En Yeni Kaderini Sev, Çünkü Aslında Hayatın Bu - Nietzsche İletileri
En Yeni Kaderini Sev, Çünkü Aslında Hayatın Bu - Nietzsche iletilerini, en yeni Kaderini Sev, Çünkü Aslında Hayatın Bu - Nietzsche okur görüşlerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bilgelik şurada gizli: İyi uyumak için uyanık olmak. Yaşamda anlam olmasaydı ve ben anlamsızlığı seçmek zorunda kalsaydım, seçeceğim anlamsızlıkların içinde en iyisi bu olurdu.
“Bu ağacı ellerimle sallamak isteseydim, gücüm yetmezdi. Ama gözümüzle göremediğimiz rüzgâr ona istediği gibi eziyet ediyor; istediği yönde eğip büküyor. Tıpkı
o rüzgârın ettiği gibi görünmez ellerdir bize de en kötü
eziyeti edenler, bizi eğip bükenler.”
Önemli düşünürlerin hayatları, düşünceleri, nasihatları ve birçok faydalı bilgiler içeren bir dizin…
*Felsefe severlere tavsiye niteliğindedir.
**Kitap bağlantılarının yanına arka kapak yazıları eklenmiştir.
1.
Bir gün olur da zor durumda kalan bir arkadaşınıza
destek olmak için birkaç çift laf etmeniz gerekirse “Kaderini
sev” deyin ona ve hemen peşinden eklemeyi de
unutmayın: “Ancak içinde ayağa kalkmak olan, içinde iyi
kötü her şeyi deneyimlemek olan ve her gün çok daha
güçlü bir şekilde yol almak olan kaderi seç ve onu sev
dostum. Böyle bir kaderi sev çünkü aslında hayaün bu...”
İşte budur bizim en büyük zayıflığımız.
Kendimizi sevmeyi öğrenmeden başkasını sevmeye çalışmak.
Kendi varlığımızı kabullenmeden başkasının varlığını onaylamak ve sindirmeye çalışmak. Daha kendimizi hazmedemeden iyice çiğneyip özümsemeden başka birine yer açmak ve ona bağlamak tüm varoluşumuzu.
Böyle bir denklemde mutluluk ve gerçek aşk yaşanabilir mi gerçekten?
En yüce dağlar nereden gelir diye sorardım bir zamanlar. Sonra denizden geldiklerini
öğrendim. Bunun kanıtı onların kayalarında ve doruklarındaki duvarlarda yazılıdır. En derinden gelmelidir en yüce olan, kendi yüceliğine..
Kendinden başka herkese yardım etmeye çalışmak ve inanmak buna. Oksijen maskesini takmayı reddedip bir başkasının solumasına yardımcı olmaktır bizi öldürecek olan. Bu şekilde geçirilen her gün kendimizi oksijensiz bıraktığımız ve yavaş yavaş bedenlerimizin soğumaya başladığı sürece götürür bizi. Ve öyle bir derin uykuya kapılırız ki, uyuduğumuzun farkına bile varmayız. Kendimizden başka herkesin uykuda olduğunu ve onları uyandırmayı kendimize en kutsal görevlerden biri sayarak düşeriz bu ölüm yoluna.
Ancak sormayız kendimize, ben kendi dertlerimden kurtarabildim mi kendimi? Bir başkasını pürdikkat dinlerken, kendimi de böylesine dikkat ve şefkatle dinleyebildim mi diye sormak gelmek aklımıza. Bu nedenle bir başkasına merhamet duymaya karşı çıkar Nietzsche. Çünkü bir başkasına duyacağımız merhametten önce kendimize karşı duymalıyız en büyük merhameti ve affetmeliyiz kendimizi yaptığımız en büyük hatalar ve yanlışlardan sonra.
(sayfa:95)