Kitap tavsiyesi isteyen arkadaşlar için, okurken en çok zevk aldığım 125 kitabı paylaşmak istiyorum. Beğendiğim kitaplar bu kitaplarla sınırlı değil tabi. Daha geniş bir listeyi (275+ kitap), 'Beğendiğim Kitaplar' ismini verdiğim rafta düzenledim. İsteyenler bu rafta bulunan listeyi de inceleyebilir.
Listedeki kitapların en iyi kitaplar
2019 yılının enlerini seçtim
Her ay için bir kitap seçme fikri son aylarda okuduğum kitapların listesine bakarken oldukça yapılabilir gelmişti bana ama geçen yıl okuduğum kitapların tamamını belli bir uzaklıktan yeniden değerlendirmem gerekince epey zorlandım. Üstelik her ayı tek kitapla sınırlandırmayı hiç başaramayacağımı hissettim ve geçmiş
2023 yılında önceki yıllara nazaran daha az kitap okudum, okuduğum kitapların az olması önemli değildi, içerikleri itibariyle bana katkı sağlayan iyi kitaplar oldu, en beğendiğim 15 kitap;
🟠
Yine de başka bir hareket koymak yoluyla bir hareketin durdurulması yöntemi, her zaman kolay olmaz ve genellikle pahalıya mal olur. Mevcut düzeni benimseyen ve onu olduğu gibi muhafaza etmek isteyenler kitle hareketleri ile oynamazlar çünkü sahici bir kitle hareketi yürüyüşe geçtiği zaman mevcut düzen bundan mutlaka zarar görür Savaş öncesi italyası ve almanyasında becerikli iş adamları komünizmin önlenmesi için tamamen mantığı kent hareket ederek faşist hareketi ve Nazi hareketini desteklemişlerdir fakat bu şekilde hareket etmekle bu becerikli ve mantıklı adamlar kendi yok oluşlarına da kolaylaştırmışlardır.
Bu okumamda bana katkısı olan kitap tavsiyesinde bulunan, hediye eden güzel insanlara çok teşekkür ederim ☺️ 🥳 Dilerim 2024 çok daha iyi bir okuma raporu ile tamamlanır hepinize esenlikler güzellikler diliyorum sevgili kitap dostları :))
Katalin Sokağı bana bir sürü duyguyu aynı anda yaşatan bir roman. Savaşın gölgesinde aşklar, sürgünler,kayıplar. Fakat böyle bir detaya rastlayacağım hiç aklıma gelmezdi.
Çok heyecan duydum ve hislerimi hemencecik yazıya dökmeliyim.
“Bireyin özgürlüğü”, üzerine konuşmayı sevdiğim konulardan biridir. Özgürlük deyince kaba anlamıyla fiziksel olarak bir
Tutsaklık yılları anılarını paylaşabilmesi için de bir erkekle konuşması gerekecekti. Çünkü hiçbir kadın, bu tür tutsaklık ya da sefalet durumunun bile bir tür rahatlatıcı unsurlar içerdiğini kabul edemezdi. Bunun nedeni her türlü sorumluluktan bir anlamda muafiyet kazanmasıydı. Kaderini tayin edebilme yükümlülüğünün ortadan kalkmasıydı. Birileri belki acımasızca ya da biraz aptalca da olsa onun yerine karar veriyor; ona yiyecek temin ediyor; ne yapacağını, ne kadar çalışacağını saplıyordu. Hakkında karar verenlerin kötü niyet taşıdığı da belki söylenemezdi. Belki en doğru tanımlama, Bálint‘in erginliğe ulaştığı dönemde artık nefret ettiği karar verme hakkının ve de hür iradesinin elinden alınıp tekrar çocuk muamelesi göreceği konumlara itildiğiydi. Hapis dönemi sona erdidiğinde, aslında kendini, yakalanıp toplama kampına götürülürken olduğundan daha kötü hissediyordu. Şimdi memleketine geri dönmesi, tamamen altüst olan bir ülkede yeni koşulları öğrenmesi, kendine yeni bir hayat kurması gerekecekti. Ondan evlenmesi, çocuklarını yetiştirmesi beklenecekti.
Bir insanın işi meşgul olunmaya değerse,o insan muhtemelen kendi işiyle meşgul olur.Fakat, işini meşgul olmaya değmez buluyorsa, kişi aklını kendi anlamsız işinden ayırarak, başkalarının işiyle iştigal eder.
Başkasının işiyle meşgul olmak şu şekilde ortaya çıkar: Dedikodu yapmak, kirli çamaşırlar aramak ve başkasının işine burnunu sokmak ve ayrıca yerel,ulusal ve ırksal konulara aşırı ilgi göstermek.Böylece kendinden uzaklaşan kişi,ya başkasının sırtına biner ya da onunla gırtlak gırtlağa gelir...
Kesin İnançlılar
Bu yılın en iyi kitaplarından biriyle yılı bitirelim.Eric Hoffer ilk defa okudum.Ve çok beğendim.Kesinlikle bir tavsiye kitabıdır.
kitle pisikolojilerini anlatmış.Okurken çoğu yerde şöyle söyledim”işte tam olarak bizi anlatıyor.”Bugünkü toplumların durumunu özetliyor.Yani aslında ,farkında olmadan kalabalıklar olarak nasıl hareket ediyoruz.Tetikleyiciler neler.Hatta geriye dönüp bazı dönemleri bile yorumlamamıza yardımcı oluyor.Ben kalemini George Orwell tadında buldum.Yani bu kitabı için kime eşdeğer diye sorsanız ilk aklıma gelen isim bu olur.Nasıl güdülendiğimizi, üst akıl dediğimiz güçlerin nasıl nabza göre şerbet verdiğini,zaaflarımızı nasıl yönettiklerini,hatta zaaf duyar hale nasıl geldiğimizi.Merak edenler için düşünmeden alın diyeceğim bir kitap önerisi.
#erichoffer