Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Ölüm bizim dehşetimiz olmuştur; ve bir anlamda, etobur olmak ve ölüme meydan okumak erkekliğin bir gerekliliğine denk düşse de (ama bu başka bir iştir!), cinsellik ölümün ve yenen etin verdiği utanca, yarattığı skandala bağlıdır.
Dur
Yürüdüm, yürüdükçe uzadı yollar, Akreple yelkovanı orda yitirdim. Huzurlu bir akşamda, bir düşte değil, Mekânı ve zamanı zorda yitirdim. Unuttuğum bir histir şimdi beklemek, Neyi ve ne kadardı ve ne zamandı? Islaktı ve nemliydi hep kirpiklerim, Gözlerdeki yaşları harda yitirdim. Hüzne de benzemiyor şimdi bu hâlim, Birikmiş binbir yığın düşünce sanki, Toplasan bir boşluğa denk düşmez ama, Ben boşluğu, hiçliği 'var'da yitirdim. Gitsek mi ne yapsak ki bu kargaşadan, Kalmak nice zahmetli, gitmek ne uzun, Git diyen olmadı da, gel diyen de yok, Ben tüm gidişlerimi 'dur'da yitirdim.
Reklam
tıpkı hastalıklar gibi düşünce ve duyguların da bir kuluçka dönemi var. ve kuluçka döneminde bu duygu ve düşüncelere göre hareket edip davransak bile aslında bu düşünce ve duyguların varlığından bile haberdar olmuyoruz. ve bu duygu ve düşünceleri bilinçaltımızdan gün yüzüne çıkaracak bir olayla karşılaşmazsak asla duygularımızın etkisi altında kalmadığımızı iddia etsek bile hayatımızın geri kalanı boyunca onlar tarafından yönetiliyoruz. duygu ve düşüncelerimize ters düşse de çeşitli davranışlarla haklı olduğumuzu ispatlamaya çalışıyoruz ama dışarıdan bir göz bu çelişkiyi kolayca fark edebiliyor...
Şansla gelen hiçbir şey kalıcı değildir, ne kadar yükseğe çıkılırsa, düşme olasılığı da o kadar artar. İleride bitecek olan şeyler kimseyi mutlu etmez, dolayısıyla kazanmak için çok çalıştıkları şey­leri korumak uğruna daha da çok çalışmak zorunda olan insanların yaşamının sadece en kısa değil, en sefil yaşam olması kaçınılmazdır.
Tıpkı hastalıklar gibi düşünce ve duyguların da bir kuluçka dönemi var. Ve kuluçka döneminde bu duygu ve düşüncelere göre hareket edip davransak bile aslında bu düşünce ve duygularin varlığından haberdar olmuyoruz.Ve bu duygu ve düşünceleri bilinçaltımızdan gün yüzüne çıkaracak bir olayla karşılaşmazsak,asla duygularımızın etkisi altında kalmadığımızı iddia etsek bile hayatımızın geri kalanı boyunca onlar tarafından yönetiliyoruz. Duygu ve düşüncelerimize ters düşse de çeşitli davranışlarla haklı olduğumuzu ispatlamaya çalışıyoruz ama dışarıdan bir göz bu çelişkiyi kolayca fark edebiliyor. Bazen bu çeliskileri kendimiz fark edince çok şaşırıyoruz.Bazen ise hiç farkına varmadığımız için muazzam acılar çekiyoruz.
Hayatımız Bir Çeşit Düş...
& Madem aklımız ve ruhumuz uykuda düşündüklerimize meydan veriyor, düşte gördüğümüz işleri uyanıkken gördüğümüz işler gibi kabul ediyor, ne diye düşüncemizin, hayatımızın bir çeşit düş olmasını, uyanık halimizin bir çeşit uyku olmasını yadırgıyoruz bu kadar? &
Sayfa 198 - @panamayayincilikKitabı okudu
Reklam
Düş görme, gündüz çözümlenmemiş olayların bilinçdışını sürekli uğraştırması sonucu ortaya çıkarlar. Başka bir deyişle, doyurulmamış istekler, özlemler düşe yansıyarak işlenir. S. Freud'un ortaya koyduğu gibi başarılı bir düş, bu istek ve özlemleri, dolaylı yollardan, gerçekleşmiş gibi göstererek uykunun bozulmasını önler. Çocuk düşleri, bunu kanıtlayan örneklerle doludur: Çocuk beklediği bir oyuncağı düşünde almış görür. Sevinçle uyanır ve odasında aramaya koyulur. Ertesi gün girilecek bir sınavı düşünde olup bitmiş gibi görmek de kişinin deliksiz bir uyku uyumasını sağlar. Böylece düşler, uykuyu tedirgin edici duygu, düşünce ve yasak eğilimlere karşı savunma görevi görürler. Korkulu düş ve karabasanlarda bilinçaltının düş kurma yoluyla uykuyu koruma görevi yetersiz kalmakta, uyku bozulmaktadır.
Sayfa 230Kitabı okudu
Biz de iç işlevlerimizden korkarız, hem de çok. Aydın bir tipi ele alm; âşık olmaktan ödü patlar; size kalsa, korkuları yersizdir, oysa haklıdır o; çünkü sevdalanmak çıl­gınlıklar yapmasına yol açabilir; ama duygusu ancak tek bir kadın tipine, ilkel kökenli kadın tipine etki gösterdiğinden, sonuçta hafif bir kadına ya da kendisine hiç uygun düşme­ yen birine tutulur. Birçok aydının, kendi düzeylerinin altın­daki kadınlarla evlenmelerinin nedeni budur. Tuzaklarından habersiz bulundukları eskimiş duyguların kurbanı olurlar, ya bir köylü kadına ya da oda hizmetçilerine tutulurlar. Bu nedenle kendilerini saçmalıklara yöneltecek duygularından sakınmaları gerekir. Akıllılık alanında güçlüdürler, korun­masını bilirler ve kendi olanaklarıyla ayakta kalmayı başarır­ lar. Oysa duygu alanında, etkilenmeye uygundurlar, değiş­ kendirler ve bunu duyumsarlar. Bir aydının duygularını güç­ lendirmeye çalışmayın. Onu denetimi altında sımsıkı tutar, çünkü tehlikeli olduğunu bilir.
Sayfa 100Kitabı okudu
Galileo Galilei
Venedik topraklarında eğitim veren, Pisalı bir matematikçiydi. İsmi Galileo Galilei'ydi. Galileo, fikrini spekülatörlerin teleskopu icat ettiği Flandre'den gelen fakir bir Hollandalıdan çalışmıştı, adam İtalya'ya zengin olma rüyalarıyla gelmişti. Ama Galileo mercek üzerinde ayarlamalar yaptı ve aleti oldukça geliştirdi. Teleskopu
Sayfa 328 - Yakamoz KitapKitabı okudu
Büyük kentin en iyi yanı ne biliyor musunuz? Her şey sizi yeni, başka bir düşe götürüyor. Hiç tanımadığınız insanları düşünmeye başlıyorsunuz. Başka yerde yüz yılda göremeyecekleriniz yüz adımda önünüzde. Hiçbir şey imkânsız değil burada. Kalabalık öyle bir korunak ki gizlenmek için duvarlar gerekmiyor. Yalnız değilsiniz. Ya da yalnızlardan oluşan kocaman bir örgütün bir üyesi de sizsiniz.
Reklam
Ölüm (ya da ölümün imleri) insanları kırılgan ve acıklı kılar. Hayaletleri andırmalarıyla içimizi yakarlar: her edimleri son edimleri olabilir; düşte gibi, dağılıp gitmenin sınırında durmayan tek yüz görmezler. Ölümsüzlerde her edim (ve her düşünce) görünür bir başlangıcı olmaksızın, geçmişte gerçekleştirdiklerinin bir yankısıdır ya da gelecekte başdöndürücü bir boyutta yineleneceklerinin güvenilir bir önsezidir.
Ölümsüz / KindleKitabı okudu
güven nedir bilseydim eğer tekinsiz kucaklarda harcamazdım ömrümü, düşe kalka.
Sayfa 21 - Pegasus Yayınları, Taksim, İstanbul, 2019.Kitabı okudu
Düşme alışkanlığı vücudu dayanıklı kılar, zemine değmek başlı başına bir rahatlamadır, buradan çıkamayacağım, insanın aklına ilk önce bu gelir, mukadderat durumlarında ise son düşünce bu olur. Hiç değişmeyen bir başka şey de, bazı kişilerin ötekilerin düştüğü kötü durumdan yararlanmasıdır, dünyanın kuruluşundan beri bütün kuşaklar ve kuşakların kuşakları bunu çok iyi bilir.
Sayfa 323Kitabı okudu
Düşünce düşlenir.
♤Önümüz kuyularla, hendeklerle, çukurlarla dolu ve yürümek, adım atmak, yol almak bir zaruret. Hikmetin yittiği bu çağda onu nerede ve nasıl bulacağız? ~~~~°°°••* Bize düşen aramak yine de, düşe kalka aramak. Usanmadan, yılmadan, korkmadan aramak. İcabında düşmeyi göze alarak gökte yıldız aramak. Her hâlükârda düşünme çabası düşmeyi göze almayı icap ettiriyor.
Aklına bir düşünce geldi: Göle doğru on adım atsa, köprüden düşse ve huzur bulsa daha iyi olmaz mıydı?
797 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.