Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Bir tiyatro eseri ancak böyle anlatılırdı.Üstat döktürmüşsün.
_Sanatın yaratıcı gücü, doğadan, sanatçının eli değmeden, kendiliğinden çıkar ortaya. Her sanatçı, doğanın özünde bulunan sanat nitelikleri karşısında, Aristoteles'in deyimiyle bir "öykünücü"dür. O, ya Apollo'ca bir düş sanatçısı, ya Dionysos'ca bir coşkunluk sanatçısı ya da hem coşkunluk hem de düş sanatçısıdır. _Apollo,
Reklam
_Işık bekliyor, fakat karanlığa sığınıyoruz. İncil _Karanlığa lanet etmektense, bir mum yakmalıyız. _Neyin doğru olduğu umurumuzda mı? Fark ediyor mu? _Gerçek bilgelik, sınırlarımızı bilmekte yatar _Can sıkıcı ve sevimsiz görünse de bilimsel yöntemin önemi, bilimsel bulgulardan çok daha büyüktür. _Edilgen taraf, baskın tarafın yanılsamalarına
Dil, kimlik, kültür: Ortak değerler-2009'
Erbil'in İstanbul'u, Diyarbakır'ı eksikti. Nasıl İstanbul'un Kürtçesi, Kerkük'ü eksikse... Bazı adlar siz farkında olmasanız da hayatınıza eşlik eder. Kerkük onlardan biri. Türkiye'de yaşayan hemen herkesin gitmese de duygusal bir bağla bağlı olduğu şehirdir Kerkük. Türkiye'de yaşayan Kürtler açısından ise
delilik ancak böyle güzel anlatılırdı.
Bizler nasırlaşmış akıllarımızın üstüne, cimrilerin paralarının üstüne oturmaları gibi oturuyoruz. Bizim düşündüğümüz anlamda akıl, bir yanlış anlamadan başka birşey değil. Eğer salt düşünce düzeyinde sürdürülebilen bir yaşam varsa böyle bir yaşamı sürdürebilen tek insan şu karşınızda gördüğünüz delidir!
Sayfa 494 - sel yayıncılıkKitabı okudu
Yıllardır savaş verdiğim davam işte böyle anlatılırdı.
Yorum: Yıllardır savaş verdiğim "dava"m işte böyle bilimsel olarak ve güzelce anlatılırdı. Son yıllarda kadınların sözde güç sahibi olmak ve normalleştirmek adına, sinkaflı, kadını aşağılayıcı lafları ağzılarında duydukça olmaktan içim acıyor. Erkek, yok eden, yutan, karanlık, hatta ilkel mitolojide “dişli bir ağız” olarak yiyip
Reklam
Esma Sultan aklına gelenleri, bilhassa pek yakın zamanda olanları sinek kovar gibi kovdu. Hakikat sinek kovar gibi ama ha! Böyle yapmak istercesine elini boşlukta salladı. Bileklerini, parmaklarını süsleyen ziynetler pek güzel sesler çıkardılar. Herkes bu yaptığına bakakaldı. O da onlara gülümsedi. Ağzı ve dişleri, taşkın göğüsleri kadar beyaz ve
Sayfa 13 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Selim Işık-Günseli’ye Veda Mektubu
(BİR ÖLÜM ANCAK BU KADAR DERİNDEN ANLATILIRDI) Selim Işık gerçek olsa herhalde ölümü ancak bu kadar ağır gelirdi insana. Oğuz Atay’ın Tutunamayanlar’ında intihar etmeden evvel sevgilisi Günseli’ye yazdığı veda mektubunu şuracığa iliştiriyoruz. “günseli, son günlerde öyle bir durumdayım ki bir iki dakika bile aklımı toparlayıp düşünemiyorum.
Sayfa 531Kitabı okudu
Almanya tehlikeli bir ülkedir. Sosyalizm maskaralıklarının orada alıp yürümesi yarın Almanya’yı yeni gelişmelerin eşiğine atacaktır. Adolf Hitler durup dururken değil, büyük ve kültürel bir millete karşı İngiltere ve Fransa’nın ahmakça siyasetleri yüzünden ortaya çıkmıştı. Bugün de başka bir Adolf un, Adolf von Thadden’in başkanlık ettiği
Sevgi-Nefret arasındaki ilişki ancak bu kadar güzel anlatılırdı..
“Sevgilide kaybolmamak için nefret sebepleri arar, bulamazsa yaratır. İşte böyle, kendi kendini aldattığını anlayınca da utanır ve ona daha çok bağlanır. Kendi yalanlarını affetmeyen kalbin kendine verdiği ceza. “Âşıklara haber vermek isterim. Kalbin bütün meseleleri yalnız kalbde halledilir. Çünkü bir hissin hakkından ancak başka bir his gelir. Ümitsiz bir aşkın panzehiri nefrettir. Fikirler ancak bu mukavemet hislerini yaratan tahrik ve telkin unsurlarıdır.”
Reklam
BİR ANNENİN ÖLÜMÜ ANCAK BÖYLE ANLATILIRDI AĞLAMADAN SIZLAMADAN ...
Annemin bağrını tanımadım desem yeridir. Hala duyarım kalbinin güçlü ve öfkeli gürültüsünü. Yine de öldüğünde asitli bir acı dolaştı içimde. Sanki çırılçıplak sahneye çıkmışım. Artık bana dileyen dilediği kötülüğü yapabilir, öylesine savunmasız ve yalnızım .
Sayfa 112 - canKitabı okudu
Eğitimin ! Okulun önemi ancak böyle anlatılırdı..
“Okul, bizim en önemli servetimiz. Bizde, ne sizin Rus-Ural madenleriniz ne de Sibirya altın ocaklarınız var. Doğa ne yazık ki bizi nimetlerinden mahrum bıraktı. Bu açığı kendi gücümüzle kapatmak zorundayız. Vatandaşlarımızdan ellerinden geleni yapmalarını istemek zorundayız. Fabrikalarda İngiliz çeliği nasıl dövülüyorsa okullarda gençlerimizi işte öyle yetiştiriyoruz. Okullar sayesinde, bu kayalar ve bataklıklar arasındaki hayata, Rusya’nın geri kalanının henüz yanına bile yaklaşamadığı, görece bir refah getirdik. Bizden okulları alırsanız yok olup gideriz. Mayası tutmayan hamur gibi dağılırız.”
Sayfa 82 - Toptan KitapKitabı okudu
23 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.