Ölüm büyük bir güç.
Önünden, şapkanı çıkarıp biraz öne eğilerek parmaklarının ucuna basa basa geçersin. O törensel kırmalı yakasını takar, sen de ona saygını göstermek için siyahlara bürünürsün. Akıl onun yanında aptal kalır çünkü kil erdem demektir, ama ölüm özgürlüktür, karmaşadır ve şehvettir.
Syf 191
Cilt 2
Büyülü Dağ
Düşüm aşk demiyor, şehvet diyor. Ölüm ve aşk - bunlarda kafiye tutturmak olanaksız, bu aykırı ve yanlış bir kafiye olur. Aşk ölüme karşıdır ve yalnızca o ölümden daha güçlüdür; akıl değil.
Ölümlü düşünceleri veren odur; akıl vermez. Biçimin kaynağı da aşk ve iyiliktir; anlayış ve dostlukla dolu bir topluluğa, güzel insanlardan oluşan bir devlete biçim ve kültürünü veren de odur - kanlı şölene sessiz saygıyı veren de.
Ah, ne kadar da aydınlık bir düş gördüm ve ne kadar da güzel 'kralcılık' oynadım! Aklımda tutacağım. Ölüme olan bağlılığımı sürdüreceğim ama ölüme ve geçmişe bağlılık düşüncelere ve eylemlere egemen olursa bunun kötülük, karanlık şehvet ve insanlıktan nefret demek olduğunu da hiç unutmayacağım. İnsan, iyilik ve aşk adına, ölümün düşüncelerine egemen olmasına izin vermemelidir.
Sonsuz gibi görünüyordu. Daha büyük bir zaman dilimi mesela bir hafta, daha hızlı geçiyor gibiydi. Thomas Mann - Büyülü Dağ eserinde, sanatoryumda yatan ve taburcu olma tarihlerini bilmeyen hastaların tinsel gelişimini inceşemiştir. Bu hastalar "geleceksiz" yaşamışlardır der.