Sizin ahlak duygunuzun tanımını gerçekten çok merak ediyorum. Babası kızına tecavüz eder aylarca, hamile bırakır, sonuç; beraat. Yurtta 45 erkek çocuğuna tecavüz edilir, sonuç; ''bir kereden bir şey olmaz.'' Zihinsel engelli bir kıza tecavüz edilir, sonuç; ''bağırmadı, rızası vardı.'' Aile içinde, amca, dayı, abi, baba, dede tacizine uğranır, sonuç; ''aile içinde halledelim, kız iftira atıyor, kendi ağacımızın meyvesini yemeyelim mi?, benim kızım zaten çok namuslu değildi.'' 7 ve 10 yaşlarındaki iki çocuk anne ve üvey babası tarafından defalarca tecavüz ediliyor, satılıyor, çocuklar mahkemede yaşadıklarını resim çizerek anlatıyor, sonuç; bu insan demeye dilimin varmadığı yaratıklar serbest. Pardon, nerede sizin ahlakınız? Adalet demiyorum, çünkü sizin adaletiniz yalnızca ahlakınıza ters bir şey olduğunda çalışıyor(!) Masum insanları, haklarını korumak isteyen insanları hiçbir gerekçe göstermeden yargılarsınız, içeri atarsınız. Çünkü siz ahlaklısınız(!)
''Adaletin olmadığı yerde ahlaktan söz edilemez.''
Bir yazar 1861 yılında, sürgünde hapis olarak geçirdiği senelerin ardından bir kitap yazıyor; bense yazıldıktan 160 sene sonra bu eseri okuyup diyorum ki ''sen nasıl bir psikoloji içindesin, sen gerçek bir hastasın Dostoyevski''
Değerli arkadaşlar, kitabı gece 02.30'da bitirdim ve uyumak için yattığımda yarım saat kitabı düşündüğümü fark ettim ,
“Bir toplum, bir millet erkek ve kadın denilen iki cins insandan meydana gelir. Mümkün müdür ki, bir toplumun yarısı topraklara zincirlerle bağlı kaldıkça, diğer kısmı göklere yükselebilsin!"
Mustafa Kemal Atatürk
“Kadına Şiddete Hayır” ve “İstanbul Sözleşmesi Yaşatır” Okuma etkinliği #80024404 kapsamında İstanbul Sözleşmesini okudum. Ülkemizde
Samuel Beckett . 1928-1930 yılları arasında İngilizce okutmanlığı yapıyor ve eserlerini İngilizce yazmaya başlıyor. Ardından aynı kolejde Fransızca okutmanlığı yapmaya devam ediyor. 1945’ten sonra eserlerini Fransızca yazmaya
"Hiçbir şey hayat kadar şaşırtıcı olamaz. Aşk hariç!"
Sevgili Galip,
Senin hikâyeni yazmak iğneyle kuyu kazmak kadar zordu, ancak seni anlamak ondan bile daha zordu. Kaleme alındığından beri hakkında bir sürü şey yazıldı çizildi, pek çok akademik çalışmaya ilham oldun, seni sevenlerimiz de oldu, senden nefret edenlerimiz de. Seni büyük
Eğer size "Bir müsellesin mesaha-i sathiyesi, kaidesinin irtifaına hâsıl-ı zarbinin nısfına müsavidir" desem anlayabilir misiniz? Efendim bunun Türkçesi "Üçgenin alanı taban uzunluğu ile yüksekliğinin çarpımının yarısına eşittir" demektir.
İşte bu karışıklığı yaşamamamız için Atatürk, III. Türk Dil Kurultayından hemen sonra,
Hakkari'de 11 yaşındaki bir kız çocuğu, köyündeki 3 kişinin TECAVÜZÜNE uğradı!
1- Esra’yı “sana acil bir şey söylememiz lazım, akşam ahıra gel” diyerek kandırıyorlar.
2- Esra akşam ahıra gittiğinde Esra’yı kaçırıp şiddet uygulayıp, tecavüz ediyorlar.
3- Tecavüzcüler, tecavüz ettikleri anları kayıt altına alıyor.
4- Esra’yı da birine
‘Yapmamayı tercih ediyorum’’
Kitabı satın alırken tezgahtarın bana söylediği cümle idi. Sonra karşılıklı muhabbet etmek amacıyla sordum ‘’beğendiğiniz bir eser sanırım? ‘’
‘’ Evet, çok beğendim, siz de beğeneceksiniz’’
‘’Neler kaldı aklınızda?’’ dedim.
Bu tanıtım cümlesini kitabı satarken söyleme gereği duyduysa, tercih etmeye karar
Erkeklere değil Erkekliğe¿ Erkek egemen söylemlere¿ Eril düşünceye¿ karşıyız!!!
Yayınevlerine ricamdır herkes yazar olmak zorunda değil. Yazılan her kitap da basılmak zorunda değil. Bazı kitapların bu kadar yüceltilmemesi lazım. Bunun diğer kitaplara haksızlık olduğu görüşündeyim.
Katile de acımak lazım!¿ Katille empati kurmak lazım¿ Erkekler de
Semih Doğan in (#27363375) incelemesinden sonra yazmaya kalkmak hadsizlik olur eminim ama Semih demişsin ya incelemende orada görev yapan öğretmenler de yazsa da biz de okusak diye. Öğretmen değilim ama doğuda görevim icabı uzun yıllar kaldım ve ben de yazmak istedim. Amacım herhangi bir polemik
YASAKLI KİTAPLAR LİSTESİ
Farklı ülkelerde çeşitli zamanlarda iktidarda bulunanlar tarafından siyasi, toplumsal, dinî veya ahlaki motivasyonlarla süresiz olarak ya da belirli bir süre için satışına, dağıtımına veya erişimine engel olunmuş, basılıp dağıtılmış olanlarının da toplatılmış olduğu kitaplar dünya üzerinde hep olmuştur. Birçok durumda
.................... BÜYÜLÜ AMA GERÇEK ....................
Birbirine bu kadar uzak aynı zamanda içiçe geçmiş iki olguyu roman gibi insan hayatına ışık tutan bir eser yapısıyla aktarması ve bunu belki de olabilecek en iyi şekilde yapması bu kitabın "Büyülü Gerçekçilik" akımının en iyilerinden olmasına hatta New York Times tarafından