Öğrenmek isteyen okusun!
Öncelikle yazdıklarım kitap incelemesinden ziyade yazar incelemesi veya araştırma yazısı oldu. Bu araştırma-incelemeyi oluşturmak, (geceleri birer-ikişer saatimi ayırarak) bir haftamı aldı. Biraz emek verdim açıkçası. Bu sebeptendir okuyacak olanlara kesinlikle birşeyler kazandıracağımı düşünüyorum. Vakti olan herkesin
Bazı kitaplar vardır gerçekten hakkında çok konuşmaya gerek yoktur. “Al, oku” deyip geçeceksin, o depremi okuyunca okuyanın kendisi yaşayacak ama ben kendime not düşmek ve kitabı birilerinin radarına düşürmek için yine de yazacağım. Bitirdiğim günden beri inceleme yazmak için yanıp tutuşuyordum. Nihayet kendi çapımda yaptığım araştırmayı bitirip
Benim için şimdiye kadar yaptığım en özel inceleme olacak bu, umarım yazmak istediklerimin çeyreğini olsun ifade edebilirim.
Leyla ile Mecnun hayatımda en önemsediğim şeylerden biri. Bir diziye bu kadar anlam yüklemek ne kadar mantıklı tartışılabilir. Ama sitede son zamanlarda denk geliyorum benden yaşça büyük kişilerin yorumlarına;
İŞTE GENE BEN ve SİZLERE YİNE OKUMUŞ OLDUĞUM ESKİ BİR KİTAPTAN BİR İNCELEME DAHA. :)
Don Kişot ile ilgili bugüne dek ifade edilememiş şeyler hakkında kim ne söyleyebilir acaba? Miguel de Cervantes tarafından kaleme alınan ve yazılan bu güzel roman, dört yüz yıldan bu yana, on sekizinci yüzyıldan kalma edebi akımlara, yirmi birinci yüzyıl
'sevgi' konusu hep tartışılan, derin, anlaşılmaz ve kişiden kişiye değişiyor derim... Peki 'sevgi' tam olarak nedir/neydi?
Kitap adında 'sevme' var yani 'sevmek eylemi' görüldüğü gibi; sevme, sevilme elbette 'sevgi' den geliyor. Yazarımız üç önemli unsur üzerinde duracaktır; sevme, sevilme, sevgi.. Peki 'sevgi' seven için mi geçerli yoksa sevilen
Özel bir kitabın incelemesi ile birlikteyiz arkadaşlar. Kitaba, kısa roman demek mümkün bence. Kitabın ana kahramanı isimsizdir. İsimsiz kitaplardaki mesajları çok iyi bilirsiniz. Aynı örnekleri
Selam arkadaşlar, gelirleriyle ve giderleriyle tüm insanlığa faydamın dokunduğu youtube linkini aşağı bırak... yok yok öyle bir derdim, merak etmeyin. Bu yalnızca kamusal bir incelemedir, dileyen okur, dileyen okumaz. Sizi birer araç olarak görmüyorum, birbirimize katacağımız çok şey var.
Hepimizin içinde bir nebze de olsa kendini bulabildiği
Oscar Wilde'ın okuduğum 3. kitabı olduğu için öncelikle yazardan ve yazarın hayat görüşünden bahsetmek istiyorum, çünkü hakkında artık oturmuş düşüncelere sahibim. Daha sonra ise, bir senaryo olan "Önemsiz Bir Kadın" isimli bu kitaptan ve kitabın konusundan bahsedeceğim.
O'Flahertie Wills Wilde - bildiğimiz adıyla Oscar Wilde - edebi
Oğuz Atay abimiz sorusunda ne kadar haklı: “Tutunamayanların romanı biter mi?” BİTMEZ! demiştim daha
Kirpinin Zarafeti kitabının incelemesinde. Bu sefer başlık değişti, içerik değişti: “Tutunamayan Aile” romanına geçtik.
“Yersiz yurtsuz yaşadım ömrüm boyunca. Kendim tutunamayınca kimsenin bana tutunmasına da izin vermedim…Birbirimize tutunamadık,
Herkese Merhaba,
Bu platformda aktif olarak başladığımdan itibaren bu ilk 10 puanımdır. Acotor serisinden sonra beni böyle etkileyecek kitap olacağını sanmıyordum ama oldu. Yıldızlı 10 puan olsa onuda verirdim. Kitabı ilk yurtdışındaki bookstagram görmüştüm. Öve öve bitiremiyorlardı,bilirsiniz çok popüler kitaplar benim tarafımdan beğenilmez.
Cinayetleri işleyen koca yürekli abimizin ismini ilk duyduğumda "Bak, bu adamda bir şeyler olabilir." diye tahmin yürüterek inanılmaz bir iş çıkarttığımı belirtiyor ve incelememe gerekli olduğundan emin olmadığım bu ön bilgiyle başlamış bulunuyorum. Öhm..Öhm. :D
Kitabın yapısından bahsedelim. Minik bir şah simgesiyle kısımlara ayrılmış.
Hangi cümlenin hayatını değiştireceğini bilemezsin. Bir gün öyle bir cümle okur ya da duyarsın ki artık eskisi gibi olmak mümkün değildir. Bu nedenle özdeyiş içeren kitaplara ayrı hayranlık duyuyorum.
Kitap
Friedrich Nietzsche'nin aforizmalarından meydana geliyor. Bu aforizmalar kısadan uzuna doğru sistematik olarak esere yerleştirilmiş. Bazılarını
Sene 2009. T.Ü Kimya bölümünden mezun olacak 65 kişiden biriyim. Dışarıda türbanlı, üniversitede başı açık bir insan olarak dört yılımı geçirdiğim fakültenin Organik Kimya dersinde sıradan bir gün. M.isimli hocamız hışımla içeriye girdi ve kürsüsüne çıktı. Onun için derse başlamadan bir tur geyik yapmak ders adına motivasyon aracıydı. O gün hiç