Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
En sevdiğim.
Sarışın bir kurda benziyordu. Ve mavi gözleri çakmak çakmaktı. Yürüdü uçurumun başına kadar, eğildi, durdu. Bıraksalar ince, uzun bacakları üstünde yaylanarak ve karanlıkta akan bir yıldız gibi kayarak Kocatepe'den Afyon ovasına atlıyacaktı.
Sayfa 45
Bütün afyonu çıkarıldı ruhumun Bir bir ayıklandı bütün sinirlerim Fakat senin de bildiğin afyon duruyor hala Benden başkası duyamaz kokusunu onun.
Reklam
Marx dini "halkın afyonu" olarak tanımladığında, bunu alay etmek için ya da onun izinden gidenlerin sıklıkla yaptıkları gibi küçümsemek için söylememişti. Belki de tümcesinin tamamını anımsatmakta yarar vardır, şöyle diyordu: "Dinsel üzüntü hem gerçek üzüntünün dışavurumu, hem de bu üzüntüye karşı çıkıştır. Din ezilen insanın iç çekişi, kalpsiz bir dünyanın kalbi, ruhsuz bir dünyanın ruhudur. Din halkın afyonudur. " Onun bakış açısına göre, insanların gerçek bir mutluluk yaratmaya kendilerini adayabilmeleri için, bu "aldatıcı mutluluğu" ortadan kaldırmak gerekiyordu; şimdi bakıldığında, bundan şu sonuç çıkarılabilir: Vaat edilen mutluluğun daha da aldatıcı çıkmasının üstüne, halklar kendilerini avutan "afyon"larına döndüler.
IV. Murad'ın Hastalığı
Sultan IV. Murad bir süreden beri hasta idi. Osmanlılarca "damla," "nikris" veya "gut" isimleriyle tanınan hastalıktan rahatsızdı. Eklemlerindeki ağrı zaman zaman dayanılmaz hâle geliyor, güçlükle ata binip güçlükle yürüyordu. Doktorlar ancak afyon (uyuşturucu) vermekle biraz olsun padişahı rahatlatıyorlardı. Afyon aldığı zamanlarda ağrıları biraz azalıyor, ama afyon vücudunu uyuşturduğundan yalpalayarak yürüyordu. Görenler de onu sarhoş sanıyorlardı. Bu yüzden, "IV. Murad'ın içki içtiği" söylentisi yayılmıştı.
Sayfa 256 - Nesil Yayınları, 15. Baskı, Nisan 2008Kitabı okudu
Paşam...
“O, saati sordu. Paşalar : ‘Üç’ dediler. Sarışın bir kurda benziyordu. Ve mavi gözleri çakmak çakmaktı. Yürüdü uçurumun başına kadar, eğildi, durdu. Bıraksalar ince, uzun bacakları üstünde yaylanarak ve karanlıkta akan bir yıldız gibi kayarak Kocatepe'den Afyon ovasına atlıyacaktı…”
Sayfa 82 - (e-kitap)Kitabı okudu
raftan bir kitap aldı. yararı olur böyle durumlarda. bir şeyler okursun, dalar gidersin. her şeyi unutursun çoğu kez. sadece okumaya yarıyorsa kitaptan iyi afyon yok.
Reklam
12. yüzyıldan Saltuklu eseri Erzurum Tepsi Minare ve Artuklu eseri Harput Ulu Camii minareleri gibi erken örnekler oldukça basık ve kalın gövdelidir. 13. yüzyıl örnekleri daha ince uzun olmaya başlar. İlk yarıdan olan örnek­ lerde dekor henüz çok sadedir. Düz kilit örgülü gövdede sırlı tuğlalı veya çi­ni mozaikli basit bilezikler görülür. 6unlar
Sayfa 70 - * Kültür bir mozaiktir ve geçmişin, geçmişe dair birikimin izlerini taşır. O nispette yaratma tabiri yaratılmış olana yalnızca keşfetme imkanı verir. Zira akılda beden misafirhanesindendir.
"Neden kaçarlardı, niçin kaçarlardı? Hiçbir mukavemetleri yok muydu? Yoksa hakikaten her şeye yabancı, her şeye kayıtsız mıydılar? Hayır, burada her şey biraz afyon, biraz uyku ilâcıydı."
Afyon / Dinar depremi
Dinar feci durumdaydı. Doğal afet denen şeyin ne anlama geldiğini orada gördüm . Bir gün evinizde otururken , o günü dünden ayıran hiçbir şey yokken ve yarın da hayatınıza kaldığınız yerden devam edeceğinize eminken , eviniz , dünyanız , her şey başınızın üstüne çöküyordu .
Sarışın bir kurda benziyordu ve mavi gözleri çakmak çakmaktı. Yürüdü uçurumun başına kadar, eğildi, durdu. Bıraksalar ince, uzun bacaklarının üstünde yaylanarak ve karanlıkta akan bir yıldız gibi kayarak Kocatepe den Afyon Ova sına atlayacaktı Nazım HİKMET Kurtuluş Savaşı Destanı ndan
Reklam
Haziran ayında geceyarısı, Altın çeperinden karanlık Islak bir afyon ruhu tüten Gizemli ayın altındayım.
Sayfa 53 - İthaki YayınlarıKitabı okudu
Din afyon mudur?
Osmanlı'nın tezadı Avrupa'dır. Batı'da maddecilik bâtılın hisarlarını yıkan bir dinamit, hür düşüncenin dinamiti; Osmanlı İmparatorluğu'nda maddecilik bir kendi kendini tahrip cinneti. Avrupa, Osmanlı ülkesine papaz ihraç eder. Hıristiyanlığa davet için mi? Ne münasebet. Tek emeli, Osmanlı'yı dinsizleştirmektir. Dinsizleştirmek, yani "etnik bir toz" hâline getirmek. Bir kelimeyle: dinsizlik, Batı'nın yükselen sınıfları için ne kadar hayırlıysa, bizim için o kadar meşumdur; onlar için ilerleyiş; bizim için çözülüş ifade eder.
Ey Türk genci, Sen ne zaman gerçekten öleceksin, buhran ne, kıpkızıl yanmak ne, ne zaman bileceksin? Ömrün başkasının solgunluğundan sâri bir hastalık gibi kaçmakla geçti, umutsuz olduğun halde umut satanların yanında dolaşmakla geçti, yüksekten, yüceden, heybetten, fedadan korkmakla geçti. Ömrünü bir gecekondu gibi tek kat üstüne kurdun, "Benim ayağım yere değecek" deyip gemiden kayıktan, zevrakçeden bile uzak durdun, sağlığı kaymaklı yoğurtta, tadı tahin pekmez kaşıklamada, acıyı başkasında buldun, ekşilik ve kekrelik pancar pezik turşusuydu sana, dünya bu, sofrası da bu deyip uzandın ona da, adın da kanaatkar oldu, dünyaya bir şey vermemeyi kanaatkarlığınla perdeledin, vermemenin utancını bile böylelikle eledin. Düşünsene o gizlice ama pek sevdiğin Avrupa'yı, nice genç kıydı canına, asarak, vurarak değil, yaşayarak kıydı canına, Absent yeşili, afyon kızılı, şarap buharı, bira buğusu deyip geçtin, Allah sevmez haramı deyip çay üstüne çay içtin, Allah'ın ahmak sevdiğini söyle kimden öğrendin?
Ahlakı töreyi kenara atan Dine afyon diyen vatanı satan Müslüman olamaz Türk değil zaten
Sayfa 32 - Kadim YayıneviKitabı okudu
kronoloji/insanlık tarihindeki bazı önemli olaylar
MÖ Beş Milyon: Bilinen en eski insan benzeri maymun cinsi olan Australopithe- cus Afrika'da ortaya çıktı. MÖ İki Milyon: Homo habilis ve dişisi ellerini kullanarak yonttukları taşlarla aletler yapıyordu ve hâlâ Afrika'dan çıkmamışlardı. MÖ 1,5 Milyon: Meşaleyi homo erectus ve femina erecta devraldı. Gerçekten de ateşi keşfeden ilk
Sayfa 179 - selKitabı okuyor
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.