Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Dostoyevski'nin Anna Karenina incelemesi!
Başlangıçta çok beğendim; başımı kaldıramıyordum; ayrıntılarına kadar bayağı hoşlanmıştım; ancak bütününde ilgim azaldı. Bunu bir yerlerde okumuşum gibi gelmişti bana, evet, hâlâ belleklerde tazeliğini koruyan, Kont Tolstoy'un Çocukluk ve Delikanlılık, Savaş ve Barış adlı yapıtlarında da aynı hava vardı. Konusu farklı olmakla birlikte Rus
Sayfa 701 - 702, 703, 704, 705, 706, 707, 708, 709, 710, 711, 712 Yapı Kredi Yayınları
Hayy Bin Yakzan
Bilinen kısa ismi ile İbn Tufeyl (ö. 1185), bir İslam devleti olarak Ortaçağ’da, Güney İspanya’da kurulmuş olan Endülüs’te yaşamış, pek çok bilim alanında uzmanlaşmış bir Arap Müslümandı. Ünlü kitabının ve kahramanının ismi Hayy bin Yakzan idi. Hayy'in kısaca özetleyeceğimiz öyküsü "yeryüzünün en ılıman ve mükemmel havasına sahip,"
Reklam
Bir Sufi bilgelik hocası olan Nasrettin ile bir tartışma yapmak üzere randevulaşmış bir filozof hakkında eski bir Sufi öyküsü yardır. Bu filozof randevu saatinde oraya gittiğinde Nasrettin Hoca'nın evde olmadığını görür. Bu duruma çok kızan filozof bir parça tebeşir alıp Hoca'nın kapısına “Sersem Hödük” diye yazar. Nasrettin Hoca eve gelip bu yazıyı görünce hemen filozofun evine gider. “Bana geleceğinizi unutmuşum” der, “Randevumuzu kaçırdığım için üzgünüm. Ama isminizi kapımda gördüğüm anda randevumuzu hatırladım.” Başkalarının davranışlarına karşı duyduğumuz öfke, genelde, çözülmemiş olan bir veçhemizle ilgilidir. Eğer başkaları ile konuşurken, onları yargılarken ya da onlara öğüt verirken ağzımızdan çıkan her sözü dinlersek, onu hemen döndürüp kendimize de söylememiz gerekir. Filozof, hocanın kapısına “kaba adam,” “saygısız yalancı” ya da “arkadan vuran korkak” diye de yazabilirdi. Öte yandan, o tamamen farklı bir sonuca varıp, Nasrettin Hoca'nın bir kaza geçirdiğinden ya da hastalandığından da korkabilirdi. Ama Hoca'yı evde bulamadığında onun aklına gelen ilk söz “sersem hödük” idi. Biz üzerinde koruyucu bir kapak bulunmayan bir özelliğe sahipsek, bu yadsıdığımız veçheyi sahiplenip kucaklamamıza yardımcı olacak olayları hayatımıza çekeriz. Filozof, Nasrettin Hoca'nın orada bulunmamasından başka tek bir olgu tarafından bile etkilenmeden, kendi kabul edemediği “sersem hödük” niteliğini hocaya yansıtmıştı,
Sayfa 65 - Akaşa Yayınları
Şamil, bölgeye ilk temsilcisini 1843 yılında göndermişti. 1850 yılında daha güçlü bir ismi, Naip Muhammed Emin'i görevlen­dirdi. Bu kurnaz adam, aşiretleri birbirine düşürdü. Korkunç bir şiddetle hükmeden Muhammed Emin, bir yandan düzeni sağla­ma kisvesi altında katliamlara girişiyor, diğer yandan aldığı rüş­vetlerle cebini dolduruyordu. En
_Nevroz, anormalliktir. _Nevrotik, anormal davranışlı, kültüründen sapmış, ruhsal bozukluğu olan kişidir. Nevrotikler, kültürün üvey evlatlarıdır. _Nevrotik bir insan, kendini, kendi yoluna dikilen bir engel olarak görmektedir. _Nevroz, kişinin normal gelişimini engeller ve baş edemediği çatışmaların içine düşürür. _Anormal davranan herkes
_Derin acılar, insanı seçkinleştirip diğer insanlardan farklı kılar. _Wagner, çok derin acılar çeken biri – diğer müzisyenlerden üstün yanı da bu. Her alanda Wagner'e ve bestelediği müziğe hayranım. _Derin acılar çekmiş her insanın ruhsal iğrençliği ve gururu, bir kişinin ne kadar acı çektiği, neredeyse onun değer dizgesi içerisindeki yerini
Reklam
Yazar adam tabi, kısaca, aşk sana dünyayı toz pembe gösterir dememiş
O zamanki düşüncelerimin, o zamanki duygularımın hiçbiri benim düşüncelerim, benim duygularım değil, bir anda bana ait olmuş, benim hayatıma geçmiş ve hayatımı aydınlatmış onun düşünceleri ve duygularıydı. Her şeye, Katya'ya, adamlarımıza, Sonya'ya, kendime ve uğraşılarıma kendim de hiç fark etmeden başka gözlerle bakmaya başlamıştım.
_Herkes, kendinden kaçar. Lucretius _Ama eğer kaçmazsa, neye yarar? Kendi kendinin yoldaşı olarak kendini zorlar. Böylece zahmet çektiğimiz zaafın, kendimize ait olduğunu bilmemiz gerekir. Hiçbir şeye katlanamayan bizler, her şeye katlanmaya yöneldiğimiz zaman zayıflarız. Bu, bazılarını ölüme sürüklemiştir. Yaşam ve dünyanın kendisi iğrençlik dolu
_Eğer birinin ruhunu görmek istiyorsanız, ona hayallerini sorun. _İnsan doğasındaki en derin prensip, "takdir edilme" isteğidir. _Alaycı tiplerin aslında acılarını gizlemeye çalıştığı gerçeği doğrudur. _İnsanın dünyadaki durumu, kedinin kitaplıktaki durumu gibidir; görür ve duyar ama hiç bir şey anlayamaz. _Yanlış anlayanlar tarafından
( Nuh’un büyükbabası Enok ) _Meleklerin Düşüşü ve Masonluk_ _İnsanoğulları çoğalınca, güzel ve alımlı kızları oldu. Melekler, göklerin çocukları onları görüp şehvet hissettiler. Birbirlerine dediler ki: “Gelin insanların arasından kendimize eşler seçelim ve onlardan çocuklarımız olsun.” Liderleri Semyaza onlara dedi ki: “büyük bir günahın cezasını
Reklam
_Bazı insanlar kendi güneş sistemlerinde yaşarlar. Onları orada ziyaret etmek gerekir. _En derin denizlerde boğula boğula becerirsin tek bir nefesle yaşamayı. En yüksek uçurumlardan düşerken öğrenirsin uçmayı. En derin yaralarla başlar en derin gülücükler. _Sevdiğiniz insanları düşünüyorsunuz, ama daha derine inin, sonunda sevdiğinizin onlar
_Devlet, milletin kendisidir. Milleti, idare edenler devlet değildir. Çünkü irade milletindir. Millet, asildir. Millet işlerini yönetenler, onun temsilcileri olabilir. Bu sistemin uygulanmasında göz onunde bulundurulacak en onemli nokta, milletin siyasi, sosyal, eğitim ve gelişme derecesidir. _Devlet, her parcası diğerinin gorevini hazırlayan veya
Aktörlük Sanatı, Sanat Kuramları, Görme Biçimleri
_Medeniyet, insanların ne kadar para kazandığıyla ya da kaç tane lüks arabaları olduğuyla ölçülmez. Medeniyetin para birimi Sanat’tır. Sanat aristokrattır ve sanatla uğraşan kimseler de yükselerek seçkinleşirler. Müzelerimizde ve kütüphanelerimizde korunan da sanatın ta kendisidir. Sanat Müzesi'ni ziyaret ettiğinizde göreceğiniz, insanların
Sanat Felsefesi, Estetik, Schiller, Ressamlar
_Alçak bir takım ihtiyaçların tatmini için kullanılan yetenek, güya artistik bir şekil verir kirli bir muhtevaya. Sanatçı, zayıflık ve kötülükle insanları aldatır ve kendilerini aldatmalarını kolaylaştırır. Sahtekârdır çünkü manevî susuzluklarını temiz bir kaynaktan doyurduklarına ikna eder onları. Sanat’ın nimetinden mahrum kalınan böyle zamanlar
102 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.