Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Halime Yıldırım

Halime Yıldırım
@Uvercink_a
Yalnız geçmişte kesinlik vardır gelecekteki tek kesin şeyse ölümdür.
13 okur puanı
Ekim 2019 tarihinde katıldı
Reklam
Bu kitabın her kelimesi yazılmalı..
Bazı şeyleri boş inanç diye küçümsemeyin, onlarsız insan kültürü olmazdı.
"Seni tanımadan önce ağaçların çiçek açtığı ve yaprak döktüğü mevsimleri hep kaçırırdım.."

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Zaten muhitimden uzak duruşumun, vahşiliğimin bir sebebi de kitaplarda tanıştığım ve benimsediğim insanları muhitimde bulamayışım değil miydi?
"Ağlamak uğradığımız felaketlere karşı vücudumuzda kalan son gücün çığlığıdır. Ağlayamadığımız zamanlar, bizde o gücün de yok olduğu zamanlardır ki, onun yerine geçen etkili sessizlik, en şiddetli acının yarattığı göz yaşlarından daha yakıcıdır."
Reklam
Sevmek kimi zaman rezilce korkuludur insan bir akşam üstü ansızın yorulur tutsak ustura ağzında yaşamaktan kimi zaman ellerini kırar tutkusu birkaç hayat çıkarır yaşamasından hangi kapıyı çalsa kimi zaman arkasında yalnızlığın hınzır uğultusu..
Bu dünya soğuk. rüzgâr genelde ters yöne eser. limon ağaçları kurur. bahaneler hep hazır. güzel günler çabuk geçer. “içimiz hep bir hoşça kal ülkesi…
Bizim sevdamız artık ahirete kalmıştır, böyle bilsin..
Sayfa 108Kitabı okudu
HAVAYA ÇİZİLEN DÜNYA
Dudakların habersiz söylediği şarkılar; Vücudun ağaçlardan önce duyduğu bahar. Çiziyorum havaya dünyamı bir çiçekle Ve hayran bakıyorum bu rüya gibi şekle.
Reklam
Sevgimi unutmak için seyrederim bir tabloyu, bir mermeri, Ki ne kadar dalsa ruhum yeniden döner geriye: Okurum düşüne düşüne okuduğun şiirleri, Senin düşüncen geçerken üzerlerinde bir sıcaklık kalmıştır diye
Yanıtı gecikmedi: "Hep kötülerden bahsediyorsun, ben de sana inançlarıyla yeryüzünü yaşanır hale getirmiş binlerce isim sayabilirim. Filozoflar, sanatçılar, politikacılar, bilim adamları, din adamları, gezginler... İnancımız yoksa, düş kuramıyorsak, yaşam büyüsünü yitirmiş demektir."
BİZDEN BAŞKALARINA,ONLARA,ÇOCUKLARA
Büyüyordum,büyüdüğümden enimdim,biliyordum . Kendimi elimde ekşi bir elma gibi atıp tutuyordum. Havaya atıp yakalıyordum Aramızdan geçen zamandı,biliyorum kanatları vardı. Kimbilir bu gidişin dönüşü olacak mıydı ?
Sayfa 33
Bu ağacı ellerimle sallamak isteseydim gücüm yetmezdi buna. Oysa gözümüzle göremediğimiz rüzgar ona istediği gibi eziyet ediyor, onu eğip büküyor. Görünmez ellerdir bize en kötü eziyetler çektirenler, bizi eğip bükenler."
Herkesin başkasını konuştuğu bu aynalar pazarında seni kimselere söylemeden öleceğim.
Reklam
Kurt uyur, kuş uyur, zindan uyurdu. Dışarda gürül-gürül akan bir dünya... Bir ben uyumadım, Kaç leylim bahar, Hasretinden prangalar eskittim. Saçlarına kan gülleri takayım, Bir o yana Bir bu yana...
Öyle bir yaştaydım ve öyle bir mizaçtaydım ve çocukluğumda o kadar az oyun oynamıştım ve aldatmasını o kadar az öğrenmiştim ki, yalan bana suçların en ağırı gibi geliyordu; ve bir yalan söylendiği zaman insanların değil, eşyanın bile buna nasıl tahammül ettiğine şaşıyordum. Yalana her şey isyan etmelidir.
"...Bir çocuğun başı derde girdiğinde babasını arıyamamak ne garip bir şey..."
Bu şehir öyle bir şehirdir ki, küçük bir kız üzülür, üzüldüğü anlaşılmaz. Kuşlar cehennem çığlıklarıyla ötüşür, duyan olmaz. Bir ağaç acıkır, kimse... Hiç kimse umursamaz.
Sayfa 111 - Vakvak ağacıKitabı okudu
"SIYAMLI BİR İKİZİM VAR"
Siyamlı bir ikizim var (Başkalarının da var ama benimki Ayak tabanından bağlı Uzanmış yatıyor yerde Daha sefil olduğu için benden Isırmış her yanını öfkeyle.)
Sayfa 209Kitabı okudu
Reklam
inanmışım kaybetmek esrarıdır esrarın çıldırmış bir vaşak gibi kaybediyorum ipimden kurtulmuşum kaybediyorum birleşmiyor ellerimiz haykırıyor trapez tanklar tank olup geçiyor üstümüzden helvetius haklı devlet şaşkın piyanist kara memleket sana rağmen ket vururken yarama şu çıplak çocuk şu tüyük bürk şairi ben -ve emir ‘kun’ diyor, doğruluyorum- bu ülke'den daha bıçkın tamlama bilmiyorum. ayakkabılarını kapımın önünde görmeyi istiyorum! çünkü bu, seni seviyorum içine nal salmak demektir. ve hareketinin bana durduğunu akla uydurur. oysa seni sevmem toplumu meşru kılar ve gitmen beni dile indirger sevgilim.
Bir zamanlar kendimi Bulunmaz Hint kumaşı sanmıştım Kaç metredir benim yokluğum? Benden daha çok var sanmıştım. Benim yokluğumdan dünyaya Bir elbise çıkar sanmıştım. Dünyanın çıplaklığına bakmaya utanmadan Sonunda ben de alıştım. Ah...dedim sonra, Ah!