Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Politikacılar sıklıkla gerçeği bir gizem perdesine sarıp, kalıcı ve derin konular yerine geçici ve önemsiz konulara öncelik verme hilesine başvururlar.
Sayfa 207 - Altın KitaplarKitabı okudu
Derin konular...
İz bırakmayan bir darbe başka bir durumda iz bırakan bir darbeden daha çok acıtabilir...
Reklam
_Nevroz, farklı nevrotik eğilimlerin catışması sonucunda ortaya cıkar. Nevrotik eğilimler birbirlerini pekiştirip guclendirmekle kalmayıp, yeni catışmalar da yaratırlar. Nevroz, küçük evrenlerden oluşan bir büyük evren’dir. _Her nevrotik belirti, altta yatan bir catışmayı gösterir. Çatışma belirtileri: Tutarsızlık, yorgunluk ve hırsızlıktır.
_Mason Cemiyetine Giriş: _Bir şahıs, kendi isteğiyle bir mason cemiyetine dahil olamaz. Aday olmak kelimesinin manası, başlangıçtır. Cemiyete giren de yola koyulmuş olandır. Cemiyete aday olacak şahıs, o cemiyetin aday organizasyonu tarafından seçilir ki bu husus cemiyetin sosyal karakterini belirtir. Yeni adaya ruhi tesirde bulunulur. Usullerin
Sevmek insanın yüreği kadar diyen Attila İlhan şiirlerinde her bir dizede bir mesaj veren özelliğiyle bu kitap hayatın bir özetidir ( kendi ifadesi ) mantığıyla ele alınmış okunabilir güzel bir şiir kitabı, eseridir. Kimi zaman ayrılıkların insana yaşattığı hüzün kimi zaman da sevgiye, sevdaya duyulan özlemin insan hayatına yansıyan tüm sosyolojik durumlara vurgu yaparak insanın duygu durumunu dile getirmektedir. Bazen konular başka konularla alakasız dizeler dörtlükler olsa da okudukça dizelerdeki derin anlamları kavramak zor olmuyor. Dili sade, anlaşılır ve akıcı kullanmış, okunabilir bir eser, tavsiye ederim. İyi okumalar.
Rüyada çıkılan metafizik yolculukların son halkalarından biri olan İtalyan Dante’nin yolculuğu, İranlı Ardâvîrâfın yolculuğu­ na en yakın olan ve en çok benzeyenidir. Dante’nin ilahi Ko­ medya’da anlattıklarıyla Ardâvîrâfın Ardâvîrâfnâme'de aktar­ dıkları arasında çok yakın benzerlikler vardır. Her iki kitaptaki anlatımlar özellikle bazı
Reklam
Ardavirafname
Farsça hâbnâme (nevmnâme) adı verilen eserlerde bu tür rü­ yaların içerikleri, önemleri ve insan hayatı üzerindeki etkilerine yer verilir. Örneğin Hurufiliğin kurucusu Fazlullâh-ı Esterabâdî yaptığı faaliyetlerin çoğunu rüyalarının aydınlığında gerçekleş­ tirmiş, rüya onun için çok özel bir anlam taşımış, vahiy ve il­ ham olarak algılanmıştır.
Tanımadiğım insanlarla tanışmayı, hatta ilk kez gördüğüm bir insanla hayata dair derin konular konuşmayı severim, hele de bu insan görmüs geçirmiş birisiyse, benim için çok keyifli bir kitap okuyormuş gibi olur
Kendi zaaflarından çekinerek yeterince özgün veya çekici olmayan konularda yazmayı tercih eden yazarlar müthiş bir yanılgıya düşmektedirler. Edebiyatta konular kendi başlarına iyi veya kötü addedilemezler. Herhangi bir konu iyi veya kötü olarak değerlendirilebilir, bu durum konunun kendisine değil, somutlaştırıp romana dönüştürülme biçimine, yani yazılışına ve anlatımına bağlıdır. Öyküyü özgün veya alelade, derin veya sığ, karmaşık veya sade kılan, yoğunluğunu, olası anlamlarını, karakterlerin gerçeğe yakınlığını veya uzaklığını belirleyen şey, biçimidir. Edebiyatın nadir kurallarından biri budur ve bence herhangi bir istisnası yoktur: Romanların konuları tek başlarına iddiasızdırlar, iyi veya kötü, ilginç veya sıkıcı olabilirler, onları belli bir kaynaktan yola çıkarak gerçeğe dönüştürme sorumluluğu yalnızca ve yalnızca romancıya aittir.
Tanımadığım biriyle hayata dair derin konular konuşmayı severim. Hele de bu insan görmüş geçirmiş biriyse, benim için keyifli bir kitap okuyormuş gibi olur.
Reklam
"Tanımadığım insanlarla tanışmayı, hatta ilk kez gördüğüm bir insanla hayata dair derin konular konuşmayı severim, hele de bu insan görmüş geçirmiş biriyse, benim için çok keyifli bir kitap okuyormuş gibi olur."
Hellen Monarşisi
Bu ismi taşıyan, iki yüz sayfalık bir kitap kadar uzun olan ve 1806 yılında İtalya’da yayımlanıp Yunanistan’da da dağıtılan risalenin dile getirdikleri, demokratik yada cumhuriyetçi görüşün tipik bir örneği sayılabilir. Yazarı belli değildir; “anonim bir Hellen” diye tanıtır yazar kendini. “Nomarşi” sözcüğü yazar tarafından türetilmiştir: “nomos”,
Hayalimde yeraltı kahvehaneleri canlandırıyordum, (yakışıklı ve cömert) arkadaşımla ıslak duvarların dibinde sıkışıp oturacak, pek çok şey tartışacaktık. Derin konular, yeni fikirler. Sokaklarda tuhaf, yeşil ışıklar parlayacak; deniz, yağlı ve yamuk iskele babalarını yalayacaktı; çalkantılı zamanlar yaklaşıyor olacaktı, bir devrim mesela, arkadaşım ve ben bu devrimin... Genelde olduğu gibi umutlarım... boşa çıktı. Kocam yakışıklı değildi, cömert de değildi. Tam bir can sıkıntısıydı. Bana kaba davranmadı, ama şefkatli de değildi. Roma’ya, Paris’e ya da Konstantinopolis’e gitmedik, ama onun yaşlı annesini ziyaret etmek için sürekli Fairfax’a gidip geldik. Beni görmüyormuş gibiydi, bana sadece sahip olmaya çalışıyordu; beni ne zaman “aptallık ederken” görse (sık sık görürdü) hamamböceğine benzeyen küçük bıyıklarını bana doğru oynatırdı.
( Rüya Yorumlama Sanatı )
_Yorumlanmamış bir rüya, okunmamış bir mektuba benzer. Talmud _Çevremizin bize zorla giydirdiği kıyafeti, rüyada çekip atarız. Rüyasal gerçeklik içinde artık her arzumuz gerçek olabilir. Usta bir insan, kendisini anlayabilmek için, rüyalarını anlamaya çalışır. Bu, kişiliğin genel kalitesini anlamaya yöneliktir. Emerson _Rüyamda kelebek olduğumu
292 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.