Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Gölgesi yıldız dolu, Gecesi peşinde Ve renkli donanma fişeği Işıkla dolduran Bir çocuğun oyuncak sepetini. Rüzgârı tarazlanmış Yol yorgunu birini...
“Benim be düşündüğümü umursamadığına beni ikna etmek için fazla çaba harcıyorsun.” “Senin be düşündüğünü umursamıyorum ama normal insanların benden hoşlanmasını istiyorum.” “Sen insanların seni sevmesini sağlamaya kronik olarak bağımlısın.” Sözleri canımı acıtmıştı. Joshua benim kötü yanlarımı gösteren bir ayna gibiydi. Sanki yeniden okula geri dönmüştüm. Ufak tefek, ailenin en küçüğü Lucy büyük çocuklar tarafından canına okunmaması için sevimliliğini kullanıyordu. Ben her zaman şımartılan olmuştum, salıncaklarda hep arkadan itilen ya da oyuncak arabası çekilen. El üstünde tutulan ve pohpohlanan. Belki de gerçekten biraz acınasıydım.
Sayfa 30 - LucyKitabı okuyor
Reklam
"Biraz şefkati hak ettin sanırım," dedi. "Seninle ilgili bir düş gör­düm. Göğsünü bir dolabı açar gibi açmışım ve bir sürü yumuşak şey varmış orda -oyuncak ayılar, minik hayvanlar; yumuşak, insanın içinde sarılma arzusu uyandıran şeyler. Sonra öbür adamla ilgili bir düş gördüm. Yanıma gelip bana kağıt parçaları uzattı. Bir yazar. Kağıt parçalarına alıp baktım. Kanserliydi kağıt parçaları. Yazı kan­serliydi. Ben düşlerime güvenirim. Sen şefkati hak ettin."
"Hiçbir faydası olmadığını bile bile, yanlış ve manasız bulduğum şeylere oyuncak olmak, bütün sevgime rağmen imkânsız..."
Konuşmacı göğsünü ileri çıkardı. Ama başı oyuncak bir bebeğinki gibi geriye dönüktü. “Geleceğin sanatına doğru, marş marş!” Herkes onun gibi düşünüyordu. İyi ama hangi taraf ileriydi?
"Kadınlar," diyor bir ses zihninin derinliklerinden. "Kadınlar, onlarla oynayamazsın... Oynadığını zannedersin ama bir de bakmışsın, asıl oyuncak sen olmuşsun."
Sayfa 1 - Everest YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
... En iyisi bu oldu, diye avuttum kendimi. Sonra sabaha kadar yine ağladım. Bu kadar pahalı oyuncak mı üretilir lan! Alan vardı, alamayan vardı.
"Kadınlar...Kadınlar, onlarla oynayamazsın... Oynadığını zannedersin ama bir de bakmışsın, asıl oyuncak sen olmuşsun."
Ellerinizde oyuncak flütler angut angut bakıyorsunuz Nefesinizde sanki bir veba kokusu Susuyorsunuz İşte o zaman Hugo sessizce kaidesinden indi ve sokaklara daldı
Reklam
Hâlâ Birinci Dünya Savaşı'nda olduğumuzu zanneden kaçıkların, beceriksizlerin, salakların ve geri zekâlıların elinde oyuncak olmaktan bıktım usandım; her şeyin o zamanki gibi dümdüz olduğunu, düşmanların da birbirinin haysiyetine saygı duyduğunu sanıyorlar hâlâ.
• "Kaderini, KENDiNi ZİNCİRE VURAN SAHISLARA terk eden milletler, O SAHISLARIN keyif ve emellerine oyuncak olmaya karar vermiş, razi olmuş sayillar. Bu türlü milletler, talihlerini ellerine bıraktığı insanlar başarılı oldukça, o insanlarm daha kuvvetli baskısı altında kalırlar.Başarılı olamazlarsa felaket, yıkım, yalnız o insanların değil, onlara tabi olan toplumun başına gelir. O halde her iki ihtimalde de böyle bir millet felakete maruz ve mahkumdur."
kalbim oyuncak mı ne,ne kolay kırılıyor?
Annem beni evinde oyuncak olmayan sıkıcı bir komşuya götürdüğünde balkona çıkar kendimi kurtarılmayı bekleyen bir prenses gibi hayal ederdim. Küçük kızlar hep yapar bunu... Hayatın sıradanlığına ve saçmalıklarına katlanmanın bir başka yolu da buydu. O anda ağır çekim bir sahnenin içinde olduğumu düşünmeye başladım. Arka fonda hüzünlü bir keman sesi...
“Oyuncak bebek ebediyen, daha ben onu istemek için kullanacağım sözcükleri dahi öğrenemeden, kayıplara karışmış, cümlelerimin orta yerinde her şeyi içine çeken koca bir delik bırakmıştı... Kendimi kayıp bir oyuncak bebek gibi gördüm; bir kenara atılmış, sahibesiz.”
Sayfa 59 - Can YayınlarıKitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.