bir yetişkin gibi hissetmenin mutluluğuyla uykuya dalıyor.
Yakıcı SırStefan Zweig · İlgi Kültür Sanat Yayıncılık · 201841,8bin okunma
Dudaklarım gerisin geriye çekildi; ağdalı bir sıvının ağır ağır örttüğü, korkunun biçim kazanıp ayağa kalktığı ve ‘hey bana bir şeyler söylemenin vakti geldi’ dediği zamanlarda bekledim seni; gözlerimi kapadım. Bekledim. Beklerken, özlemenin hangi geçitleri geçilmez kıldığını, hangi duyguların insanı hayata kazandırdığını, basite indirgenmiş
Kalp ile sır arasındaki fark şudur: Kalp değişkendir, döner ve farklı alemlerde dolaşır. Bazen sır ve Ruh perdesinde Hak Teala'nın izzetin görür, bazen sır ve Ruh örtüsüne meleklerin saflığını ve temizliğini müşahede eder. Bu perdede bazen kalp gözüyle nebi ve resullerin adımlarını görür, bazen kıyametten sonraki diriliş gününü gözünün önüne getirir, bazen de bu perdede kaza ve kadere nazar eder. Sır ise halden hale dönüşmez. "O seni görür" ibaresinin korku ve heybetinde istikrarlı bir şekilde durur. Gecesi, gündüzü, mukimliği ve seferi ondan haberdar olmadığı gibi, o da bunlardan haberdar değildir. Padişah-ı zü'l-celalin kendisine baktığını, ne söylese, ne yapsa ve ne düşünse hepsini gördüğünü bilir ve istiğrak haline geçer.
Sır ile ruh arasındaki fark işe şudur: Ruh, padişah-ı zü'l-celalin, kendisini gördüğünü bilir. O' nun nazarıyla bütün varlığı edep ve hürmet olur. Hak Teala'dan başkasına yönelmez, başkalarıyla teselli olmaz, daima Hak Teala'nın cemalini müşahede eder.
Dudaklarım gerisin geriye çekildi; ağdalı bir sıvının ağır ağır örttüğü, korkunun biçim kazanıp ayağa kalktığı ve ‘hey bana bir şeyler söylemenin vakti geldi’ dediği zamanlarda bekledim seni; gözlerimi kapadım. Bekledim. Beklerken, özlemenin hangi geçitleri geçilmez kıldığını, hangi duyguların insanı hayata kazandırdığını, basite indirgenmiş