• Zemini oluşurken seyirci kalıyoruz
• Ucu bize dokunmuyorsa izliyoruz
• Bizden olanlar yapınca susuyoruz
• İşimize yarayınca destek veriyoruz
• İtiraz eden olursa yalnız bırakıyoruz
• Kendi kendine de düzelsin istiyoruz
Etimolojik olarak İslam'ın kökenine indiğimizde karşımıza İslâm kelimesinin üç köke atfedildiği görülmektedir. BARIŞ anlamındaki SİLM, KURTULUŞ anlamındaki SELAMET ve TESLİM OLUŞ anlamındaki TESLİMİYET. Bu üç tarifi tek bir çatı altında birleştiren tek bir tek tarif ise şöyle olmaktadır. 》》》Dünya'da barışı ve ahrette kurtuluşu sağlamak için Allah'a kayıtsız şartsız teslimiyet yoludur.《《《
Bir bakımdan âşık, kalp sarayına konan masiva putlarını bir bir LÂ balyozuyla yıkmadıkça, masivadan arta kalan tortu ve kalıntıları İLLÂ süpürgesi ile süpürmedikçe aşkın İLLÂLLÂH sarayına varması mümkün değildir.
Nitekim Kâ belasından sonra varlık kendisini kaybetti ama şimdi ise kaybettiği Kâ sözünü keşfetmek için münkeşif oluyor. Lâ ile kendini yitiriyor İLLÂ ile şahid olup İLLALLAH ile de kendini ve varoluşunun sırrını çözüyor.
Vesselâm. ...
سِر في بِقاع الارض وانظر وتفكّر
كم من قبر تُرى فيه ملوك وكبراءُ
كم كان في الناس ظالمون متأَلّهون
يملُط اليوم بتراب رؤوسهم الفقراءُ
Yeryüzünü gez, gör ve tefekkür et,
Kabirlerde nice krallar ve büyükler görülecektir.
İnsanlar arasından ne çok zalimler ve ilahlık iddia edenler çıkmıştır.
Bugün ise yoksullar/güçsüzler, onların kafataslarının tozu ile sıva yaparlar
BİR DEVLET DÜŞLÜYORUM
Irkı Ümmet, Kavmiyeti insan olan
Hububatı Harran ovasından
Suyu Dicle ve Fırattan,
Kokusu Isparta’dan
Kadim Kökleri İstanbul’dan
Petrolü Kerkük’ten
Muhammed İkbal'in insan felsefesinde aşk ile akıl karşı karşıya gelmez tam tersine el ele tutuşup yol alırlar:
Ne aşksız ilim, ne de ilimsiz aşk insanı kurtuluşa götürür:
"Aşktan nasibini almamış ilim, fikirler tiyatrosundan başka bir şey değildir."