Daha önce pek çok kitapta karşımıza çıkan yöneten-yönetilen ilişkisinin doğası “Bin dokuz yüz seksen dört” ün de ana sorununu oluşturuyor. Yazar “oligarşik kollektivizm” olarak tanımladığı yönetim şeklinin, kitleleri nasıl pasifize ettiğini, onları nasıl sömürdüğünü ve bilinçlerini nasıl egemenlik altına aldığını göstermeye çalışıyor bizlere. Bilim ve teknolojik ilerlemeye karşı olan yönetim, bireylerin dış dünyayla ve geçmişleriyle olan bağlarını da her gün biraz daha fazla kopartıyor. Küçük ve ayrıcalıklı bir azınlığın büyük bir çoğunluğu yönettiği yönetim şekli olan oligarşi, yeni bir sosyalizm, kitaptaki adıyla ingsos (ingiliz sosyalizmi) olarak karşımıza çıkıyor. Fakat sosyalizmin evrensel ilkelerini hiçe sayan bir sosyalizm bu. Dolayısıyla da ne eşitlikten ne de özgürlükten bahsetmek mümkün. İşte Orwell da Marx’ta olduğu gibi umudun ve kurtuluşun proleterlerde olduğunu düşünüyor ve bu sınıfın bilinçlenip örgütlendiği aşamada devrimin gerçekleşeceğini söylüyor.
“Bin dokuz yüz seksen dört”ü okuyun. Okuyun ki, bireyler arası eşitliğin, özgürlüğün, bilimin, bilinçlenmenin, etrafımızdaki gerçekliği farkında olmanın, düşünce ve konuşma özgürlüğünün aslında hayatımızda ne kadar da önemli bir yer teşkil ettiğini fark edin.
1984George Orwell · Can Yayınları · 2019165,5bin okunma
İncelememi biraz uzun tutmam gerektiği konusunda düşünüyorum. Çünkü kitabın neresinden başlasam da dikkat çeksin ve okurların okuma hevesini uyandırsam diyorum ama sanırsam gündemdeki sorunlarla demokrasi sizce ne kadar uyumlu diyerek başlıyorum…
22 bölümden oluşan bu kitap, birçok konuyu ele almış. Demokrasi ile yönetim, kent nedir ve kimlere
Sevgili yönetim;
Biz üyeler olarak en çok sıkıntıda olduğumuz konunun çözümünü hala bulamamış olmanız can sıkıcı. Bir adamın milyon tane hesabı mı olur? Aynı kişinin sayısız hesabının olmasının size ne kazancı var? Bu kişiler bunu neden yapıyorlar farkında değil misiniz? Mühim olan çok üye olması değil, nitelikli okuyucu olması! Size +10 üye fazladan gelmiş gibi gözükse de sayısız arkadaşımızı bu platformdan uzaklaştırıyor. Mesaj kutusunu herkes kapatmak zorunda olmamalı. Alın size bir güzellik yaptık Dm'i kapatabilirsiniz dediniz eyvallah ama bu tacizcilerin önüne geçmenin çözümü de bu olmamalı. Yeni üyeliklerde bu gibi sorunların önüne geçmenin illaki bir yolu olmalı!!!
Saçma sapan hesaplar açan kişileri şikayet etmemize rağmen hala aynı hesaplarla devam ediyor bazıları. Üyeliğin sonlandırılması için, bu hesapların kapatılması için daha ne yapmış olmaları gerekiyor?
Merhaba Sayın 1k okurları;
Sitede çoğalmaya başlayan bir hususu kangren olmaktan kurtaralım ve Mustafa Kemal Atatürk'e hakaret içeren bütün iletileri;
"5816 ATATÜRK ALEYHiNE iŞLENEN SUÇLAR
HAKKINDA KANUN" Maddesi uyarınca şikayet edelim.
Şikayet metniniz örnek olarak sadece şu olsun:
"Türkiye Cumhuriyeti'nin 5816 Numaralı
Arkadaşlar gitmeden önce bu yazının sizin için faydalı olacağını düşünüyorum. Ben yaklaşık 3 gündür Gürcistan dayım. Batum yani onların söyleyişi ile Batumi. Nüfusu tahminim 200binden fazla şu dönemlerde. Ticaret belli ki yavaş yavaş gelişiyor. Limanları dolu dolu. Ticaretle ilgili belli ki çok fazla alana etki eden bir oluşumları var. Artvin ve
Prometheus Yunan mitolojisinde insanın yaratıcısıdır. İnsanlara tüm meziyetleri o öğretmiştir. Bu tragedyada Zeus’un karşısındaki durumu anlatılır.
Diğer tragedya incelemelerimde olduğu gibi bunda da biraz konunun öncesinden bahsetmek doğru olur. Gelin kısaca Prometheus’a kadar Yunan Theogonisine (mitolojinin tanrılardan bahseden kısmı) bakalım.
Sevgili okurlar, minnetle paylaşmaktan gurur duyarım ki Bi Dünya Kitap olarak, 3 yıllık bir topluluk olmak üzere ilerliyoruz. Hem aramızdaki okurla, hem de yönetim kadromuzla büyük emekler vererek çalışmaya devam ediyoruz. Başarımızın ve büyük bir aile olmamızın kutlaması olarak bir etkinlik daha düzenlemek için kolları sıvadık. Yavaşça ve kaliteli bir şekilde büyüyoruz ve emeklerimizin karşılığını alıyoruz. Daha önceki bir organizasyonumuzda
Osman Balcıgil ile grupça tanışma fırsatı yakalamıştık. Şimdi onun da içinde olduğu bir söyleşi maratonu planladığımızı ilan etmek isterim. Kendini kanıtlamış, alanlarında başarılı ve çok özel 7 kalemi topluluğumuzun görüşmelerini konuk ediyoruz. Yazarlarımızın birer kitabını belirledik ve bunları 280 üyemizle okuyup, üzerine konuşacağız elbette yazarlarımızın eşliğinde. Bu söyleşi etkinliğimiz 2024 yılını özel kılacak olaylardan biri bizler için. Kitap tutkunu bizleri kırmayıp erkinliklerimize eşkik ettikleri için yerli yazarlarımıza teşekkür ederiz. Keyifli, eğlenceli ve kaliteli yayınlar olacak. Takipte kalınız.
Program
25 Nisan Salı saat 21:00
Hiç düşündünüz mü? 500 yıl sonra nasıl bir dünya olacak, insanlar nasıl bi düzenle yönetilecek ve yaşayacak? Bildiğimiz dünya düzeni birşekilde yıkılır ve yeni bir dünya düzeni kurulur. Bu yeni dünya örneklemelerine distopya diyoruz. Bu kitap da efsane ve kült bir distopya.
Kimi kitap ansiklopedik bilgi içerirken kimisi şiirsel metinler
Damızlık kızın öyküsü hangi kategoriye dahil edilebilir?
Distopya?
Feminen distopya?
Gerçekten tarzı farklı.
Her ne kadar distopik bir gelecek kurgusu olsa da bugün bu dünyada biryerlerde bu kitaptaki kadınların hayatını yaşayan, hatta bahsedilmeyen kadınlar gerçekten var. Hemen her gün kadına şiddet haberleriyle bu duruma seyirci kalırken
Bu site için ilk incelemem olacak. Önüme düştüğü için yazıyorum.
İnceleme yazmadan evvel başka arkadaşların incelemelerini de okuyayım dedim. Üzülerek söylüyorum ki çoğu kişi ne Platon'u tanıyor ne de dönem içinde Atina şehrinin yapısını/tarihini biliyor. Dolayısı ile Devlet kitabını da anlayamamış veya yanlış anlamış.
Size bu şekilde yazılan