✮✩Sirius✮✩
@siriusyen
☆Okur…
☆Gezer…
☆Analiz eder…
Medikal Direktör
MA/BA Eastern New Mexico University, ABD BA, East Anglia University, UK
“Sana hiçbir zaman gül bahçesi vadetmedim ben. Hiçbir zaman kusursuz bir adalet vadetmedim...”
Göztepe, İstanbul, 2 Şubat 1981
426 okur puanı
Ocak 2023 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitaplar
Okuma Hedefleri
Bir şizofrenin mücadelesi
Zeki, güçlü ve umutlu Anne!
Okur Takip Önerileri
Çeviremeyen Çevirmen Şadan Karadeniz kitabı mahvetmiş..!!!!
1950’lerin Türkiye'si ile yüzleşelim..
» Dolaşın Türkiye'yi, nice yarım kalmış, nice faydasız işle karşılaşacaksınız. Eğer emekler böyle heder edilmemiş bulunsaydı, Türkiye böyle bir Türkiye daha olurdu..︎︎. «
1950’lerin Türkiyesindeyiz Yaşar Kemal’le… Üstün gözlem yeteneği ile bizi Anadolu yolculuğuna çıkarıyor. Doğudaki yaşam zorluklarını, duymadığımız mitler, efsaneler, yoksulluk ve sefalet içerisinde insanların vermiş olduğu yaşam mücadelesi tüm çıplaklığı ile üstadın kalemi ile dile getirilmiş.
❛Diyarbakır pas tutmuş. Diyarbakır, eski, çok eski bir
demir kapı kadar paslı.❜
Nuhun Gemisi 
Yaşar Kemal
Herkesin içinde bir yaratık vardır….
Frankenstein Ya Da Modern PrometheusMary Shelley · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202013,9bin okunma
Aslında -- "zevk almak" doğru kelime değil -- bu kitabı çok takdir ettim, ama şunu söyleyeceğim, bu kitap için muhtemelen belli bir yaşta olmanız gerekiyor ve dahası, muhtemelen belli deneyimler yaşamış olmanız gerekiyor. yaşam deneyimleri diyelim aslında.
Spesifik olarak, hayatınızın temelde ileriye doğru hareket etmediğini düşündüğünüz birkaç yılını, bugün büyük ve hayatınızı değiştirecek bir şeyin olacağını umarak ve bekleyerek geçirdiyseniz ve sonra geriye dönüp bunca yılın nereye gittiğini merak ediyorsanız ... sizinkinden çok daha ilginç ve tatmin edici hayatları, aileleri ve kariyerleri olan arkadaşlarınız, sınıf arkadaşlarınız, aile üyeleriniz varsa... o zaman bu roman yankılanacak. Gençseniz ve bu size iç karartıcı ve acıklı geliyorsa... eh, bu kitabın en başındaki Drogo gibisiniz ve onu bir uyarıcı hikaye olarak okuyabilir misiniz?
Varoluşçu bir roman olarak tanımlanabilecek bu roman, hiçbir zaman ulaşamayacak değer ve anlamla dolduran bir olayı aramak ve beklemek için her şeyin feda edildiği bir hayatın öyküsünü anlatıyor.
Tatar Çölü
bir kitabı beş yıldız olarak değerlendirebilmem için iyi yazılmış olması, beni kavraması, ilgimi çekip kalbime dokunması gerekiyor. Bu kitap bütün bunları yaptı.
Sorumsuz, duyarsız bir miras kalan servet adamı olmaktan, ağır emek, sevdiği ve değer verdiği her şey de dahil olmak üzere sahip olduğu her şeyin kaybını yaşayan birine giden Çinli bir adamın üzücü, trajik hikayesi. Ana karakterle birlikte ağlamak ve gülmek istedim. Bu hikaye beni çok duygulandırdı. Çok başarılı 
Yaşamak 
Yu Hua
Günah Af Belgesine karşı çıkan Luther
Devleti kim yönetir
Zaten hepimiz öleceğiz
Yabancı, Fransız yazar Albert Camus'un 1942'de yayınlanan kısa bir romanıdır. Hikaye, absürdizm ve varoluşçuluk temalarını birleştirmiş ve 20. yüzyıl edebiyatının bir klasiği olarak kabul edilen bir eser.
Roman “Anne bugün öldü. Ya da belki dün.” cümlesiyle başlar. Bu da aslında ölümün tek gerçek olduğu, ve hepimizin aslında bir gün unutulup gidileceğinin önemli bir giriş cümlesi olmuş. Kitapta, ilerleyen sayfalarda aslında bu cümlenin anlamını çok güzel açıklamış. “Ha 20 yıl, sonra ha 40 yıl sonra
ne fark eder…”
Eserde, dinin eski umutları ile katı gerçekliğin ( ölüm) soğuk arasındaki endişeleri yansıtılmış.
Albert Camus'un Stranger'ı, "İnsan yaşamının değeri ve anlamı var mı?" gibi merkezi bir sorunun nasıl olduğunun mükemmel bir örneğidir. Kitapta bu tema üzerinden cevapsız bırakılmış ve bu da okuyucunun bakış açısına bağlı olarak cevabın farklı yorumlarıyla sonuçlanabilir. Soru hiçbir zaman açıkça cevaplanmasa da Camus, Fransız toplumunun başkalarıyla bağlantılar, özgürlüğe ve dine ve Tanrı'ya inanç gibi cevapları ne olarak gördüğüne dair bakış açıları sunuyor.
Severek okudum. Durup üstünde düşündürten yerleri çok. farkında olmadan her gün konuştuğumuz başlıklar içeren bir kitap. Tabii ki çok tartışmaya açık ve herkesin bakış açısına göre değişen bir kitap. Keyifli okumalar 
Albert Camus 
Yabancı
farklı teorisyenlerin bakış açılarının çoğunu sergileyen ilham verici bir roman. bakış açısı varoluşsal olandır ve Breuer'in sorumluluk ve seçim hakkındaki davranışları ve inançlarıyla nasıl ilişkili olduğudur. Breuer'in tüm hayatı, dış etki yoluyla kendine koyduğu beklentilere dayanıyordu. Romanda Nietzsche ve Breuer, bunun hayatın kültür gibi yönlerinden ve toplumun bireylere verdiği beklentilerden kaynaklandığını ortaya koyuyor.
Breuer'in kontrolü nasıl üstlendiğini ve tüm hayatını geride bırakmak ve gerçekte olması gereken kişi olmak için kendi seçimlerini yaptığını analiz eder. varoluşsal teorik açıdan, özgürlük ve sorumluluk arasında bir dengeye ihtiyaç vardır.
Nietzsche, yüksek bir varlık durumuna ulaştığına dair kanıtlarla benzersiz bir birey olmasına rağmen, davranışçılığın da kişilerarası ilişkilerinin modelinde rol oynadığına inanıyorum. Nietzsche küçük yaşlardan itibaren ihanetten ve güven ile yakın ilişkiler kurmaktan korkuyor. Nietzsche annesiyle ailevi bir şekilde etkileşime girmeye çalıştığında yakınlaşamadılar. Nietzsche annesiyle (davranış) güven ve yakınlık geliştirmeye çalıştığında, mesafeyi aşamadılar. İlişkiler arasındaki soğukluk temasına bu noktada değinilmiştir.
Okunulması gereken bir kült eser. Lütfen okuyun eminim ki kendinize alıp , kendinizi analiz edebileceğiniz kısımlarda kaybolacaksınız… 
Irvin D. Yalom 
Nietzsche Ağladığında
Dosto'nun en otobiyografik eseridir.
Canlı veya Ölü Ruhlar.. Canlar...
güzellikler yüzeysel, ruhlar çürük....içler acısı bir hikaye
Umut, ilk sayfadan itibaren bir fare kadar ölü. ..
Aşk Nihilizmi yıkar hemde nasıl....
Uğultulu tepelerde kaybolmaya hazır mısınız?
Motifler ve Temalar ...
Gonçarov un severek okuduğum eseri
