Yaşar Kemal'in okuduğum ilk eseri olan bu aşk destanı sizi alıyor ve ağrı dağının yamaçlarına götürüyor, eser o kadar akıcı bir dille yazılmış ki tek nefeste bitirdim.İçeriğine gelicek olursam olay Ahmet adlı bir gencin kapısına bir at dayanması sonucu gelişiyor ve o atın sahibi beyazıd paşası Mahmut handır, Mahmut han atı ister ve Ahmet vermez, sonrasında Mahmut han ahmeti zindana attırır, ve zindanda ahmedin ağrı dağı acısını dile getirerek seslendirdiği kavalın sesi, paşa Kızı Gülbaharı etkiliyor ve zindan görevlisi memodan izin alarak ahmeti görüyor ve görmesiyle birlikte içinde bir aşk doğuyor bu durum ikisinide yürekten etkiliyor, daha sonrasında Mahmut paşanın ahmeti öldürme kararı sonrası Gülbahar zindan görevlisine ahmetin ve aynı zamanda onla birlikte olan esirlerin kurtulması için yalvarır ve benden ne istersen iste onu vericem der, memo aslında Gülbahara yıllardır içten içe bir aşk besler ama belli etmez, bu isteği karşısında onu kıramaz ama karşılık olarak saçından bir tutam saç ister ve gülbaharda verir. Sonrası memo zindandan kurtarır ahmedi ve diğer esirleri durumu farkeden paşa memoyla savaşır ve memo ben bu dünyadan alacağımı aldım der ve intihar eder. Sonrası Ahmet ile gülbaharın kavuşması için tüm ağrı ve diğer köyler seferber olur ama artık olayın akışı çok değişmişti Ahmet gülbahardan uzaklaşmış ve içine şüphe düşürmüştü bu şüphe ahmetin gülbaharı terketmesiyle sonuçlanmıştı,
halbuki gülbahar bu aşk için neleri göze almıştı.Yazık oldu gerçekten, bir şüphe herşeyi tüm güzel duyguları yok edebiliyormuydu. Aşk neydi?
Canım memo oysaki bir saç teli uğruna canına kıymıştı...