Martıları Seven Adam ‘ı uyku tutmamış, yatağında dönüp duruyordu. Çünkü onu martılardan daha mutlu eden tek bir şey vardı, o da Fransız Teğmenin Kadını Patrice’ydı ve onu düşlerken gözüne uyku girmiyordu. Hava aydınlanırken
Sait Faik Abasıyanık, yazma tutkusunu şu sözleriyle ifade etmiştir:
“Cebimde taşıdığım çakımı çıkardım, kalemi yonttum, yonttuktan sonra tuttum öptüm.
Yazmasaydım deli olacaktım...”
Modern Türk hikayeciliğin önde gelen yazarı
Sait Faik Abasıyanık ‘ı vefatının 67. yılında saygı ve rahmetle anıyoruz... #11Mayıs1954
📚
SÖYLİYEMİYORUM
Her şey bitiyor.
Şimdi başlıyor karanlık bir gece
Yıldızsız, fırtınalı
Kulübedeki sevgilim
Bir rahat uyku uyumadı
Benim eski kafalılığımdan
Ondan bütün peşin hükümler sıyrılmıştı.
Bir gökyüzü gibi maviydi
Aydınlıktı
Yalnız bendeki rüya
Bendeki malihülya*
O mavi gökyüzünü
O yeşil çimeni
O çiçek açmış
Şeftali ağacını göremiyordu
*Karasevda
Sana koşuyorum bir vapurun içinde
Ölmemek, delirmemek için...
Yaşamak; bütün âdetlerden uzak
Yaşamak...
Hayır değil, değil sıcak;
Dudaklarının hatırası;
Değil saçlarının kokusu
Hiçbiri değil.
Dünyada büyük fırtınanın koptuğu böyle günlerde
Ben onsuz edemem.
Eli elimin içinde olmalı,
Gözlerine bakmalıyım,
Sesini işitmeliyim.
Beraber yemek yemeliyiz
Ara sıra gülmeliyiz.
Yapamam, onsuz edemem.
Bana su, bana ekmek, bana zehir;
Bana tat, bana uyku
Gibi gelen çirkin kızım.
-O ve Ben
Sensiz edemem!
Sana koşuyorum bir vapurun içinden
Ölmemek, delirmemek için.
Yaşamak; bütün adetlerden uzak
Yaşamak.
Hayır değil, değil sıcak
Dudaklarının hatırası
Değil saçlarının kokusu
Hiçbiri değil.
Dünyada büyük fırtınanın koptuğu böyle günlerde
Ben onsuz edemem.
Eli elimin içinde olmalı.
Gözlerine bakmalıyım
Sesini işitmeliyim
Beraber yemek yemeliyiz
Ara sıra gülmeliyiz.
Yapamam, onsuz edemem
Bana su, bana ekmek, bana zehir
Bana tad, bana uyku
Gibi gelen çirkin kızım
Sensiz edemem...
Söylemeliyim
Yok
Yok... meydanlarda bağırmalıyım,
Bu küçük
Güllerin buram buram tüttüğü
Anadolu şehri kahvesinde
Kiraz mevsiminin
Sevişme vakti olduğunu.