Saltanat nâmına, din nâmına bin maskaralık...
Ne felâket, ne felâketti o devrin hâli!
Başta bir kukla, bütün milletin istikbâli
İki üç kuklacının keyfine mahkûm olmuş.
...
Tabiatın ruhu uyumakta karanlığın kalbinde....
Yıldızlar bile sonsuz bir yükseklikte
Yavaş yavaş uyamak istiyor yumup gözünü,
Sabah göklerin altında henüz açmıyor yüzünü.
Hayatın bütün iniltisi gecenin yatağında susmuş,
Varlığın bütün cepheleri sessizliğin örtüsüyle örtülmüş.
...
"...
Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş asker!
Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer.
Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor Tevhid'i...
Bedr'in aslanları ancak bu kadar şanlı idi...
Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?
'Gömelim gel seni tarihe!' desem, sığmazsın."
Bize, tarihe sığmayacak bir Çanakkale Zaferi hediye eden aziz şehitlerimizi, Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK'ü ve silah arkadaşlarını, zaferin 109. yıl dönümünde rahmet, minnet ve saygıyla yâd ediyoruz. Şâd olsun ruhları...
Zafer-yab olduğun kimdir? Düşün bir kerre, millet mi?
Adalet isteyen bir kavmi vurmak galibiyyet mi?
Nasibin yok mudur bir parça olsun âdemiyyetten?
Nasıl aldırmıyorsun yükselen feryâda milletten.
Emin ol bunca mazlumun yüreklerden kopan âhı
Tependen indirir, elbette birgün lâ'netu'llahı!
.
İşte Fas, işte Tunus, işte Cezâyir, gitti!
İşte Îrân’ı da taksîm ediyorlar şimdi.
Bu da gâyetle tabî’î, koşanındır meydan;
Yaşamak hakkını kuvvetliye vermiş Yaradan.
Müslüman, fırka belâsıyle zebun bir kavmi,
Medenî Avrupa üç lokma edip yutmaz mı?
Ey cemâat, yeter Allah için olsun, uyanın!..
Sesi pek müdhiş öter sonra kulaklarda çanın!.. (
Dünya neye sâhipse, onun vergisidir hep; Medyûn ona cem'iyyeti, medyûn ona ferdi. Medyûndur o ma'sûma bütün bir beşeriyyet...
Yâ Rab, bizi mahşerde bu ikrâr ile haşret.