Selamunaleykûm
Öncelikli olarak şunu belirteyim; kitap eleştirel bir yaklaşım ile yazılmıştır ve hiç bilmediğiniz tanımlarla karşılaşacaksınız, bunlara hazırlıklı olun.
Batılılaşmanın ve modernleşmenin etkisi ile kendi kültüründen kopukluk, kültür emperyalizmi ile karşı karşıya kalan insanlık... Aile kavramının yıkılmak istendiği, örf-adet gibi geleneksel oluşumların deforme edildiği, binlerce yıllık bağlı olduğumuz köklerden koparılıp, ahlâkın söküp atıldığı, biyolojik yapının sorgulandığı, topluma cinsiyetsiz kimlikler kazandırma çabası, yani yeni dünya düzeninin oluşturmak istediği bir sistem.
"Aydınlanmanın beşiği olan 18.yüzyıl Avrupa'sı, kadınları cadı damgası ile engizisyonda yargılandıkları ve neticesinde yakıldıkları bir utanç dönemini temsil etmekteydi" Geçmişten günümüze 'feminizm' yani kadının varoluş çığlığı, dirilme ihtiyacını doğurduğu feryadıdır. Günümüz kadını çareyi yanlış yerde ruhuna zehri akıtan ve kendini tepetaklak çevirip mahkûm eden kurtlar sofrasında aradı. Kendi kendine yetebileceğini düşündü. Erkeksiz bir dünya görüşüne maruz bırakıldı. Hâlbuki ne erkek kadınsız, ne kadın erkeksiz olabilirdi. Aslolan bir kıvam ve dengenin yok edilişi ve birtakım kalıplara itilmek istenen ve nihayetinde ortaya çıkan feminizm dalgası.
Queer yani cinsiyetsiz toplumu hedefleyen, cinsiyetsiz insanı öngören sapkın bir oluşumdur.
Nesilleri ifsad eden, var olan düzeni yıkmak ve yok etmek isteyen sömürü sistemini ayyuka çıkaran sağlam bir bilgi akışının sağlandığı, içeriği kapsamlı bir eser. Ercan Çifci hocamızın kalemine sağlık.
Es-selam