Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
AHMAKTAN KAÇIYORUM
Hazret-i Îsâ, sanki kendisini bir aslan kovalıyormuş gibi canhıraş bir şekilde kaçmaktadır. Adamın biri, bu hâle hayret ederek ardından koşar ve seslenir: “–Hayrola, ürkütülmüş bir kuş gibi çırpına çırpına niçin ve nereye kaçıyorsun? Arkanda kimse yok ki!” der. Îsâ -aleyhisselâm- o kadar hızlı koşmaktadır ki, acelesinden adamın suâline cevap
Sanki bu sözleri bekliyormuş gibi birdenbire, kendine hakim olamayarak öfkeli bir eda ile bağırdı; – Seninle alay edip, yüzüne karşı kahkahalarla gülerek söylerdi! Kibar bir insan, daha çok kibar bir kadın senin kirli ruhunu görerek tiksinti duyar. Saçlarını yaptırmışsın, en iyisinden çamaşır giyiyorsun, elbiselerini terzide diktirmişsin ama
Sayfa 688Kitabı okudu
Reklam
Ellerini Reidin omuzlarına koyarak, yavru bir kuş kuvvetiyle onu geri itti, gözleri yalvarıyordu. Reid, yapamam... Şş, dedi Reid dudaklarının dibinde. Evet, yapabilirsin. Lucienin ellerini çekti, parmaklarını onunkilere geçindi ve başının tam üzerinde tutarak tekrar kendini geri çekti. Kendini onun tam girişinde tutarak fısıldadı, Güven bana. Bu
Sayfa 96
Sonra saçlarıma dokundu, sonra belime sarıldı. Yine karanlık oldu, bu sefer sonsuz bir karanlıktı.
Beyinden mürekkebe dökülecek ne var ki Sana bunca görüntü vermesin can evimden? Dil yeni ne söyler ki el yeni ne yazar ki Sendeki erdemlerden, benim sana sevgimden? Hiçbir şey, tatlı çocuk. Sanki kutsal törenin Dualarını her gün söylerim birer birer; Eskiye eski demem. Sen benimsin, ben senin: Güzel adını nasıl kutsadımsa ilk sefer. Sonsuz sevgi hep girer taze aşk kılığına; Umursamaz zamanla tozlanıp yıpranmayı, Hayat hakkı tanımaz hiçbir kırışığına, Olur en eski çağlar onun sadık uşağı. Aşk tohumu, düşünce gelişir var gücüyle Zaman ve dış görünüş, ölgün gösterse bile.
Sayfa 108Kitabı okudu
Anlayışla gülümsedi; aslında anlayıştan da öteydi. Yaşamımız boyunca dört beş sefer rastlayabileceğimiz türden, içinde sonsuz bir güvence barındıran o ender gülümsemelerden biriydi.
Reklam
"Niye kalktın? Otur da iki çift laf edelim!.." Eğildi, torbasını aldı: "Gideyim artık..." Niko yine gülüyordu.
Herkes herkese aynadır. Ben, Allah'ın cilāladığı bir aynayım.
Ebrucu teknesini hazırlıyor. Tekne yavaş yavaş suyla doluyor. İnsan gibi... Bu su, yavaş yavaş güzelliklerin vitrini olur... Güzellik insanın mayasıdır. Kişi hangi suyla dolarsa o suyla taşar... Gülsuyu ile dolan gülsuyu sızdırır. Kirli su ile dolan da kirli su... İnsanın varlığı bu tekne gibi... Tekne temiz, su temiz... Tanrı'nın
Bir günün sonunda arzu
Yorgun gözümün halkalarında Güller gibi fecr oldu nümâyân, Güller gibi... sonsuz, iri güller Güller ki kamıştan daha nâlân; Gün doğdu yazık arkalarında! Altın kulelerden yine kuşlar Tekrârını ömrün eder i'lân. Kuşlar mıdır onlar ki her akşam Âlemlerimizden sefer eyler? Akşam, yine akşam, yine akşam Bir sırma kemerdir suya baksam; Üstümde semâ kavs-i mutalsam! Akşam, yine akşam, yine akşam Göllerde bu dem bir kamış olsam!
Sayfa 147Kitabı okudu
_Biz kimiz? Nereden gelip, nereye gidiyoruz? _Biz insanlar, bir kapının önüne bırakılmış yeni doğan bebekleriz. Sepetlerimize bebeklerin kim olduğuna, nereden geldiğine dair ya da atalarının kimler olduğuna dair bir not da iliştirilmemiş. Bu yetim bebeklerin sicilini öğrenmeyi özlemle bekliyoruz. Pek çok kültür sürekli olarak ebeveynlerimizle
Reklam
"Bükün yalnızca Latinlerin değil, tüm kavimlerin konuşmalarına girmiştir. Çünkü kullanışlı ve gereklidir. Eğer bükün olmasaydı, ortaya çıkacak bunca kelimeyi öğrenemezdik(zira kelimelerin bükülebilecekleri sonsuz sayıda biçim vardır). Diyelim ki öğrendik, bu sefer de aralarında ne tür bir bağ olduğunu açık bir şekilde anlayamazdık."
_UYUYORSUN! Rüyadasın. Gece gündüz demeden rüya görüyorsun. Bazen açık bazen de kapalı gözlerle. Hakikat değilsin. Rüya gören bir zihin, hakikati göremez ve hakikati de bir hayale dönüştürür. Gerçekle yüzleşirsen gerçek, hakikate dönüşür; kaçarsan yalanlar içerisinde yaşarsın. Uyan! Uyanık ol. Uyanık olmak hedeftir. Sessizlik içinde düşünerek
Akşam şairinin en çok linçlenen şiiri
Bir Günün Sonunda Arzu Yorgun gözümün halkalarında Güller gibi fecr oldu nümayan, Güller gibi... sonsuz, iri güller Güller ki kamıştan daha nalan; Gün doğdu yazık arkalarında! Altın kulelerden yine kuşlar Tekrarını ömrün eder ilân. Kuşlar mıdır onlar ki her akşam Alemlerimizden sefer eyler? Akşam, yine akşam, yine akşam Bir sırma kemerdir suya baksam; Üstümde sema kavs-i mutalsam! Akşam, yine akşam, yine akşam Göllerde bu dem bir kamış olsam!
Kan gölü halindeki bir oda suratın ortasına yumruk patlatılmış etkisi yaratırdı. Sonra, temizlenip steril hale getirilen aynı odaya bir kez daha girer, bu sefer yüreğine ona evrenin merkezinin sonsuz bir boşluktan ibaret olduğunu hatırlatan buz gibi bir elin dokunduğunu hissederdi. Mutlak sıfır derecede bir boşluk.
Yorgun gözümün halkalarında Güller gibi fecr oldu nümayan, Güller gibi .. sonsuz, iri güller Güller ki kamıştan daha nalan; Gün doğdu yazık arkalarında! Altın kulelerden yine kuşlar Tekrarını ömrün eder i'lan. Kuşlar mıdır onlar ki her akşam Aıemlerimizden sefer eyler? .. Akşam, yine akşam, yine akşam, Bir sırma kemerdir suya baksam; Üstümde sema kavs-i mutalsam! Akşam, yine akşam, yine akşam Göllerde bu dem bir kamış olsam!
385 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.