Balkanlarda Bir Kimlik: İslâmî Düzen
❁ ❁ ❁
Kalplerinde nereye ait olduklarını hisseden ve bilen Müslümanlara seslenen Merhum duayen Aliya İzzetbegoviç (1925-2003), “İslâm Deklarasyonu” kitabında inanmak ve mücadele etmek sloganıyla, Müslümanların İslâmlaşması hedefiyle zengin bir içerik sunmaktadır. Kitap, sorgulayıcı bir tavırla
İslâm’ın Özü
İnsanın karşılaştığı her türlü etki ve durumu anlamlandırma yeteneğine sahiptir. Şuurun güçlenmesi için anlamlandırdığı kavramları her zaman değişim/dönüşüm halinde tutar. Kabiliyetlerini keşfeder ve geliştirir. Tüm bu süreci kapsayan inanın merkezi haline gelen iyi/kötü değerler vardır. İslâm’ı benimseyen bir birey içinde “Tevhid”
"Üç bin yılın hesabını göremeyen karanlıkta yolunu bulamaz; günü gününe yaşar ancak."
Goethe
Kitabın tanıtımındaki bu sözle incelemeye başlamak istedim. Goethe'ye bir yandan hak veriyorum; öte yandan da insan üç bin yılın hesabını görse dahi yolunu bulamayabilir hatta bembeyaz bir
selamun aleyküm geceniz hayrolsun evvela şöyle başlamak istiyorum ki biz bu hayatı kimin için yaşıyoruz ? elbette Allah’a layık bir kul olmak için, imtihanlarımız için değil mi. maalesef bizi çok üzecekler.. onlar insanları incitmenin ne kadar günah olduklarını bilselerdi şüphesiz ki böyle bir şeye cesaret edemezlerdi. eğer bizler Allah’a
Merhabalardan bir demet. Spoi ve Gilleri bulunmamaktadır.
Bir okurdan da görüp uyguladığım gibi önce yazarı araştırır, okur, tanıyabildiğim kadar tanırım...
- Biz şairi biliyoruz sen kitaba geç.
Baaalım ne kadar tanıyorsun. Çay kahve al istersen, biraz uzun. Dikkat et çenen çıkmasın, çünkü çok şaşıracaksın. Ööle şaşıracaksın yani.
Eğitim,
"Biri, bir erkeğe ya da mala-mülke yönelik bir suç işlerse, herkes onu kınar ve öfkesini suçluya yöneltir. Biri, bir hayvanı döver ya da ona zarar verirse, insanlar öfkelenip tepki gösterirler. Ama biri, bir kadına karşı suç işlerse, ona tecavüz eder, sahip olduğu her şeyi, bu lanet olası toplumun ona gurur duymak için verdiği tek şeyi, tek
Toplumda herhangi bir yetke, kaynağını Kur'an ve Sünnet'e dayandırmıyorsa, insanlar Kur'an ve Sünnet'in işaret ettiğinin dışında güçlere itaat ediyorlarsa, toplumdaki düzen, düşünce ve davranışların mahreçleri İslam kaynaklan değilse, o toplumda cezayı ve ödülü veren dinin ilkeleri değilse o toplumun bütün bireyleri kendilerini Müslüman kabul etseler bile o toplumun İslami bir toplum olduğu, orada milli kültürün yerini İslam'ın aldığı söylenemez.
Eser, Mevdudi'nin Hindistan ile Pakistan'ın ayrılmadan önceki zaman diliminde yazılmıştır. İngilizler, Hint müslümanlarının yaşadıkları bölgeden çekilmeleri ile Müslümanları temsil edecek ve sosyal yapısını oluşturacak; iki temsili grubun mucadelesine sahne oluyor. İki gruptan birincisi: M. Ali Cinnah'ın Müslim Lig diğeri Mevdudi ve grubudur. Bu
İslami düzen için yola çıkılmıştı:
Sonuç:
-İslami otel
-İslami tatil
-İslami plaj
-İslami defile
-İslami düğün
-İslami bitcoin
-İslami devremülk
-İslami evlilik sitesi
-İslami tiktok videosu
-İslami Baby Shower ve After Party
-Tek İslamileşmeyen bozuk, ahlaksız ve adaletsiz düzen
Hasan Kıyafet...
1937 yılında Kırşehir /Kaman'da dünyaya gelmiş, Pazarören Köy Enstitüsü ve Gazi Eğitim Enstitüsü'nde eğitim görmüş, enstitülü yazarların klasik akibetleri gereği, 12 Mart ve 12 Eylül darbelerinden nasibini alarak, sorgu, işkence ve cezaevi üçlemesine maruz kalmış, bunun nihai sonucu olarak da sürekli kendine haritadan yer üstüne
Biz İslam’ın; hayatın her alanını düzenleyen, her konuyla ilgili bir hükmü olan, hayat için sağlam ve hassan düzen kuran, insanların maslahatı için gerekli sistemler öneren ve hayati öneme sahip sorunlar karşısında eli kolu bağlı olmayan kapsamlı bir “anlamlar dünyası” olduğuna inanıyoruz. Bazı insanların İslam’ı çeşitli ibadet ve manevi bağlardan ibaret sayması yanlış bir anlayıştır. Bu dar ve sınırlı anlayış sahipleri, ruhlarını ve anlayışlarını bu sığ çerçeveye sıkıştırmışlardır.