İnsanlığın özeti
Daha üç yıl evveline kadar talip olmakla manevi zenginlikler devşirdiklerini söyleyenlerden pek çoğu maddi zenginliklerin esiri olmamışlar mıydı?
Ben(genel)
(Şevval's version)
(Çok özendim o yüzden üşengeçlik bile yapmadım şsödmcmcöd)
~ben şevval(başka adım yok,annem engellemeseyiş babam adımı zeynep koyacakmış ama o kardeşime nasip oldu)
~gözlük derecemi anne ve babamdan miras aldım(ama onlar lazer olup kurtuldular)
~aşırı aşırı aşırı üşengecimdir,beni tanıyan birine sorsanız hakkımda
İnsanlığın özeti müthiş bir paragraf
Çoğumuz ikinci el insanlar haline geldik. Okuyoruz, üniversiteye gidiyoruz, büyük oranda bilgi biriktiriyoruz. Bu bilgiler başka insanların düşündüklerinden ve söylediklerinden oluşuyor. Topladığımız bilgileri başkanlarının söyledikleriyle kıyaslıyoruz.
Orijinal hiçbir şey yok. Yalnızca tekrar ediyoruz, tekrar ediyoruz, tekrar ediyoruz. Biri bize "Düşünce nedir, düşünmek nedir?" diye sorduğunda yanıt veremiyoruz. 
Jiddu Krishnamurti
Bedevi Arap kabileleri arasında kanlı kavgaların, kervan soygunlarının sonu yoktu. Ne canlar güven altındaydı ne de mallar.
Hz. Muhammed'in Medeniyet Devrimi, özel mülkiyetin ve ticaretin güvenliğini sağladı.
O, kabileleri ümmette birleştirdi, kabileler arasındaki kavgalara son verdi.
Yedi iklimde yaşandı bu olay. Modu (Mete), Bilge Kağan, Alparslan, Cengiz Han, Osman Gazi, hep aynı medeniyet devrimlerine önderlik ettiler. Yaptıkları işin özeti, pazara ve üretime güvenlik getiren devrimlerdir. Devletler kurdular, ordular örgütlediler. Kabileler arası baskın ve soygunlardan devlete geçişe önderlik ettiler.
Ancak Doğu'da güneş 16. yüzyılda batmıştır. Ve ancak 20. yüzyılın başında Rus, Türk, İran, Çin devrimleriyle, Mustafa Kemal'lerle yeniden doğmuştur.
Sümerlerle başlayan Medeniyet Devriminin 7. yüzyıldaki büyük dalgasının başında Hz. Muhammed vardı. Bugün Asya'dan yükselen milli demokratik devrimlerin başında Mustafa Kemal'ler var. insanlığın büyük değerlerine saygı, geleceğin güvencesidir. İnsanlık, geçmiş Medeniyet ve Devrim mirasını hor görerek ancak kendi geleceğini ateşe verir.
Sayfa 81Kitabı okudu
Özellikle Polinezyalı siyahiler, Samoyedler ve uzak kuzeyin daha başka kabileleri ile Afrika ırkının büyük çoğunluğundan ibaret bu geri zekalı halklar acziyetlerinden asla ve kat'a kurtulamamışlardır; bunlar birbirlerinden tamamen bağımsız şekilde yan yana yaşarlar. Güçlü olan zayıf olanı kırıp geçirir; zayıf olan güçlüden mümkün mertebe uzaklaşmaya çalışır. Kusurlu devletlerinde yaşamlarını idame ettiren ve bir insan ırkı olarak yaşadıkları sürece ilerleme imkanları bulunmayan bu
iptidai toplumların siyasi fikirlerinin özeti budur. Bu sefil vahşilerin dünya nüfusunun çok küçük bir kısmını teşkil ettikleri söylenebilir. Fakat yaşayan ya da yok olup giden, bunlara benzer ti.im halkları hesaba katmanın lüzumunu kabul ediyoruz. Bunların sayıları hesaplanamaz ve hiç şüphe yok ki, safkan sarı ve siyah ırkların büyük çoğunluğunu ihtiva ederler. Eğer hal böyle ise, çok sayıda insan için medeniyete doğru ilk adımı atmanın bile imkansız olduğunu ve her zaman da böyle olacağını itiraf etmeye yöneliriz. Yine bu halkların iklim ve çevrenin en değişken koşulları altında yeryüzünün her tarafına dağıldıklarını; tropik ve ılıman bölgelerde, kuzey kuhıp dairesinde, deniz, göl ve ırmak kenarlarında, ormanların derinliklerinde, otların bol olduğu ovalarda ve kurak çöllerde kayıtsız bir şekilde yaşadıklarını düşünürsek, insanlığın bir kısmının kendi doğası içinde felce uğradığı sonucuna varmamız gerekir. Bunlar medeniyete doğru ilk adımı bile atamazlar çünkü hem insanlar hem de hayvanlar tarafından hissedilen doğal bir kan uyuşmazlığının üstesinden gelemezler.
Sayfa 45Kitabı okudu
İnsanlığın tek cümlelik özeti;
Bunlar, dümeni kopmuş, freni kırılmış bir otomobil içinde, yüksek, dik bir bayırdan aşağıya alabildiğine giden fakat vartayı ya hissetmeyen yahut seve seve kabul eden insanlara benziyorlardı..."
Sayfa 72
