Bu adam sevdiğini öldürmüştü,
Ve bu yüzden de ölmüştü.
Ve herkes öldürür sevdiğini,
Bunu böyle bilin,
Kimi hazin bir bakışla öldürür,
Kimi latif bir sözle,
Korkaklar öperek öldürür,
Yürekliler kılıç darbeleriyle!
Ilk insan katlettiği gün kardeşini
Keder dolu dünya dönmeye başladı,
Ve bilirim ki, o günden beri
İnsanın insana koyduğu tüm kanunlar,
Tıpkı bir meşum rüzgar gibi,
Taneyi savurup, samanı tutar.
Oysa herkes öldürür sevdiğini,
Bunu böyle bilin,
Kimi hazin bir bakışla öldürür,
Kimi latif bir sözle,
Korkaklar öperek öldürür,
Yürekliler kılıç darbeleriyle!
Kimi gençken öldürür sevdiğini,
Kimi ihtiyarken;
Kimi şehvetli ellerle boğar,
Kimi sevdiğini altına boğar:
Merhametlisi bıçağını savurur,
Çünkü böyle ölen çabuk soğur.
Kimi az sever, kimi çok,
Kimi alır, kimi satar;
Kimi öldürürken gözyaşı döker de,
Kimi gözünü bile kırpmaz:
Çünkü herkes öldürür sevdiğini,
Ama herkes öldürdü diye ölmez.
Ah! Ne mutlu kalbi yumuşayanlara
Ve sonunda bağışlananlara!
İnsan başka türlü nasıl yolunu bulabilir
Ve ruhunu günahtan arındırabilir?
Efendimiz nasıl girebilir ruha
Kırık kalplerin çatlaklarından başka?
Ne mutlu kalbi kırılıp Tanrının
Bağışını kazanan insanlara!
Yoksa kişi nasıl bulur doğruyu
Arındırıp günahlardan ruhunu?
Çünkü eğer bir kalp kırılmamış olsa
Girer mi hiç onun içine İsa?
Kabil'in Habil'i öldürüldüğü
Günden beri hiç dinmedi acılar
Çünkü insanların insanlar için
Koymuş olduğu bütün yasalar
Tıpkı adaletsiz bir kalbur gibi
Taneyi eleyip saman tutar