Kadın ve erkek cinsiyet belirten sözcüklerdir. Çoğunlukla “erkek” toplumdaki bütün erkekleri kapsayacak şekilde kullanılırken, “kadın”ın kullanımında sıkıntılar yaşanmakta, yerine bayan ve kız tercih edilmektedir.
Kadın sözcüğünün kullanımından çekinilmesinin bir nedeni olarak, “kadın”ın kulağa kaba geldiği ifade edilse de arka planda kadın kelimesinin cinsellik içerdiği düşüncesi yatmaktadır. “Erkek”in kullanımında kabalık bulunmazken “kadın” kelimesinde neden kabalık bulunduğu sorgulanması gereken bir meseledir. Bu bakış açısı; erkek cinselliğinin utanılacak bir şey olmadığını düşündürtürken, kadın cinselliğinin ise toplumsal bir ayıp olarak algılanmasına ve bu sebeple cinsiyet çağrışımı yapan “kadın” yerine, cinsiyetsiz olduğu düşünülen “bayan” kelimesinin tercih edilmesine yol açmaktadır.
Aynı şekilde kız-kadın vurgusu da cinselliği çağrıştırdığı düşünülerek bekar ve evli kadınları tanımlamak için kullanılmaktadır. Bu kullanım erkeklerden farklı olarak kadınlara yönelik bir ayrımcılık içermektedir. Çünkü kişilerin cinsiyetleri cinsellikle, evli ya da bekar olma durumuyla, toplumsal statülerle sınıflandırılamaz. Bu nedenle “kadın” yerine “bayan” ya da “kız” kelimesi her kullanıldığında, toplum tarafından kadına atfedilen bütün roller, ayrımcılıklar ve kadının toplumdaki yeri kabul edilmiş ve bu eşitsizlik dil ile yeniden üretilmiş olur.