Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
GENÇ ŞAİRLERE ÖĞÜTLER
Bu çalışmanın değişik yerlerinde Joachim du Bellay, Nerval, Charles Baudelaire ve Mayakovski gibi dört önemli şair ve kuramcının genç şairlere öğütleri yer aldı. Onları bir araya toplamakta yarar var. Bunlara, Dağlarca'nın öğütlerini ve gerek şair, gerek şiir araştırmacısı olarak elli yıla yakın bir süre şiir üstüne çalıştığım için, kendi
Sayfa 633
Çoğumuz ezbere biliriz Fuzûlî'nin o ünlü beytini; ve ünlü olmayı hak edecek kadar da güzeldir: Bende Mecnûn'dan fü'zûn âşıklık istidadı var Aşık-ı sâdık benim Mecnûn'un ancak adı var. Edebiyatta bu tür beyitler için "berceste (zekâ sıçraması ile söylenebilen seçkin, lâtif, ince anlamlı, kolayca hatıra gelen, velhasıl yapı ve anlam bakımından ustaca söylenmiş) beyit" denir. Ancak bu beytin berceste olmaktan öte bir de sehl-i mümtenî özelliği vardır. Yani ki, söylemesi kolaymış gibi görünür de söylemeye kalkınca bir türlü iki dize bir araya getirilemez. Sehl-i mümtenî söylemek, ancak duymak, hissetmek, yaşamak, belki yüreğini kanatmakla mümkündür. Şair kendisini lirizmin o kadar derinlerinde hisseder ki, söylediği şiirden öte bir ulvî ilham olup çıkar karşımıza. Yukarıdaki beyitte şair, yalın bir anlatım ile, "Bende Mec-nun'dan daha fazla âşıklık yeteneği var. Gerçek âşık benim; Mecnun'un ise adı çıkmış!" demektedir. Ancak bu anlam için seçtiği kelimelere bakıldığında şairin, derinlikli bir âşık, lirizmin sınırlarını zorlayan bir düşünce adamı olduğu görülür.
Reklam
Tsinandali'de esir alınan Prensesler ve Madam Drancy, acı ve korku dolu bir diyara doğru yol alıyordu. Başlarındaki dağlılar, esirleri kendi malı gibi görüyorlardı. Onları İmam'a teslim ettik­lerinde büyük bir mükafat alacaklardı. Fakat dağlılar, esirlerinin önemi ve konumunun farkındaydı. Son derece gaddar tavırlar sergileseler de kimse
Tsinandali'de esir alınan Prensesler ve Madam Drancy, acı ve korku dolu bir diyara doğru yol alıyordu. Başlarındaki dağlılar, esirleri kendi malı gibi görüyorlardı. Onları İmam'a teslim ettik­lerinde büyük bir mükafat alacaklardı. Fakat dağlılar, esirlerinin önemi ve konumunun farkındaydı. Son derece gaddar tavırlar sergileseler de kimse
Masallar, ilahiler, efsaneler, destanlar, türküler, ninniler, tiyatro, sinema ve edebi eserler: Halk arasında masallar çoktur. Masalların en meşhuru "Hangur" un hikayesidir. Türk mitolojisindeki tepegözü andırır. Demirciliğin dünyaya Kafkasya'dan yayıldığı hakkında ki rivayet ünlüdür. Halk arasında La Fontaine'in kendinden çok
_EVLENMEK! Kadınlar sanki hipnotize edilmiş gibi gözlerini yaşamın bu noktasına dikerler. Özellikle Nevrotik kadınlar, sevme yetisinden tümüyle yoksun olmalarına ve erkeklerle ilişkileri dillere destan ölçüde zayıf olmasına karşın, bu tutkudan vazgeçemezler. Evlenme arzusunun zorlanımlı bir nitelik aldığı kadınlar grubunu da anmak gerek. İşte bu
Reklam
_Derin acılar, insanı seçkinleştirip diğer insanlardan farklı kılar. _Wagner, çok derin acılar çeken biri – diğer müzisyenlerden üstün yanı da bu. Her alanda Wagner'e ve bestelediği müziğe hayranım. _Derin acılar çekmiş her insanın ruhsal iğrençliği ve gururu, bir kişinin ne kadar acı çektiği, neredeyse onun değer dizgesi içerisindeki yerini
_Sanatın yaratıcı gücü, doğadan, sanatçının eli değmeden, kendiliğinden çıkar ortaya. Her sanatçı, doğanın özünde bulunan sanat nitelikleri karşısında, Aristoteles'in deyimiyle bir "öykünücü"dür. O, ya Apollo'ca bir düş sanatçısı, ya Dionysos'ca bir coşkunluk sanatçısı ya da hem coşkunluk hem de düş sanatçısıdır. _Apollo,
"Wallenstein'ın Ölümü". Kitabın orta yerinden kuru, geniş bir sarmaşık yaparağı çıtırdadı ve kitap kendiliğinden oradan açıldı. Max'ın ünlü monoloğu ince bir kuşunkalemle boydan boya işaretlenmişti: Çiçek benim hayatımdan çıktı artık, Soğuk ve renksiz durduğunu görüyorum önümde. Çünkü o gençliğim gibi duruyor yanımda, Hakikati düşe çeviriyor karşımda, Nesnelerin sıradan netliğini Sabah kızıllığının altın kokusuyla sarıp dokuyarak, Hayatın gündelik sığ figürleri Şahlanıyor beni hayrete düşürerek Onun aşk duygusunun ateşinde. Bir de daha ötesinde hissettiğim özlem, Güzellik gitti artık, bir daha gelmeyecek. Bunları yorumsuz okudum; birisinin kişiselleştirerek okumuş olabileceği aklıma gelmedi. Ama şiiri ben de bir aşk şiiri olarak algıladım.
_Kanatsız uçmaya kalkışma! _Ham, pişkinin halinden anlamaz; öyle ise söz kısa kesilmelidir vesselâm. _O, kırmızı güldür, sen ona kan deme. O, akıl sarhoşudur, sen ona deli adı takma! _Hakiki olan vaadleri gönül kabul eder; içten gelmeyen vaadler ise insanı ıstıraba sokar. Kerem ehlinin vaadleri görünen hazinedir; ehil olmayanların vaadleri ise
Reklam
_EVLENMEK! Kadınlar sanki hipnotize edilmiş gibi gözlerini yaşamın bu noktasına dikerler. Özellikle Nevrotik kadınlar, sevme yetisinden tümüyle yoksun olmalarına ve erkeklerle ilişkileri dillere destan ölçüde zayıf olmasına karşın, bu tutkudan vazgeçemezler. Evlenme arzusunun zorlanımlı bir nitelik aldığı kadınlar grubunu da anmak gerek. İşte bu
Sanat Felsefesi, Estetik, Schiller, Ressamlar
_Alçak bir takım ihtiyaçların tatmini için kullanılan yetenek, güya artistik bir şekil verir kirli bir muhtevaya. Sanatçı, zayıflık ve kötülükle insanları aldatır ve kendilerini aldatmalarını kolaylaştırır. Sahtekârdır çünkü manevî susuzluklarını temiz bir kaynaktan doyurduklarına ikna eder onları. Sanat’ın nimetinden mahrum kalınan böyle zamanlar
Shakespeare, Moliere
_İnsan nasıl canını kurtarmak için kaçarsa bir ayıdan, ben de öyle kaçıyorum karım olduğunu iddia eden o karıdan. Ben artık kendimin değilim. Ben bir eşeğim. Bir kadının kocasıyım. Üstümde hak iddia eden kadına aitim. Siz nasıl atınız üstünde hak iddia ediyorsanız o da benim üstümde öyle. Bir hayvana sahip çıkar gibi istiyor beni. Hani beni bir
Neyzen, Hayyam, Şair Eşref, Gürpınar
_Ben sana bok demem. Boklar duyar ar eder. Bir zerren düşse boka, onu da mundar eder. Tanrı senin hamurunu, necasetle yoğurmuş. Anan seni sıçar iken, yanlışlıkla doğurmuş. _Rakı, şarap içiyorsam sana ne? Yoksa sana bir zararım içerim. İkimiz de gelsek kıldan köprüye. Ben dürüstsem sarhoşken de geçerim _Göbekler perçin olmuş, hava geçmez aradan.
_Bu dünya için yaratılmış biri değilim ben. Yabanıl ve ürkeğim. Ruhuma ve kafa yapıma en uygun olan şey, münzevi bir hayat yaşamak. Bu dünyaya neden geldiğimi sorup durmuşumdur kendi kendime. _Kötülüğün, erdem karşısında kazandığı zaferlerden duyduğu şeytansı mutluluk, gerçekten çok garip, anlatılabilir gibi değil. _Alçak adam! Kalleş! Kadınların
50 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.