Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
_Rüyamda bir kelebek olduğumu mu gördüm, yoksa şu an insan olduğumu düşleyen bir kelebek miyim, bilmiyorum. Chuang Tzu _Mükemmel bir insanın zihni ayna gibidir. Hiçbir şeyi kavramaz ve hiçbir şeyi ummaz. Böylece mükemmel insan hayatın içinde hiçbir çaba harcamadan hareket eder. ****** _Kalpteki incelik sevgi yaratır; sözlerdeki incelik güven
Kadınların özgürleşmesinden söz edildiğinde hep Süreyya Ağaoğlu'nun yazdığı bir kitabı hatırlarım. Böyle Bir Hayat Geçti adlı kitapta Süreyya Ağaoğlu çok ilginç bir olaydan söz eder. Kendisi Hukuk Fakültesini bitirdikten sonra , yine hukuk alanında ilk doktara yapanlardan bir başka hanımla birlikte Ankara'da bir bakanlıkta çalışmaktadır. İşlerini
Prof. Dr. Catherine BurillKitabı okudu
Reklam
Alıştırma ve Israrın Karşılığını Alırsınız “Hata, sebatkâr olmamanın vardığı yerdir.” - ANONİM “Bütün bunların Tongue Fu ile ne alakası var?” diye mi düşünüyorsunuz? Tongue Fu’nun bir beceri olduğunu kabul ediyor musunuz? Bütün becerilerde olduğu gibi bunda ustalaşmak da zamana ihtiyaç duyar. İlk başta ama yerine ve kullanmak sıkıntı verebilir. Geçmişte bunu pek yapmamış olduğunuz için isteğinizi yüksek sesle ifade etmekten ilk başta rahatsızlık duyabilirsiniz. Kimi zaman sabrınız tükenebilir ve sevecen olma niyetinizi bir an için unutabilirsiniz. Bu başarısız olduğunuz anlamına gelmez. Bu Tongue Fu’nun işe yaramadığı ya da onu öğrenemeyeceğiniz anlamına gelmez. Bu sadece, eski alışkanlıklarınızı terk edip yenilerini kazanmanın ilk doğal aşamalarında olduğunuz anlamına gelir. Satchel Paige, “Bazen kazanırsınız, bazen kaybedersiniz, bazen de maç yanda kalır” demişti. Mükemmel olmayan sonuçlar elde ettiniz diye, ilk acemilik aşamasında sakın vazgeçmeye kalkmayın. Sebat edin. Kendinize acımasız davranmayın ve bu kitapta keşfettiğiniz teknikleri uygulamaya devam edin. Zor insanlarla karşılaştığınızda kendinize giderek daha çok güven duyduğunuzu göreceksiniz. Sonunda, stres durumlarında sözlü dövüş sanatı becerilerinizin otomatik olarak devreye gireceği noktaya ulaşacaksınız.
• Birçok eleştirmen, sanatın temel özelliklerine değil, eserdeki ahlâksızlık oranına dikkat eder. Bunlar genellikle, halkçı görünerek, sanatın temel özellikleri dışına çıkan eserlere, cinsellik içeren çalışmalara, yoksulluk edebiyatlarıyla süslenmiş hikâyelere önem verirler. Eleştirmenler sanata bir şey katamadıkları gibi, sağlıklı bir eleştiri
Yarala`Sar "Ben kendi içimde çok iyi biriyim azizim; tek sıkıntı, kendi içimde olmam." Yaralasar serisi uzun zamandır okumak istediğim bir seriydi. Çıktığı zaman okumamaktan da pişman değilim çünkü diğer kitapların çıkmasını bekleyemezdim sanırım. Şimdi bile 4. kitabın ne zaman çıkacağı hakkında endişeleniyorum. Konusuna gelirsek
_Psişe, insan zihninin, bilincinin ve bilinç dışının tamamıdır. Galaksilerin ardında tanrıyı aramayı hayal edemeyiz. Her şey psişenin ürünüdür. Eski yunanca'daki psyche sözcüğü, "kelebek" anlamına gelir." Latince'deki animus ruh ve anima can, eski yunanca anemos rüzgar sözcüğüyle aynı köktendir. _Vücudun merkezi de başta
Reklam
Bir Yaylı Araba ile Yola Çıktık Millî Mücadele yıllarında Mehmet Âkif'in büyük bir gazâ telakki ettiği busavaşa nasıl iştirak ettiğini bugün benim kadar yakından bilen kimse yoktur;çünkü ben onun yegâne oğlu olduğum kadar, Yunan Harbi'nin cereyan ettiğizamanlarda, bidayetten nihayete yine onun yegâne can yoldaşı ve yol
Almanya’ya Türk Dersleri Önemli Bir Medya Olayı Olarak Türk Bağımsızlık Savaşı, 1919-1923 Alman milliyetçiler için I. Dünya Savaşı ve Alman-Osmanlı ittifakı, kıyamet ölçeğinde bir felaketle sonuçlandı -gerçek anlamda bir kıyamet, çünkü zamanın yergi dergilerindeki görseller Almanya’nın üzerinde mahşerin atlıları tasvirleriyle, Almanya’yı
Sizi gökteki kuşla, insanları eğlendirmek ve doğayı güzelleştirmek için yaratılmış kuşla kıyasladım. s.24 Çok ağır geliyor benim böyle bir bilinmezlikte olmam, bir geleceğiminin olmaması, başıma ne geleceğini tahmin edememek. Gelin, lütfen! s.30 Yiyorum, içiyorum, giyiniyorum; daha ne isterim! Kont sınıfından da değilim! s.32 Zaten ne olursa
Sayfa 175 - canKitabı okudu
_Evrenin sırlarını bulmak istiyorsanız; enerji, frekans ve titreşim cinsinden düşünmelisiniz. _3, 6 ve 9 sayılarının azametini bilseydiniz evrenin anahtarını elde edebilirdiniz. _Nefretiniz elektriğe dönüştürülebilseydi, bütün dünyayı aydınlatmaya yeterdi. _Evren enerjiyle doludur. Nesiller sonra makinelerimiz, evrendeki herhangi bir noktadan
Reklam
Guy de Maupassant Roman Üzerine
Burada, asla ilişikteki romancığı savunma niyetinde değilim. Tam tersine, anlaşılmasını sağlamaya çalışacağım düşünceler daha ziyade Pierre ve Jean'da teşebbüs ettiğim psikolojik inceleme türünün eleştirisini gerektirecektir. Genel olarak Roman'ı ele almak istiyorum. Yeni bir kitabın çıktığı her sefer, aynı eleştirmenlerin aynı
_Uyanmanız için ne kadar çok tiksinti biriktirmemiz gerekiyor? _Nerede tükettin ömrünü? Bir hareketin hatırası, bir tutkunun işareti, bir maceranın parıltısı, güzel ve firari bir cinnet - geçmişinde bunların hiçbiri yok; hiçbir sayıklama senin ismini taşımıyor, seni hiçbir zaaf onurlandırmıyor. İz bırakmadan kayıp gittin; senin rüyan neydi
Babam Bekir Berk Ertuğrul Hakan Berk BEKİR BERK’İN ilk eşinden oğlu, Ertuğrul Hakan Berk’tir. O da babası gibi bir avukat. Balıkesir Barosunda görev yapıyor. Hakan Berk, babasıyla ilgili hatıra, bilgi ve belgeler konusunda bize yardımlarda bulundu. Bize gönderdiği hatıralarda, ilk kez duyacağınız ilginç anekdotlar da var. Oğlunun kaleminden Bekir
Kurgu ve olgu arasındaki inanç ve kuşku dengesi
Hume’un ve Nietzsche’nin de bana göre büyük ölçüde ortaya koyduğu gibi, insanın korkuları, endişeleri veya kendini güvende hissetme ihtiyacı, kendi varlığını devam ettirme arzusu veya güç istenci gibi çeşitli nedenlerden ötürü, insanlar bu kurguyu olgu zannediyorlar. Yani öyle işlerine geliyor. Mesela en basitinden, ölüm korkusu ve endişesi
GİZEM YILDIRIM,GAİA DERGİ:1967 yılında yazılan bu kuramsal kitapta kapitalizmle birlikte şekillenen tüketim ilişkilerinin ülke ve ideoloji ayırt etmeksizin bir gösteri biçimi yarattığı ve bu durumun kaçınılmaz olarak dünyanın tek bir pazar haline gelmesi ile sonuçlanacağı iddia ediliyor. Gösteri Toplumunu ilk kez tanımlayan ve adlandıran Debord,
27 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.