"Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Hasan Âli Yücel Klasikleri Sıralı Tam Listesi"
(14.01.2021 Güncel)
Bu liste sürekli güncellenecek, yeni basılan her kitap yoruma ve konuya eklenecektir. Kitap ve yazar adları kolay ulaşım sağlanması adına yavaş yavaş link haline getirilecektir.
O güzel atlara binip giden o güzel insanlardan biriyle, Aziz Nesin'le ve onun kıymetli bir eseriyle tekrar beraberiz sevgili okur dostlarım...
Son günlerde 'timeline'larımızın bu değerli aydınımız ve onun eserleriyle dolup taşmasına vesile olan #28388406 etkinliğini tertip eden
Merhaba dostlar. Geldi, geliyor diyerek heyecanla beklediğimiz
Osman Şahin okuma etkinliğinin sonlarına yaklaşıyoruz artık. Gerçi henüz bir haftamız var, ama ben genç arkadaşlarımı kıramadığım için onların okuma etkinliğine katıldım. Gençlere destek her bakımdan önemli çünkü.
“ O gece Muzaffer’e rüyasında bir kocakarı göründü. Adının Atiye olduğunu ve kütüphanesinde onu anlatan bir kitabın öyle durup durduğunu duyurdu. Eğer üç vakte kadar bu kitabı okumaz ve on kişinin de okumasına vesile olmazsa iki cihanda da ona rahat olmadığını salık verdi. Koca dağı sis sarar gibi Muzaffer’i korku sardı. Korkuya sarılmış can
Kitabın arka kapağında insan öyküleri diye ifade edilmiş. Kesinlikle öyle, bu insan öyküleri öylesine ustalıkla kaleme alınmış, öyle ince işlenmiş ki karakterler bizden, içimizden, fazla tanıdık öyle ki, biri belki kapı komşumuz belki yakından akrabamız..
Her öykünün sonunda alınacak üzerine düşünülecek bir ders, mesaj bulunuyor hak vermeden edemiyor insan. Dolayısıyla, öykü sonlarında, durup soluklanmak üzerine düşünmek lazım geliyor.
Kitapta bence, isminden mütevellit ölüm konusu çokça hakim. Bunun yanında aşk, ayrılık, hüzün konuları da işlenmiş. Farklı insan öykülere tanıklık etmemizi sağlayan bir kitap. Aslında hepimizin bildiği, kıyıda köşede kalmış insan manzaralarını yalın bir dille gözler önüne seriyor, canlandırıyor.
Kitap içerisinde en beğendiğim öyküler Berhudar Olayım Necmi Enişte Ve Vecdi Çiçek Açtı Oldu karakterler zekice kurgulanmış, iki öykü de duygudan duyguya sokuyor insanı.
Okunulası kitap :))
Hazirandan ölmek zor demiş bir şair, neden demiş 3 Haziranda ölen bir şair için demiş, aynı 3 Haziran benim de doğum günüm. Ama konu ne benim doğum günüm ne de Nazım'ın ölüm günü. Konu 3 Haziran 1924 yani Kafka'nın öldüğü gün.
Ben de diyorum ki 20. yüzyılın en iyi yazarlarından, Kafka'yı ölüm yıl dönümünde analım ve Kafka okuma etkinliğimizi 3
Gözde
Yazarın ilk kitabı, 1963 yılında dergilerde yayımlanan öykülerinden oluşmuş, 'Eski Bahçe' adıyla 1978 yılında basılmıştır. Yazarın vefatıyla, sonraki öyküleri Eski Bahçe ile birleştirilmiş, 'Eski Bahçe-Eski Sevgi' adında 1987 yılında çıkarılmıştır. Eski Bahçe kısmında 11, Eski Sevgi kısmında 12 öykü olmak üzere kitap;
Uzun bir süredir öykü ağırlıklı okumalar yapmaktayım. Daha önce paylaşmış olduğum bir alıntıda yer aldığı gibi (#69389465), ben de herkesin bir öyküsü, şiiri, şarkısı olması gerektiğini düşünüyorum. Bu nedenle okumuş olduğum 164 tane öykü kitabının içinden bana dokunan öyküleri bir ileti altında paylaşmak istedim.
Bu
Babamın Gözyaşları Hem bir an önce bitirip bütün öyküleri hissetmek hem de hiç bitmesin, bu tat hep damağımda kalsın istediğim bir eser.
Öykü geçişlerinde derin nefes alıp “öykü değil de roman olmalıydı” derken buldum kendimi.
Gerek üslup gerekse konular bakımından reality duygusu yüksek olduğu için kendinizi derinlemesine olayların içinde bulabilirsiniz.
En etkileyici alıntılardan biri de “Ölüm babamın ağlamasıymış” (syf. 44)
Hayatta iki kişinin ağlaması dayanılmaz olur bizim için annemizin ve her zaman dik durmak, gardını düşürmemek zorunda olan babamızın...
Ataerkil bir toplum düzeni bizi kendine hapsetmesi ve babaya yüklenilen vasıflardan dolayı baba kahramandır ve onun ağlamaya hakkı yoktur.
Gözyaşına bile dayanamazken peki ya onu kaybetmek nasıl bir duygu?
Hastane önünde beklemeye başladığın an anlıyorsun ki daha önce hiç derdin olmamış.
Babamın GözyaşlarıÇağlayan Aslan · Kitapyurdu Doğrudan Yayıncılık · 202198 okunma
https://1000kitap.com/yazar/Irvin-D-Yalom ile çoğu insan gibi
Nietzsche Ağladığında ile tanışmıştım. Daha önce böyle bir kitap okumamıştım – psikoterapinin revaçta olmadığı zamanlardı- Psikanalizin doğduğu yıllar Nietzche, Brauer, Freud, bir de yazarın o kendine özgü anlatım tarzıyla birleşince uzun süre
Mustafa Kızılkurt beyefendi 37 yaşında ve kitap dünyasına yazarlık sayfası olarak yeni katılmış biri. 16 yıllık sınıf öğretmeni kendileri. Özellikle kitabı okurken insanlarla ilgili yaptığı analizler hoşuma gitti ve dikkat ederseniz alıntılarımı neredeyse hep bu konunun üzerine yaptım. Aynı zamanda
Tersine Dünya kitabı hariç çeşitli dergilerde öyküleri de
Aradığımız yerlere benzeyiş bulduk sende, Sabahattin Ali. Seni belki de bu yüzden diğer yazarlardan daha çok sevdik. Senin eserlerinde bahsettiğin, o acılar, o eksiklikler, o yalnızlıklar, o anlaşılamamalar, o insanlardan kaçma isteği bizim de en derinlerimizde hissettiğimiz duygulardı. Fakat hiçbir zaman kendimizi senin gibi güzel ifade edemedik.