Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Şairin dediği gibi, geldim yolun yarısına. O zaman günüm kutlu olsun.
Yaş otuz beş! yolun yarısı eder. Dante gibi ortasındayız ömrün. Delikanlı çağımızdaki cevher, Yalvarmak, yakarmak nafile bugün,
Bu şehir yarıda kalacaksa ıssız kalsın isterim, benim de sessizlikten başka bir anlam bulamayan şu kelimelerim ve kağıttan bedeni şiirden ince ruhuna iliklensin “Yerleşik Yabancı”nın!
Sayfa 35 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okuyor
Reklam
Hiçbir zaman söyleve düşmez. Bir duygu sağnağı, imgeler halinde, sıra sıra mısralar kurar. Ana düşünce, dipte, her zaman belirli, ama sakin durur; çoğalır, büyür belki, ama kalın bir damar halinde hep dipte durur. Pir Sultan Abdal'ı, Urfalı Nazif'i, Köroğlu'na, Bedrettin'e götürüyor. Büyük bir sevgiye, bir umuda çağırıyor Anadolu insanını; gözlerinden öperek, çıldırasıya severek. Evet, halk türkülerinden yararlanıyor Ahmed Arif. Yalnız, halk kaynağının, edebiyat için, şiir için, türkülerden öte daha bir sürü olanak taşıdığını, hatta öbür halk kaynakları içinde türkülerin o kadar da büyük bir ağırlık taşımadığını iyi biliyor. Bu yanıyla halk kaynağına eğildiklerini sanan başka şairlerden ayrılıyor. Onlar gibi sadece türkülere yaslanmıyor. Özellikle destan türü için vazgeçilmez olan tavrı ta temelden takınıyor. Çalışmalarını ona göre yapıyor.
İÇKİYE BENZER BİR ŞEY İçkiye benzer bir şey var bu havalarda. Kötü ediyor insanı, kötü... Hele bir de hasretlik oldu mu serde; Sevdiğin başka yerde, Sen başka yerde; Dertli ediyor insanı, dertli. İçkiye benzer bir şey var bu havalarda, Sarhoş ediyor insanı, sarhoş.
Bu gidişle açlıktan ya da soğuktan yaşama veda edeceğim. Anlaşılan şiir yazmayı bırakmam ve başka bir geçim yolu bulmam gerekiyor.
Deniz
Hayatın bu geçmişinin gülleri soldu suyun susuzluğumu görür bu yaramı sarmadan emzirir bana ne verdin bu tabuttan ve yankısının anısından başka? Ayşe Basri / Fas
Sayfa 22 - Hayal YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Erkek ve kadın, iki farklı hayvan. Ve kuraldır öldürür hayvanlar aleminde güçlü olan. Mesele bu değil, mesele başka. Niye sevsin pembe tülleri kırmızı pancurlan Ve niye aynı evde yaşasın bir fille mesela Aha kırılacak bir vazo birazdan.
Garip, hazin hışırtısı ipek al perdelerin İşliyordu içime, ürkütüyordu beni; Yürek çarpıntılarını bastırmak için Yineliyordum sürekli: "Bir konuktur bu Odama girmek isteyen gecikmiş bir konuk- Odur ancak, başka bir şey değil asla."
"bu şiir... acıdan başka ne verdi sevgilim bana"
Sayfa 64
"Kimse geçemez onun yerine. Benden başka. Ben geçerim. Çünkü hiç kimse benim gibi varmadı her şeyin sonuna. Ne kaldı o eski benden? Ölmekten başka nedir ki bu?"
Reklam
Kim Allah'ın kelamını akıl kulağı ile dinler ve kalp şuuru ile inceleyip kavrarsa, bu buyruk­ larda -şiir olsun nesir olsun- başka bir sözde bulamayacağı ölçüde kavram zenginliği, haz, hidayet ışığı ve kalp şifası bulur. Kim seher vakitleri gibi, rekat secdeleri gibi ve namaz sonraları gibi meşru za­manlarda dua etmeyi devamlı bir alışkanlık haline getirirse, artık ge­rek özleri ve gerekse bir kısım nitelikleri bakımından bid'at olan dua­lara gerek duymaz olur."
Bildiğin Gibi Değil
Bildiğin gibi değil, anlatmadığım gizler. Tamam zannettiklerin, sandığın gibi değil. Su benzemiyor suya, kederliyken denizler. Ateş bile bir başka, yandığın gibi değil. İçime sığmayanlar, bırakıp da gitmiyor. İçimden atabilsem, âleme de yetmiyor. Ya ömür çok uzadı ya nefesler bitmiyor. Âlem, çürük nefsine kandığın gibi değil. Ben susuyorum çünkü söz beni anlatmıyor. Zamanı hep bıraktım, o da beni tutmuyor. Bir kuş telaşı kalbim, ya durdu ya atmıyor. Sen de uç git bu dallar, konduğun gibi değil. Fırtına sanıyorsan, bir nefestir kederin. Asırlarca yağmursun, bir köşeciktir yerin. Gerçi sen yine de yağ, dinmeden serin serin, Hem bende de bu efkâr, dindiğin gibi değil.
Şimdi biz neyiz biliyor musun? Yıkıntılar arasında yakınlarını arayan öksüz savaş çocukları gibiyiz. Umut ve korkunun hiçbir anlam taşımadığı bir dünyada bir şey bulduğunda neyi, ne yapacağını bilemeyen çocuklar gibi. Artık hiçbir duygusunu anlayamayan çocuklar gibi. Ve elbet biz de bu aşkta büyüyecek Her şeyi bir başka aşka erteleyeceğiz.
Sayfa 17 - Kayboluyorum, ve kendimi buluyorum dizelerinde...Kitabı okudu
Bana yaşadığın şehrin kapılarını aç… Başka şehirleri özleyelim orada seninle. Bu evler,bu sokaklar,bu meydanlar İkimize yetmez.
yandık sen ve ben
O esrarlı yangına bu can nasıl dayandı? Sahile vurdu kalbim,su yandı,kum da yandı. Bir mum gibi eriyip aktı uykusuzluğum, Ölüme başkaldıran dertli uykum da yandı. Yurdundan mahrum edip dolaştırdın Cem gibi. Ruhumla söndü alev,sonra ruhum da yandı. Kül oldu bir yiğidin figanıyla her umut. Bülbülün küllerine konan puhum da yandı. Böylesi bir yangını görmedi Nemrut bile. Kaktüsün gölgesinde nazlı âhım da yandı. Âhımdır zannederdim en belalı kıvılcım, Kirpiğine dokunan kanlı âhım da yandı. Bir damla su ver bana ey çöl! Bari sen küsme. Kalmadı hiçbir şeyim bak,günahım da yandı. Yenilgiler bir tufan gibi çöktü üstüme. Ülkem yıkıldı heyhat! Ordugâhım da yandı. Köleleri her akşam duman kıldı gözlerin, Başıma tâc ettiğim padişahım da yandı. İlk defa böylesine tutuştu gökkuşağı. Renklerim siyah oldu ve siyahım da yandı. O'ndan başka ne varsa yandı, Yandık sen ve ben. O'nu göreyim diye,kıblegâhım da yandı.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.