Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
haccac-ı zalim, kuteybe bin müslim, abdurrahman gibi kan dökücü fakat yetenekli komutanların yönettiği arap ordularının zor ilerleyişinin bir başka nedeni de olabilir; bedevilikten ileri gelen askeri yetenek, sürat ve organizasyonla müslüman araplar; mısır, suriye, mezopotamya ve iran'da kolay, etkin ve çabuk başarı elde etmişlerdi. fakat göçebe devlet ve ordu sisteminin getirdiği benzer niteliklere sahip türk aşiretleri karşısında bu hızlı başarıyı elde edememeleri olağandı. diğer taraftan 730'lu yıllarda göktürk kağanlığı henüz yaşıyordu
Sayfa 39 - timaş yayınları, 3. basımKitabı okuyor
"Asil bir hayat sürmek için mutlaka gerektiğini düşündüğümüz iki yetenek bunlar: birincisi yargısız, kapsamlı bir muhakeme yeteneği, İkincisi ise güçlü bir iradeye sahip olma ve onu kullanabilme yeteneği. Çocukluk ve gençlik yılları boyunca bu alanları, yani bireysel muhakeme ve iradeyi geliştirmek için büyük çaba sarf ediyoruz."
Sayfa 155 - İthakiKitabı okudu
Reklam
İçinde, hiç uyanmadan kalmış, biraz kurcalanmış, fakat hiçbiri sonuna kadar işlenmemiş birçok yetenek olduğunu acı acı seziyordu. İçi yanarak anlıyordu ki onda gömülü kalmış iyi ve güzel şeyler vardı; belki çoktan ölmüş ya da bir dağın derinliklerindeki altın gibi saklı kalmış olan bu hazine çoktan çıkmış olmalıydı. Ama öyle derinlerde kalmış, üzerine öyle pislikler yığılmıştı ki..
ÖĞRENME BİR "KAPASİTE" MESELESi Mİ?
Öğrenme çok parametreli, karmaşık bir olgu. Mesela çok sözü edilmez ama öğrenmek unutmakla başlar. "İnsan, nisyan ile maluldür." sözü de ne çok şey anlatır... Öğrenme dediğimiz yetenek, etkin ve etkili bir unutma sürecine muhtaçtır. Gerekli gereksiz her şeyi hatırlamak üzere depolayan bir zihin, kısa bir zaman içinde yaşamı için gerekli bilgilere ulaşamaz hale gelir. Bu nedenle unutmak, biyolojik belleğin olmazsa olmaz parçalarından en önemlisi.
Bir kişinin ne olduğu yeteneğinin azalmasıyla birlikte çıkar ortaya. Ne yapabileceğini göstermeyi bıraktığında. Bir yetenek bir Sustur aynı zamanda, bir süs de aynı zamanda bir maskedir.
Bilgelik ve yetenek defteri rafa kaldırılmıştır bu zamanda Cahil bilge olmuştur bir iki pulu varsa Ey Adab! Varsın sanata değer vermesin bu çağ Senin malın gün gelir alıcı bulur nasıl olsa
Reklam
"Güzellik yaratılabilir, bilgi ise öğrenilebilir ancak, yetenek ne satın alınabilir ne de öğretilebilir."
Birçok bulgu gösteriyor ki, duygusal yetenek sahibi -kendi duygularını tanyan ve idare edebilen, başkalarının duygularını okuyup onlarla etkili bir şekilde başa çıkabilen- kişiler, hayatın her alanında -gerek romantik, yakın ilişkilerde, gerekse kuruluş içi politik ilişkilerde başarı belirleyen sözsüz kuralları kavrama becerisinde- avantajlıdırlar. İyi gelişmiş duygusal becerilere sahip kişiler yaşamlarını daha doyumlu ve etkili bir şekilde sürdürerek, kendi verimliliklerini besleyecek zihinsel alışkanlıkları edinebilir; duygusal hayatını bir şekilde kontrol altına altina alamayan kişiler ise, kendi içlerinde, işe odaklanıp açıkça düşünmelerini sağlayacak yetenekleri baltalayan savaşlar verir.
Waw..
Siz olağanüstüsünüz!.. Siz bu dünyaya hiç bir zaman kullanamayacağınız kadar çok yetenek ve beceriyle geldiniz.. 100 hayat yaşasanız bile sahip olduğunuz tüm potansiyeli tüketemezsiniz..
Çocuğa çevresindeki imgeleri yakalaması için müthiş bir yetenek bahşeden ve neredeyse beş yaşına kadar süren uzun bir duyarlı dönem söz konusudur. Çocuk, duyuları aracılığıyla aktif bir biçimde imgeleri emen bir gözlemcidir ve bu, onun bir ayna gibi verilenleri yansıtabildiğini söylemekten çok farklıdır. Bir gözlemci olmak, duyguların ve özel zevklerin belirlediği, dolayısıyla belli imgelerin ayıklanmasına yol açan içsel bir dürtüye işaret eder. Hiç kimsenin bir şeyi tüm detaylarıyla görmediğini, herkesin duygu ve ilgisinin etkisiyle sadece bir parçayı gördüğünü söyleyen William James, bahsettiğimiz düşünceyi örneklemektedir. İnsanların aynı şeyi farklı şekilde tasvir etmesinin nedeni budur. James bununla ilgili zekice bir örnek verir: Eğer hoşunuza giden yeni bir takım elbise giymişseniz, yolda yürürken iyi giyimli insanlara öylesine dikkat kesilirsiniz ki o sırada bir araba sizi çiğneyebilir.
Sayfa 64 - Kaknüs Eğitim KitaplığıKitabı okuyor
Reklam
Adaletin başlangıç noktası itibar duygusundadır ve özne kendisini zekâ, yetenek ve güç bakımından daha değerli hissettiğinden, bu duygu doğal olarak daha da faaldir. Aslanın hayvanların en mağruru ve en cesuru olması da böyledir; çünkü en güçlüleri odur ve çünkü gücü konusundaki bilinci de en yüksek düzeydedir
Sezgiyi akılcı bir temeli olmayan, yanlış sonuçlara götüren bir yetenek olarak tanımlamak yerine, gerçekte ruh sesinin konuşması olarak tanımlamak daha doğrudur. Sezgi, gidilecek doğrultular arasında en çok işe yarayanları hisseder. Benliği koruma gücüne sahiptir, altta yatan motifleri ve niyetleri anlar ve psişede en az düzeyde parçalanmaya yol açacak olanları seçer.
Sayfa 105
Önsöz...
"Senin ne hâlde olduğunu tüm zorlanmalarıma karşın bilemiyorum, yalnızca kimi olabilirliklerden çıkarmaya çalışıyorum anlayacağın. Ama benim yakada pek fazla bir şeyin değişmediğini, kimi kişilere göre yadırganacak tavırlarımı hâlâ sürdürdüğümü ya da yaşıma, başıma ve bana bir zamanlar bağlanan umutlara karşın, bir baltaya bir türlü sap olamadığımı, dahası, özellikle de böylesine ciddi çıkmazlar ve anlatamamalar söz konusu olduğunda, baltaya ya da sapa yüklenmek istenen anlamların kaypaklığına, güvenilmezliğine olan inancımı durmaksızın tazelemekte büyük bir yetenek ve direnç gösterdiğimi, bu mektubumdan ve eğer istersen okuyacaklarından rahatlıkla çıkarabilirsin."
Kendi hayatı yanında insan hayatinin nelerle dolu olduğu düşüncesi bütün çıplaklığıyla karşısına dikilince, içinde birikmiş meseleler uyanıp, karanlk bir harabeye giren gün ışığının ansızn ürküttüğü kuşlar gibi uçuşmaya başlayınca, llya llyiç'i bir korku sardı. Yarm kalmış bir adam olduğunu, ruh güclerinin gelişmeden kaldığını, hayatına bir ağırlığın çöktüğünü düşündükçe içi parçalanıyordu. Başkalarının zengin, hareketli hayatını kıskanıyor; kendi hayatının yolunu ağır bir kaya parçasıyla tıkanmış, daracık, zavallı bir keçiyolu gibi görüyordu. içinde, hiç uyanmadan kalmış, biraz kurcalanmış, fakat hiçbiri sonuna kadar işlenmemiş birçok yetenek olduğunu acı acı seziyordu. İçi yanarak anlıyordu ki onda gömülü kalmış iyi ve güzel bir seyler vardi; belki çoktan ölmüş ya da bir dağın derinliklerindeki altin gibi saklı kalmış olan bu hazine çoktan meydana çıkmış olmalıydi. Ama öyle derinlerde kalmış, üzerine öyle pislikler yığılmıştı ki...
Her yetenek belli bir yüzsüzlükle yan yana gider. Ancak verimsiz olan, sırrıyla birlikte ortadan kaybolan verimsiz, seçkindir çünkü o kendini sergilemeyi hor görür: Dile getirilmiş duygular alay için bir işkencedir, mizaha hakarettir.
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.