Azra Begüm Müftüoğlu
@Oksijenim_kitap
21 Ocak 2007
53 okur puanı
Eylül 2021 tarihinde katıldı
Okuma Hedefleri
Okur Takip Önerileri
NEFRET Mİ!
Aşk nefrete dönüşürse...
Dönüşmek?. Aşk uğrunda harcanan bedellerle çevresinde bu aşkı bitirecek olanlara kin kusan bir insanın sevgisi dönüşebilir mi?Peki şunu sorayım, nefret nedir?
Pişmanlık ve biten sevginin utancı, maskelenmek adına nefret olarak anılır. Heathcliff'de bir pişmanlık duyardı . Keşke egosu bu denli sert hatlara sahip olmasaydı,kendi hırsı ve açgözlülüğünü bir kenara bırakıp aşkı uğrunda değişime engel olmasaydı. Belki o zaman nefret değil sevgiyle bu ateş kontrol altına alınabilirdi.
''Yeryüzündeki her şey yok olsa, geriye bir tek o kalsa, ben yine yaşarım, yine nefes alırım ''
Kitap bir klasiğe göre sade bir anlatıma sahip ve sanırım bu sade anlatımı sayesinde karakterlerdeki o asabi ve hırçın tavrı derin hissedebiliyoruz. Hele ki kitabın ortalarında -en akıcı bölümde- bu sadelik bizi olaylara adapte ediyor. Lakin karakter isimleri ve karmaşık olay örgüsü de bir o kadar zorluyor.Kitaptaki karmaşık olayları arada şaşırarak arada üzülerek arada da -hiç istemesem de- sevinerek okuyorum. Gotik edebiyat özelliklerinin yanı sıra, romantik döneme ait oldukça önemli bir klasik olarak kitaplığımda yerini aldı. 
Uğultulu Tepeler 
Emily Brontë
Sır
Çocukların hayalleri ufak ama hayal kırıklıkları büyük olur. Özellikle de ihanete uğramış ise...
Yine Stefan Zweig'ın kaleminden olan gerçekçi bir öykü var karşımızda. İçerisinde çocuk psikolojisi, 'büyümek' ve sorumluluk kavramlarının gerçek hayata yansımasını görüyoruz. Fiziksel ve ruhsal tasvirlerinin güçlü olduğu bir eser.
Edgar adındaki 12 yaşındaki bir çocuk ve annesi çocuğun rahatsızlığından ötürü biraz dinlenmesi adına bir otele gidiyorlar ve orda Edgara karşı oldukça ilgili bir beyefendi ile karşılaşıyorlar. Edgar çocukça sevinci ile onu gözünde büyütüyor ve annesi ile tanıştırıyor. İşte bundan sonra anlıyoruz bir çocuğun "Büyümek" ile olan macerasını.
Azra Begüm Müftüoğlu 
Yakıcı Sır 
Stefan Zweig
Rahel Tanrı'yla Hesaplaşıyor
Öfkenin, kıskançlığın, ihtirasın, günahın ve tutkunun ne yaşamlar varken bile zincirlenmiş şekilde bu duygulara kapilmadiklarini anlattı Stefan Zweig bu kitabında...
3 hikaye, 3 ü de insanın tanrı ile yaptığı yanlış/doğru haraketleri anlatmakta. Bulunduğu sade dil ve hikayelerin akıcılığı beni çok etkiledi. Özellikle her din için de geçerli olan kuralların tatlı anlatımı hayata yön verir nitelikte.
Kim ne derse desin, benim için önemli yazarlardan biri de Stefan Zweig'dır. Zaman kavramının dışına çıkarak bir kadının iç duygularını ve hislerini en iyi anlatan yazardır kendileri. Tutku, öfke,intikam, merhamet; bir kadına nasıl yakışıyor ve bir kadın bu duyguları nasıl yasatiyorsa bize aktarırken bir o kadar usta olan bir yazar benim için Stefan. Özellikle ilk hikaye "Rahel Tanrı'yla Hesaplaşıyor" ancak bu kadar duygu dolu ve beni ağlatacak kadar gerçekçi olabilirdi.
Bir diğer hikaye ise bize barışın hala var olmadığını ve bunu arayan birilerinin olduğunu bize anlatıyor
Üçüncü hikaye ise Günahtan korkmanın sonucu olarak hiç bir şey yapmamayı ,kimsenin hayatına yön vermenin kendine düşmediğini anlayan bir adamın hikayesi. Ama sonlara doğru görüyoruz ki Tanrının istediği hiç kimseye dokunmadan yaşamak değilmiş...
Azra Begüm Müftüoğlu 
Rahel Tanrı’yla Hesaplaşıyor Stefan Zweig
Tutunamayanlar
Oğuz Atay'ı okumaya ilk bu kitap ile başladım. İlk bölümler oldukça sıkıcı ve anlaşılmaz gelsede kitabın sonuna kadar okumaya dğer bir kitap.
Kitap ''Post-Modern'' bir romandır .Post-modern roman, klasik ve modern edebiyatın temel kurallarını reddeden roman türüdür. Bu tür romanlarda giriş - gelişme ve sonuç bölümleri yer almaz. Anlatılmak istenenler 'Bilinç Akışı' tekniği ile çok daha dolambaçlı bir şekilde okura sunulur.
İlk başlarda oldukça yoğun olarak gördüğümüz bilinç akışı tekniği ilerleyen bölümlerde daha hafifleyecek ve olaylara yoğunlaşmanız mümkün olacak.
Kitabın konusuna gelecek olursak; Turgut Özben isimli bir mühendisin, sevdiği bir arkadaşı olan Selim Işık2ın intihar ettiğini öğrenmesi üzerine neden intahar ettiğiniaraştırmasıyla başlıyor.Tugut araştırmalarını Olric adı verilen iç sesi ile devam eder ve Olric ile görüp görebileceğiniz en etkileyici iç diyolağa tanık olacaksınız.
Oğuz Atay 
Tutunamayanlar Azra Begüm Müftüoğlu
SİMYACI
Bir çoğumuz lise zamanlarında veya filmlerden Simyacıları duymuşuzdur. Simyacılar ölümsüzlük iksiri arayışında olan ve değersizdir madeni altına çeviren kişilerdir. Şüphesiz hepsi basarız olmuştur bu yolda. Yazar kitapta Simyacıları ulu kişi olarak ele almış bilgeler olarak tanımlıyor.
Kitap kurgusal ve fantastik bir anlatıma sahip ilham verici bir kitap. Bu dünyada ortaya çıkan her yaşamın bir amacı olduğunu dile getiriyor.'' Bizim amacımız bulmak ve bunu başarmak için çalışmaktır.''
Bana kalırsa kitap felsefeye ilgi duyan ve nerden başlayacağını bilmeyenler için muazzam bir başlangıç. Alıntı olarak yazılabilecek o kadar fazla cümle varki ya bu alıntılar anlanacak ya da olaydan çıkarılması gereken ders anlaşılacak.Ayrıca kitaptaki Dini unsurlar şaşırılacak kadar fazla ve bana kalırsa sakin bir kafa ile okunması oldukça önemli 
Paulo Coelho 
Simyacı
Dostoyevski bu kitabında beni ve daha bir çok kişiyi zorladı. Aslında bu eser her anlamıyla sınırları zorluyor; vücut bulmak için, anlamak için, anlamlandırılmak için... Belkide bu kitabı bir kez daha okumalıydım çünkü okuduktan sonra sindirmek ve anlamdırabilmek için bir süre kitapla başbaşa kalmam gerekti.
Kitap iki bölümden oluşuyor birincisi "yeraltı" bu bölümde kişi psikolojisi yer alıyor yani insanın bilinçaltı , iç dünyası ve düşüncelerini ele alıyor, ikincisi "notlar" kısmında ise daha çok felsefi düşünceler barındırıyor.Aslında yeraltından notlar her insanın içinde olan ama kendine itiraf edemediği gerçekleri ortaya koyuyor ve beyin fırtınası yaratıyor. Bi bakıma (benim için) bu gerçekleri bize anlattığı için de okumak zorlaşıyor ve önce kendi gerçeklerinizle yüzleşiyorsunuz daha sonra ise karakterimizin gerçekleriyle...
Yazarın kalemi anlam bakımından ağır .aslında ağırdan kastım söylediği bir cümleyi hem örtülü anlamıyla hem de gerçek olarak anlamak gerekiyor ve hangi türden bakarsanız bakın en basit cümle bile kitaba kattığı anlam çok önemli , bu yüzden bi iki yıl sonra tekrar okumayı düşünüyorum ve eminim ki şimdi anladığım anlamla bir sonraki okuyuşumdaki anlam çok farklı olacak.!
Yeraltından Notlar 
Fyodor Dostoyevski
Birbirinden bağımsız bir kaç hikayelik bir kitap.Hepsinin konusu birbirinden güzel lakin çok kısalar bundan dolayı da karakter analizi ve betimlemeler eş geçilmiş sayılır lakin bu çok bir sorun teşkil etmiyor sadece kahramanı ve hikâyenin geçtiği ortamı gözünüzde canlandırmak zorlaşıyor.
Sanki bir romanın iskeletini hazirlarcasina yapılan Küçük hikayelerin toplamından hazırlanmış bir kitap
bir kaç sayfalık bölümlerden oluşuyor .
Doğrusunu söylemek gerekirse Stefan Zweig'in bu eserinden daha çok beğendiğim eserleride oldu.️
Stefan Zweig 
Ay Işığı Sokağı
Bu kitap sayesinde bağırsağıma bakış açım değişti. İçimizde yaşan mikropların bizi nasıl şekillendirdiğini, kim olduğumuz, karakterimiz, alışkanlıklarımız, tercihlerimiz, nelerden hoşlandığımız, davranış ve kararlarımızdan tutun da eş seçimimize kadar bağırsaklarımızda yaşayan bu minik canlıların bizi nasıl yönettiğini öğrenmiş oldum.
Bu arada yazarın dili o akıcı ve gayet anlaşılır bir biçimde açıklıyor bize her şeyi yani bu konuda çok fazla alt yapıya sahip olmanız gerekmiyor. Ben bu kitabı 7. sınıfta okumuştum ve zorlandığım da söylenemez, dahası daha yeni fark ettim aslında bu kitaptaki bilgiler lise biyolojisi içeriyor ve önceden okumuş olmam benim çok işime yaradı
Bağırsaklarımızın ikinci beyin olduğunu eminim ki duyanlarınız olmuştur. Kulağa tuhaf geliyor olsa da kitabın içerisinde sebebini akıcı bir şekilde okuyoruz. Bağırsaklarımızın aslında ne kadar önemli olduğunu ve beslenmenin hayatımızda ne kadar önemli olduğunu anlatıyor. Yediklerimizin aldığımız kararları hatta hislerimizi bile etkilediğini. İçerisinde ki çizimlerde kitabı daha eğlenceli hale getirmiş. Ben severek okudum. Fizyolojiye ilgisi olan insanların okuyabileceği ya da içinde ki mikrobiyotayı tanımak isteyen insanların okuyabileceği güzel bir eser.
Serkan Karaismailoğlu 
Beyinde Ararken Bağırsakta Buldum
48 Ödüllü New York Times Bestseller
11 yaşındaki Melody 'nin fotoğrafık hafızası vardır.Okulun en zeki çocuğudur ama bunu kimse bilmez...... Çünkü Melody konuşamaz , yürüyemez ve yazamaz .Ama bir gün bir mucize olur ve Melody kafasındaki sesi keşfeder.......
"Şimdiye kadar tek kelime konuşmadim.Neredeyse 11 yaşındayım."
İçinde özgürlük, engelleri aşmak ve en önemlisi UMUT vardır. Melody cesur olduğu kadar samimi ,gözükara ve ilham verici bir hikayenin kahramanıdır ve sizi bu kitapta bekler.
-SHARON M. DRAPER-
İçimdeki Müzik
İsmini Işık yerine Işıl olmasını isteyen bir kız sırf üvey annesine inat olsun diye evden uzaklaşır ama onu yolda bir sürpriz beklemektedir ve o sürpriz sayesinde hayata daha farklı açılardan bakmaya karar verir. Onun elinde olmasada yavaş yavaş değişmeye başlar......Bu sürprizin ne olduğunu ve değişimin sonuçlarını merak edenleri bu kitapla buluşmalarını tavsiye ederim
Parmak Uçları
Beyin beni her zaman büyüleyen bir organ olduğu için hakkında bir şeyler okumak çok keyif verici oluyor ve bu kitaplardan biri de Kadın Beyni Erkek Beyni...
Yazar , kitabı herkesin kolaylıkla anlayabileceği bir hale getirmek için üslubu sade ve sohbet havasında kullanmış.Bu kitabı daha anlaşılır ve daha keyif verici hale geliyor .
Yazar kitabında bir çok makale barındırıyor ve bu makaleler son on yılda yapılan çalışmalara göre hazırlanmış.
Eğer beynin gizemlerini ve cinsiyetini merak ediyorsanız sizin için harika bir kitap olacak
Serkan Karaismailoğlu 
Kadın Beyni - Erkek Beyni
Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört Saat
Bu kitapta bir kadının 40' lı yaşlarındayken yaşadığı bir günü anlatmakta ve bu konuyu anlatırken oldukça yoğun bir dil kullanılmakta...
Kitabın konusunu oldukça güzel bir kurguyla anlatmasına rağmen bana betimlemeleri fazla geldi lakin kitabın akışını bozmamaktadir.
70 sayfalık bir kitap olduğu için önyargı ile yaklaşmamak gerekir hatta 270 sayfalık bir kitaptan daha muazzam bir kitap ele almakta Stefan Zweig
Stefan Zweig 
Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört Saat
Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört SaatStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2020126,9bin okunma
Bir İdam Mahkumunun Son Günü
Ölüm cezasına karşı olan ve bu kararın kaldırılması gerektiğini düşünen Hugo bu düşünceleri kitabına yazmış ve tutumunu belirtmiş
Adını ve suçunun bilmediğimiz hakkında infaz kararı verilmiş adamın ölüme gidişinin öyküsünü anlatıyor.
Kitabın başında uzun bir önsöz var ve bunu sabırla okumanızı öneririm bu önsöz sayesinde kitabın konusu ve hikayesi hakkında az çok bir fikriniz olacak.
Kitabın birçok bölümünde gözyaşlarımı tutamadığımı da belirtmek isterim
Victor Hugo 
Bir İdam Mahkûmunun Son Günü
1984/ George Orwell
George Orwell' in 1984 adlı eseri yazarın geleceği ilişkin bir kabus senaryosudur. Zihnin parti tarafından kontrol altına alındığı ve bunu da "Yenisöylem" denilen bir dil ile bu kontörlü sağlamaktadır. Yeni söylem hükümetin tehlikeli bulduğu kelimeleri çıkarması ya da eklenmesiyle oluşan bir dildir ve eğer bu dildeki kaldırmış sözcükleri ya da kuralları çiğnerseniz sizi buharlaştırırlar, yani sanki hiç doğmamış gibi bulunduğunuz her kaydı silerler ve adınızı bir kişi dahi hatırlamaz siz ise parti tarafından ister alınırsınız.
Başroldeki W. Simith in bu baskıcı parti kurallarının saçma ve gereksiz olduğunu düşünerek hükümetin halka koyduğu kuralları yıkmaya başlamıştır
Bu süreçte Julia denilen bir kızla yakınlaşması ve ona destek çıkanların aslında önemli parti üyeleri olmasını ve ona yapılan ihanet ve işkencelerden dolayı direnişçi ruhunu kaybettiğini görmekteyiz.
Kitabın filme uyarlanışındaki en önemli eksikliği kitaptaki önemli hiç diyalogları filme uyarlanmamiş olması Bundan dolayı da önce filmi izleyen bir insan anlayamayabilir. Lakin karakter kadrosu harika hazırlanmış kitapta tanımlanan karakterlerin hepsi filmdeki karakterler ile uyum içinde ve açıkçası bu beni çok şaşırttı.
George Orwell 
1984
Sahilde Kafka
İlk defa denemiş olduğum macera,polisiye, katagorisinde harika bir kitap Başlar başlamaz kendinizi kitabın içinde buluyorsunuz.
653 sayfalık bir kitap lakin sayfa sayısı sizi korkutmasın içindeki paralel evrenleri iç içe gecirmesi biraz uzun sürdü ama birbirine bağlanması harikaydı ,açıkçası beni çok şaşırttı sizide şaşırtıcağından eminim
Murakami'nin çok farklı bir bakış açısı var. Mesela hikayenin içinde hayata dair ipuçları bulmak mümkün, bunlardan biri "Haddinden uzun düşünmek ,hiç düşünmemiş olmaktan farksızdır..."
Açıkçası kitapla hala bir kaç yer benim için muamma sanki birkaç bölüm koparılmış gibi ama bu büyük bir sorun teşkil etmemektedir
O sayfaları spoiler içermeden anlatmam gerekirse karakter tanımı ve bir kaç olaylar bütünü derdim lakin sanırım yazar bunu bilerek anlatmamakta. Önceden de söylediğim gibi olaylar o kadar karmaşık bir hal alıyor ki bu konu sizi hiç rahatsız etmiyor!!!!!️
Eğer sizde ilk defa polisiye kitaplarını okuyacaksanız Sahilde Kafka ile başlamanızı öneririm.
Haruki Murakami 
Sahilde Kafka
Fareler ve İnsanlar
İki arkadaşının yaptığı yolculuğu anlatan bu kitapta, karakterlerimiz oldukça farklılar. Bu iki arkadaş mevsimlik tarım işçisi olarak çalıştıkları çiftliklerden paralarını kazanarak geçiniyorlar.
Çiftliklerden kazandıkları paraları biriktirerek kendilerine ait küçük bir toprak sahiplenmenin hayalini kurmaktalar.
Dostluk, sevgi, sadakat, merhametlik ve saflıkla harmanlanan bu kitap oldukça kısa olsada insanı içine çeken oldukça güçlü bir hikayeye sahip.
Hiç zaman kaybetmeden okumanızı öneririm 
Fareler ve İnsanlar
Çizgili Pijamalı Çocuk
ÇİZGİLİ PİJAMALI ÇOCUK
Yetişkinlerin çirkinlikleri ortasında olan iki masum kalp...
Anlatım ne kadar yalın olsada boğazı düğümleyen bir cins kitap.Bu kitabı okuduğunuz zaman hem o tarihi inceliyorsunuz hemde yaşanılan bir olayı küçük değişiklerle size aktarıyor ve evet bu yaşanılan bir olay...
Okuduğum en güzel ve acıklı hikayelerden biri. Kitabın kalınlığı çok ince olduğundan bir günde bitirilebilir. Olay örgüsünü iyi anlamanız ve olayı o zamanin şartlarına göre ele alındığında kitabı bitirmemek mümkün değil
Her insanın bu kitabı okumasını ve filmini izlemesini çok isterim️lakin önce kitabı okumanızı sonra filme geçmenizi öneririm ayrıca yanınıza bir kaç peçete almanız iyi olucak çünkü filmi seyrederken ve kitabı okurken göz yaslariniza hakim olamayabilirsiniz -Yaşandı
- 
John Boyne 
Çizgili Pijamalı Çocuk
Korku/Stefan Zweig
KORKU
Korku insanın en yoğun yaşadığı duygulardan biridir ve bunu kağıda dökmek büyük beceri ister.️
Az cümle ile çok şey anlatan Stefan Zweig sayesinde "Korku" duygusunun insanı psikolojik açıdan nasıl etkilediğini de anlıyor ve karakterle beraber yoğun duyguları biz de yaşıyoruz
Hikayenin sonunda olan olaylar beni biraz şaşırttı ve sizide şaşırtıcıağından eminim️
Kitabın alıntıları ️️
° İçe tutulan gözyaşları akıtılanlardan daha acıdır.
° Bir uçurumdan aşağı bakar gibi geçmişine bakıyordu.
°Ruhu çoktan ölmüştü, geriye öldürülecek yalnızca bedeni kalmıştı.
° Zamanın çoktan silindiği bir hata için cezalandırılabilir miydi insan ?
Korku Stefan Zweig
Son Ada
