İncelemeye başlamadan önce sizinle bu kitapla ilgili çok şaşıracağınız, sıra dışı bir bilgi paylaşmak istiyorum: Dostoyevski bu kitabı kumar borcunu ödemek için sipariş üzerine sadece 25 gün........
Kızmayın hemen, küçük bir şakaydı arkadaşlar... :) Bu kitap hakkında konuşurken bu bilgiyi vermeyenleri Sibirya'ya kürek cezasına
Karamazovlar’ı Dostoyevski’nin zirvesine hatta cahilliğimden cüret alarak edebiyat tarihinin zirvesine koyarak başlamak istiyorum. Bu noktada Suç ve Ceza’yı öne atarak itiraz edenler olacaktır ki bana kalırsa bu iddiada bulunanlar henüz Karamazovlar’ı okumayanlardır. Ecinniler de Raskolnikov karakterini şöyle böyle içinde barındırdığından Suç ve
Gözlemlediğim kadarıyla pek çok kişi bu kitabı yarım bırakmış veyahut bir şey anlamadığını öne sürerek beğenmediğini dile getirmiş. Ben de bu karmaşıklığa bir nebze de olsa açıklık getirme amacı ile bir inceleme yazmak istedim.
Fyodor Dostoyevski külliyatı kronolojik okuma maratonumun 11. kitabı olan
Kitabı, okurken içinde konular hakkında belgesel veya araştırma yaparsanız,size çok büyük katkısı olacaktır. Herkitap da hemen hemen içinde geçen konular
hakkında belgesel veya araştırma yaparak okurum. Bu sayede kitabın bana vermek istediğinden daha fazla
bilgi veya konu hakkında fikir sahibi olur ve öğrenirim. Kısacası size ufak bir tavsiye
Feryal- Bir erkek istiyor muyum hayatıma, ondan da emin değilim. Sibirya'daki tuz madenleri gibi kurudu içim.
Şükran- Bu benzetme de nereden çıktı şimdi? Defne- Bir kitaptandır mutlaka. Bilmez misin, okumuş kadınlar alıntılarla yaşar.
Yağmurlu bir Ankara gecesi. Mayıs ayında olmamıza rağmen bu gri şehirde haftalardır yağmur yağıyor. Sanki evren bana ‘başla artık şu efsane kitaba’ diyor çünkü Dostoyevski okumak için her zaman kasvete ihtiyacım var. Aslında sabahtan hazırladım kendimi bu geceye. Çok heyecanlı bir gün geçirdim çünkü bu kitabı tam ik senedir elimde bekletiyorum,
Okumadan önce korkutmuştu hacmi!
Kalın gelmişti gözüme!
Ah o lanet olası ön yargılar!
"Sen bu kadar çok şeyi, bu kadar az sayfaya sığdırabilmeyi nasıl başardın
Lev Tolstoy!"
Evet doğru duydunuz!
En son bu duyguyu
YAŞA, VAR OL KARAMAZOV!
Adın çıkmış Karamazov'a! İnmez soyluya. Mujiklerin dilinde bile kötü anılır Karamazov adı. Şanın iyisi kötüsü olur mu? Oluyormuş, darağacının, sürgünün, kodesin, psikolojik çöküntülerin tadı damağına erişince anlaşılıyormuş. Masumiyetin, doğruluğun canı cehenneme, hele olaylar silsilesi birbirine uygunsa kanıtların da
Sabahın bu saatinde huzursuz eden, uykuları kaçıran, bulanıklaşıp berraklaşan şeyin Suç ve Ceza'nın kendisi olduğunu iyiden iyiye hissettiğimde geriye onu nasıl tarif edeceğime dair hararetli muammalar kalmıştı. Herhangi bir kitabın incelemesini kolaylıkla yapabilirdim, fakat bu kitap için şu andan itibaren neler yazmam gerektiği üzerinde bir
YouTube kitap kanalımdaki Azerbaycan edebiyatı videosunda bu muhteşem kitabı önerdim: ytbe.one/FM7RoOXGSok
Son zamanlarda okuduğum en iyi kitaplardan biriyle tanıştırmak istiyorum sizi bugün. Çünkü bu kitabın içinde neredeyse her şey var. O halde neden
Deli Kür daha fazla okunmasın?
Şimdiye kadar Azerbaycan edebiyatında
Dostoyevski'nin önemli ve hayli kalın bir kitabını daha okuyup bitirmenin rahatlığını yaşıyorum. Yazarın bu kitabını biraz sıkılarak okudum desem yalan olmaz.
Özellikle kitabın başında ve sonundaki
Dosto, bu kitap ilk olarak 1866 da bir Rus Edebiyat Dergisi 12 parça halinde yazdı.
Fyodor Dostoyevski 10 yıllık Sibirya sürgününden sonra bu kitabı bitirdi. Dosto nun en büyük kitaplarından olan bu eser, aynı zamanda da Dünyanın En İyi Klasiklerinden biri olarak da sık sık anılır.
Kitap, aslında Raskolnikov adında karakter yapısı pek olarak oturmamış bir
"Ben yaşamıyor gibi yaşamıyor gibi yaşıyorum"
Sezai Karakoç
Bazen hayat sadece beklemektir. Bir şekilde yaşamaya devam edersiniz , bir diri gibi veya bir ölü gibi. Ölü gibi nasıl yaşanır ? Mecbur kalınca bal gibi yaşanır.
Dostoyevski bu kitabında , otobiyografik diyebileceğimiz kendi sürgün cezası yıllarını anlatmaktadır. Kısıtlı
Büyükler der ki; ayva çok çiçek açarsa, takip eden senenin kışı ağır olur. Anadolu topraklarında Sibirya kafası yaşayacağız gibi görünüyor.
Yazımız, kışımız güzel olsun 🙃🙃🙃🙃