Yüz küsür yıl öncesinden bugüne bakıyor Jack London, Demir Ökçe'de.
Bugün hâlâ süren kapitalist sistemi eleştiriyor şüphesiz. İşçi, emekçi sınıfın mücadelesini anlatıyor. Demir Ökçe ismiyle anılan Oligarşi'nin yarattığı yıkımı göz önüne seriyor.
Kitabı okurken o zamandan bu zamana değişen nedir diye düşünmekten kendimi alamadım. Ne yazıktır ki değişen hiçbir şey yok.
İnsanlar arasındaki sınıf mücadelesini, bir tarafın diğer tarafı nasıl sömürdüğünü, birilerinin sürekli olarak ezildiğini okuyoruz. Ne kadar da tanıdık öyle değil mi?
Yirminci yüzyılın başlarında Demir Ökçe'yi yazarken mücadelesini verdiği şeyin bugün hâlâ devam eden bir gerçek olduğunu tahmin ediyor muydu acaba Jack London?
Demir Ökçe roman türünde yazılmış bir eser ancak okudukça ne kadar öğretici bir eser olduğunu görüyoruz. (Bence eserin didaktik özelliği kurgu özelliğine galip geliyor.)
Metafizik, bilim, hak, adalet, eşitlik, sosyalizm, kapitalizm ve daha iyi bir yaşam üzerine karşıt görüşleri bir arada sunan Demir Ökçe, cesaret ve fedakarlığın somut bir örneği.
Çok uzun zamandır, dünyaya katlanabilmemi daha kolay bir hale getirdiği için "hayata emek vermek" mottosuyla hareket ediyorum. Bir şeyleri anlatmaya çalışırken, anlaşılamamanın kalbimi kırdığı şu günlerde bu kitabı okumak, bu mottoya yeniden sarılmam gerektiğini hatırlattı bana. Bunun için Demir Ökçe'yi bana hediye eden canım Anıl'a çok teşekkür ederim.