YouTube kitap kanalımda Dostoyevski'nin hayatı, bütün kitapları ve kronolojik okuma sırası hakkında bilgi edinebilirsiniz:
ytbe.one/0i9F0L1dcsM
Bu incelemeyi ya hiç okumayın ya da başlamışken sonuna kadar tam olarak okuyun. Aynı Suç ve Ceza kitabının başrolü Raskolnikov gibi ya bir hiç olun ya da Raskolnikov'un emeli gibi
Kitap bitti, ben tükendim.
Laf olsun diye değil, öyle ki damarlarımdan kanın çekildiğini hissettim, azar azar, acıta acıta... Her cümlede öyle bir sızı... Okurken sizle de paylaştım birçoğunu. Tükenirken sizi de tükettim.
Kehribar Geçidi...
Yedi Uyurlar'ı hiç duymuş muydunuz?
Okuyacağım kitapları genelde önceden araştırır, ona göre okurum,
YouTube kitap kanalımdaki videodan Tolstoy'un hayatı, bütün kitapları ve kronolojik okuma sırası hakkında bilgi edinebilirsiniz: ytbe.one/bsTzvrg-Pi4
İçimizde kalan, söylemek istediğimiz ama bir türlü söyleyemediğimiz şeyleri bu incelemeyle ve Tolstoy ile birlikte itiraf edip rahatlamaya ne dersiniz?
İtiraf ediyorum... Annem ve
Bir ruh savaşı içerisindeyiz ve bu ruh savaşında birer diriliş işçisiyiz. Kitabın besmelesi bir savaşın ilanı ve bir idrak çağrısı olarak çekilmiş.
Ruh; sürekli olarak Allah’ı bilme, Allah’ın huzurunda olma savaşı içinde olacaktır.
Diriliş, ruhun açtığı bu savaşı sürekli sürdürme ve bu savaştan süreli olarak başarılı çıkmasıdır.
“ Diriliş yüklü bulutlarda linyit dumanının göğe salınmış gölgesini özdeş sanma.”#91297544 Diyor üstat Sezai Karakoç ve bu cümle bize Cemil Meriç’in “Olimpos dağının çoçukları, hira dağının evlatlarını asla kabul etmeyecektir.”cümlesini hatırlatır.
Doğulu ya da mutlak Batılı saymadığını belirtiyor. Biz biliyoruz ki yeryüzü bize mescit kılındı o halde Doğu da Batı da Benimdir!
Sezai KARAKOÇ adeta harflerle haykırıyor: “Şeytanın kentini dağıtmaya ant içmişim.”
Kitapta diriliş erinin görevlerinden de bahsediyor: doğuyu ve batıyı iyi bilmeli, eski medeniyetleri tanımalı, ekonomiyi bir amaç olarak değil araç olarak görmeli, kelimenin özüne inmeli ve kelimeyi yaşamalı.
Mutlaka okuyun!
Okutturun!
Geç kalmayın!
Keyifli okumalar diliyorum.
Bir inceleme yazdım, çünkü canım inceleme yazmak istiyordu. Yazmaya koyulmak için bunun yeterli bir neden olduğuna inanıyorum. İnsan doğuştan uyduran bir yaratık değil midir zaten?
"İnsan doğuştan uyduran bir yaratıktır." (s. 697)
Umberto Eco sağolsun. Onun canı bir roman yazmak istemeseydi ve yazmasaydı, ben bu incelemeyi biraz zor
“ O gece Muzaffer’e rüyasında bir kocakarı göründü. Adının Atiye olduğunu ve kütüphanesinde onu anlatan bir kitabın öyle durup durduğunu duyurdu. Eğer üç vakte kadar bu kitabı okumaz ve on kişinin de okumasına vesile olmazsa iki cihanda da ona rahat olmadığını salık verdi. Koca dağı sis sarar gibi Muzaffer’i korku sardı. Korkuya sarılmış can
-Spoiler içermez-
Kitabı okumadan önce Oblomov için hep 'tembel' ve 'üşengeç' gibi tanımlar duydum ve onun gerçekten de öyle biri olduğunu sandım fakat yanıldım. Üşengeç yahut tembel insanlar, yapacak işleri olan, onları yapmayı geciktiren insanlardır. Üşengeç ve tembel insanlar bunun bir kusur olduğunu bilir ve tembellik
Çoğu kişinin isminden etkilenip kullanıcı adı olarak kullandığı , yarısından çoğunun ne olduğunu bilmediği hikayemizde bugün Lilith hanımefendi var.
Kim ulan bu Lilith diye kısaca bir araştırma yaptım ( hiç yaşıma başıma da bakmıyorum eşek kadar adamım nelerle uğraşıyorum görüyor musunuz a dostlar :d )
Lafı çok uzatmadan bilgiselimiz başlasın..
Es-Selam Değerli Dostlar..
Yaklaşık 2 ay önce arkadaşlarla bir proje düşündük;
Kadim Şehir Kudüs’ü ziyaret…
Ve proje kapsamında gerekli yazışmalar neticesinde 7 si öğretmen, 12 si öğrenci ve 9 u esnaf olmak üzere toplam 28 kişi ile yola koyulduk.
Allahın lütfu sayesinde Yaklaşık 6 gün Kudüs’te kaldıktan sonra şükürler olsun ki dün itibari ile
Türk'üm, doğruyum, çalışkanım,
İlkem: Küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir.
Ülküm: Yükselmek, ileri gitmektir.
Ey Büyük Atatürk!
Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğime ant içerim.
Varlığım Türk varlığına armağan olsun.
Ne mutlu Türk'üm diyene!
Shakespeare...
Elini hangi türe atsa harikalar meydana getiren bir karakter!
Hangi yaşta tanırsan tanı "Acaba geç mi tanıdım?" diye düşündüren bir yazar.
Yanlış hatırlamıyorsam Oğuz Atay'ın Tutunamayanlar isimli muhteşem eserinde şöyle bir cümle vardı: "Seni tanıdığıma çok sevindim kendi çapımda." Geç tanıdım ama ant
Türk'üm, doğruyum, çalışkanım,
İlkem: küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir.
Ülküm: yükselmek, ileri gitmektir.
Ey Büyük Atatürk!
Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğime ant içerim.
Varlığım Türk varlığına armağan olsun.
Ne mutlu Türk'üm diyene!