Not: Bu ileti eserleri orijinalinden ve sonrasında Türkçe çevirilerinden okuyan insanların görüşlerinin derlenmesiyle yazılmıştır. Sonrasında sitedeki okurların katkıları eklenmiştir.
Günlerdir çevirmenlerin dünyasına daldım ve haklarında o kadar çok şey okudum ki beynimden dumanlar çıkıyor. Yabancı dilde yazılmış eserlerde en rahatsız olduğum
Üç saattir incelemelerde eleştirel bir satır, bir fikir hatta bir kelime arıyorum... Arıyorum ki, kitapla ilgili yakın bulduğum bir görüşü repost edip şu satırları şu sıcakta yazma yükünü üzerimden atabileyim...
Yok maalesef, olmadı... Bunun pek çok nedeni olabilir tabii... Ancak Kuyucaklı Yusuf özelinde bu hayranlığa, bu müthiş etkilenmeye
İki Ayyaş (Bu tek başına yeter ama devamını yine de yazacağım)
Polise emri ben verdim.(Ali İsmail Korkmaz’ın ölümü üzerine.)
Gemi var gemicik var. (İfindim bıbıcım?)
Ensar Vakfı’da tecavüze uğrayan çocuklar,
Bir kereden bişey olmaz,
Soma’da ölen 301 madenci,
Yerde madenci yakını tekmeleyen Yusuf Yerkel,
Ananı da al git (üslup kişiliktir),
Dolarla mı maaş alıyorsunuz? (Elinin körüyle alıyorum),
Bunlar çürük, bunlar sürtük (üslup kimliktir)
İmar Affı (Bir gecede 50.000 ölen insan, Rusya’nın saldırısı altındaki Ukrayna bu kadar insanı kaybetmedi.),
“Fetullah Gülen ülkenin yetiştirdiği önemli bir değerdir.” (Bekir Bozdağ)
“Ne istediniz de vermedik?”
Türkçe Olimpiyatları
10 Kasım’dan önce Kadir Mısıroğlu’nu ziyaret etmek,
Hiranur Vakfı’nda evlendirilen 6 yaşındaki kız çocuğu,
Süleyman Soylu’nun fotoğraf albümü, (böyle yazmanız yeterli Google’a)
KHK’lar,
Yolsuzluk,
Ahlaki çöküş,
Kadına şiddet,
Doğa katliamı,
Beşli Çete,
Sümeyye Günalan
@Smygnl95
·
13 Mayıs 2023 14:23
Yerli otomobilimiz TOGG'u,
Kendi İHA'larımızı,
SIHA'larımızı,
AKINCIYI,
Milli tankımızı,
Milli helikopterimizi,
Milli silahlarımızı,
Milli denizaltılarımızı,
ARŞ, KENDİNİ AŞ!
''Bu yıkılışın sırrını bul, kendini çöz, içini ayıkla, şuurundan utanan ve ruhunun izbelerinde kaçacak delik arayan suçlu hislerini yakala, getir.''(S.245)
*Hepimiz ismini duyarız ama Peyami Safa gerçekte kimdir? Kitap okuyanlar bilhassa onu okuyanlar bilir lafını hiç esirgemez Peyami Safa. Ne düşüncesi var ise onu korkusuzca
YouTube kitap kanalımdaki Azerbaycan edebiyatı videosunda bu muhteşem kitabı önerdim: ytbe.one/FM7RoOXGSok
Son zamanlarda okuduğum en iyi kitaplardan biriyle tanıştırmak istiyorum sizi bugün. Çünkü bu kitabın içinde neredeyse her şey var. O halde neden
Deli Kür daha fazla okunmasın?
Şimdiye kadar Azerbaycan edebiyatında
YASAKLI KİTAPLAR LİSTESİ
Farklı ülkelerde çeşitli zamanlarda iktidarda bulunanlar tarafından siyasi, toplumsal, dinî veya ahlaki motivasyonlarla süresiz olarak ya da belirli bir süre için satışına, dağıtımına veya erişimine engel olunmuş, basılıp dağıtılmış olanlarının da toplatılmış olduğu kitaplar dünya üzerinde hep olmuştur. Birçok durumda
“Sen de İbrahim gibi kendi İsmail'ini getirmelisin Mina'ya. Senin İsmail'in kim? Ancak sen bilebilirsin, başkası değil. Belki eşin, işin, yeteneğin, gücün, cinsiyetin, statün vs. Ne olduğunu bilmiyorum, ama İbrahim'in İsmail'i sevdiği kadar sevdiğin bir şey olmalı.”
(Ali Şeriati)
Yukarıdaki satırların yazarı Ali Şeriati ile üniversite yıllarında
Bir itiraf ile başlıyorum...Geçenlerde üşenmedim, takip ettiğim okur arkadaşlarımın hepsinin profilinden tek tek, hangi Kemal Tahir kitaplarını okumuş olduklarına bakıverdim ki bu benim için çok önemli bir detay... Ve ne yazık ki yarısından fazlasının henüz yazarla tanışıklığı bile olmadığını farkettim, kahroldum... (okunup da işaretlenmemiş olma
‘Sizi rahatsız etmeye geldim” demiş İranlı sosyolog ve düşünür Ali Şeriati. Dediğini de yapmış, hakikat sözcülüğünün yükünü omuzlarına almaktan hiç geri durmamış ve ömrü boyunca rahatların rahatını kaçırmayı kendine görev bilmiştir. Belki de bunun sonucu olarak daha 44 yaşında şaibeli bir ölümle hayata veda etmiştir. Sosyalist fikirleri ve İslam
Ahh Gülendam, ne güzel hayallerin vardı gelecekle ilgili. Haydar'la bir yuva düşlemiştin. Her ne kadar Haydar, "Ben devrimci oldum" dese de sen hayallerinden vazgeçmedin. Haydar da hayallerinden vazgeçmedi, her ne kadar abisi "Lan oğlum biz çalgıcıyız, çalgıcıdan komünist olur mu, devrimci olur mu?" dese bile. Ama hayat
“Ölümün bitmeyen ufkunda yatarken gene sağ,
Bir avuç toprak olurken gene yüksek, gene dağ…”
***
Dolmabahçe sarayı her zamankinden daha sessizdi,
En yakın arkadaşlarının gözleri dolu dolu ona bakıyorlardı,
O günün sabahında herkeste bir huzursuzluk vardı,
Etrafı kalabalık değildi,
Ayağa kalkacak diye umutla bakıyorlardı,
Tüm heybetine rağmen,
Osman Şahin etkinliğinin okuduğum ikinci kitabı ile sizlerleyim. Ama okuduklarımı size nasıl anlatacağım bilmiyorum. Nolacak canım yaz bir şeyler olsun bitsin dediğinizi duyar gibiyim. Ama öyle değil maalesef. Ne demek istediğimi ancak okuyanlar bilir.
Etkinliğe başladığım ilk gün 3 kitabın okuma oranlarına bakmıştım.